İÇ HABERLER
okuma süresi: 6 dak.

Yavru Vatan'ın Balyoz isyanı...

Yavru Vatan'ın Balyoz isyanı...

<P>Balyoz eylem planında yer alan fişleme listelerine Kıbrıslı siyasilerden büyük tepki geldi. Balyoz eylem planında yer alan fişleme listelerinde bazı isimlerin "eşi Kıbrıslı" diye sınıflandırılmasına Kıbrıslı siyasilerden büyük tepki geldi. Bu uygulamanın 80'li yıllarda alenen yapıldığını bildiklerini belirten siyasiler, yıllar geçmesine rağmen bu mantalitenin ortadan kalkmamasını üzüntüyle izlediklerini belirttiler.</P>

Yayın Tarihi: 04/03/10 11:32
okuma süresi: 6 dak.
Yavru Vatan'ın Balyoz isyanı...
A- A A+

Balyoz eylem planının detayları ortaya çıktıkça tepkiler de artmaya devam ediyor. Eylem planında yer alan fişleme listesindeki başlıklar incelendiğinde "eşi Kıbrıslı" notu da dikkat çekiyor. Kıbrıslı olmanın sakıncalı bir durum olarak lanse edilmesi ise KKTC'de tepki uyandırdı. Konuyla ilgili olarak Cihan'a konuşan parti liderleri, Kıbrıs halkının vatanseverliğinin sorgulanamayacağını söyledi. Daha önceden de eşi Kıbrıslı olan subayların ordudan atıldığını hatırlatan liderler, bazı kesimlerde bu mantalitenin hâlâ değişmemesinin çok üzücü olduğunu dile getirdiler.

ESKİDEN EŞİ KIBRISLI SUBAYLAR ORDUDAN ATILIRDI, ANLAŞILAN MANTALİTE DEĞİŞMEMİŞ

Eski Başbakan ve Cumhuriyetçi Türk Partisi lideri Ferdi Sabit Soyer, bu durumun Kıbrıslıları büyük üzüntüye soktuğunu belirtti. Soyer, "Bu bir anlamda misak-ı milli sınırları dışında kalan, genel olarak Türk dilini konuşmayan insanlara dönük olarak Türkiye'deki bir kısım güç odaklarının güvensizliğinin sonucudur. Biz bunu eskiden beri biliyoruz, eşi Kıbrıslı olan subaylar bir zamanlar ordudan atılırdı. Eğer bir subay Kıbrıslı Türk bir hanımla evlenirse askerlikten uzaklaştırılırdı. Bu kural 1980'lerde değişmeye başladı; lakin bugün görüyoruz ki mantalite aynı, kafa yapısı aynı olarak kalmıştır." ifadelerini kullandı.

HALKA HİZMET İÇİN KURULAN KURUMLARIN, HALKA KARŞI OLMASI DÜŞÜNÜLEMEZ

Kıbrıslı Türklere karşı olan güvensizliğin nedenini Kıbrıslıların demokrasiye karşı olan bağlılıklarının sonucu olduğunu belirten Soyer, "Bunun bir diğer nedeni de Kıbrıslı Türklerin daha ziyade demokrasiye ve kurumsallaşmaya duydukları ilgidir, aynı zamanda bu anlamdaki tabuları sorgulayıcı olmalarıdır. Bu, Kıbrıslılara karşı şiddetli bir güvensizliği getiriyor. Demokrasiye karşı olanlar sadece kendilerine güvenirler, ötekileştirdikleri insanlar, onlar gibi düşünmeyen insanlar hep tehlikedir onların gözünde. Bu zihniyet yüzünden tarih boyu başımız hep demokrasiyle hukukla belada olmuştur.

Önemli olan, insanın kendine duyduğu güven kadar kendinden farklı düşünene de güven duymasıdır. Halka hizmet için kurulan kaynaklar halka karşı olamaz, olmamalı; halkın kaynaklarıyla beslenen insanların halka karşı olmaları mantık dışıdır. Halka hizmet için kurulan birlikler halkına çifte standart uyguluyorsa o ülkede sıkıntılar had safhadadır demektir. Herkes konuşulana değil yapılan işe bakmalıdır, Atatürk de bayrak da hepimizindir, hiç kimse bunu bir diğerinden daha fazla sevdiğini iddia edemez." şeklinde konuştu.

ÇAKICI: 12 EYLÜL SONRASI KIBRISLILARA HEP AJAN MUAMELESİ YAPILDI

Toplumcu Demokrasi Partisi Başkanı Mehmet Çakıcı ise yaptığı açıklamada bu uygulamanın ilk olmadığına dikkat çekti. Üniversite yıllarından bir örnek veren Çakıcı, üniversitelerde Kıbrıslılara ajan muamelesi yapıldığını belirtti. 12 Eylül darbesinden sonra İstanbul'da Abdi İpekçi Öğrenci Yurdu'nda askerlerle ortak olarak kullandıkları yurt binasında Kıbrıslılara ayrı giriş çıkış saati belirlendiğini belirten Çakıcı bu durumu yurtta görevli Albay'ın Kıbrıslı öğrencileri toplayarak onlara, "Kıbrıslıların arasında annesi babası casus olan birçok kişi var, o yüzden size ayrı önlem alıyoruz." dediğini iddia etti.

Yılların geçtiğini; ama aynı kafa yapısının değişmediğini belirten Çakıcı, bu durumun asıl sebebi olarak Kıbrıslıların şovenist milliyetçilik yapmamasının ve demokrasiye olan inançlarının olduğunu savundu. Bu yaklaşımın Türk halkına mal edilmemesi gerektiğine de dikkat çeken Çakıcı, "Birkaç kişinin düşüncesi Türk halkına mal edilemez." dedi.

DENKTAŞ: İNŞALLAH BU İDDİALAR ASILSIZDIR

Demokrat Parti Genel Başkanı Serdar Denktaş ise balyoz darbe planına inanmadığını belirterek, "Hiçbir Kıbrıslı Türk'ün Türkiye devletine karşı bir yanlışı olmaz. Biz buradan Türkiye'ye bağırabiliriz, çağırabiliriz, bazı konulardan hoşnut olmayabiliriz; ama Türkiye'ye yönelik herhangi bir tehdidin içinde bulunmamız söz konusu değildir. Umarım gerçek anlamda böyle bir şey yoktur." değerlendirmesinde bulundu.

KIBRISLI ANAVATANI İLE OMUZ OMUZA CAN VERMİŞTİR, ANNE EVLADINDAN ŞÜPHELENEBİLİR Mİ?

Dışişleri eski bakanı ve Özgürlük ve Reform Partisi Genel Başkanı Turgay Avcı ise konuyu üzülerek takip ettiklerini belirtti. Kıbrıslıların kökünün anavatan Türkiye'ye dayandığına dikkat çeken Avcı, "Biz Türkiye'nin evladıyız, evlat anneye ihanet eder mi?" ifadelerini kullandı.

Kıbrıs Türklerinin böyle bir sınıflandırma içinde olmasını üzülerek izlediklerini belirten Avcı, "Böyle bir listelemenin olduğunu biz de medyadan öğrendik. Kıbrıs Türklerinin anavatan için kanını canını nasıl verdiğini nasıl destan yazdığını herkes biliyor. Türk milletinin Kıbrıs'ı ve Kıbrıslıları nasıl sevdiğini değer verdiğini biliyoruz, bu hata bu sınıflandırma asla Türk milletine mal edilemez." diyerek yapılan fişlemeleri eleştirdi.

Bugün Gazetesi

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.