Hasgüler'den Ertuğruloğlu'na eleştiri

"ERTUĞRULOĞLU AHLAK AÇISINDAN DİBE VURDU"
Lefkoşa Milletvekili Tahsin Ertuğruloğlu'nun Ulusal Birlik Partisi'den ihraç edilmeyi göze alarak Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olmasını değerlendiren Doç. Dr. Mehmet Hasgüler, zamanında Ulusal Birlik Partisi Genel sekreterliğinden ayrılarak Özgürlük ve Reform Partisi'yi kuran ve hükümetin ortağı pozisyonuna getirilen Turgay Avcı'nın yaptıklarının, Tahsin Ertuğuloğlu'nun bu hamlesinin yanında, daha kabul edilebilir göründüğünü açıkladı. Turgay Avcı ile Tahsin Ertuğruloğlu karşılaştırıldığında Ertuğruloğlu'nun durumunun tam bir facia olduğunu söyleyen Mehmet Hasgüler "Tahsin Bey ahlak açısından dibe vurmuş durumda" dedi.

"ERTUĞRULOĞLU'NUN YAPTIĞI SİYASİ ŞANTAJDIR"
Ertuğruloğlu'nun Cumhurbaşkanlığı seçimlerine yönelik yaptığı hamleyi sert dille eleştiren Hasgüler açıklamalarını şöyle sürdürdü: "Sayın Ertuğruloğlu bundan 6 hafta önce diğer Ulusal Birlik Partisi'lilerin yaptığı gibi Sayın Derviş eroğlu'nun Cumhurbaşkanlığına aday gösterilmesinin altına imzasını atıyor. Kendisinin de Eroğlu'nun Cumhurbaşkanı olmasıyla birlikte partinin Genel Başkanı ve Başbakan olacağını söylüyor. Buraya kadar herşey normal... Bu aşamadan sonra başlayan süreç, yani Ertuğruloğlu'nun Ankara gidip Sayın Erdoğan ve Sayın Gül ile görüşülmesi, Sayın Talat ile telefon görüşmeleri yapması işin içine katıldığında bir yandan da adaylığını ilan etmeden önce KKTC Başbakanlığını ziyaret ederek kendisinin Başbakan olacağına dair yazılı belge istemesi ve bunun verilmemesi halinde aday olacağını söylemesi siyai şantaj ya da ahlaksız teklife tekabül eder."

"UBP YERİNE 'TEP' OLSA DAHA MI AHLAKLI OLACAKTI?"
Tahsin Ertuğruloğlu'nun UBP'de tek adamlığa karşı çıkması yönündeki açıklamarını yorumlayan Mehmet Hasgüler şu değerlendirmeyi yaptı: "Ertuğruloğlu tek adamlığa karşı çıkıyor ancak Eroğlu'ndan istediği belgeyi eline almış olsaydı bir sorun olmayacaktı. Sayın Tahsin Ertuğruloğu 2 yıl boyunca partinin genel başkanlığını yaptı. Kendisi de genel başkanken tek adamlıpa oynuyordu ve UBP'de değişen bir şey yoktu. Sayın Ertuğruloğlu'nun buradaki sorunu sergilemiş olduğu tutarsızlıktır. Ertuğruloğlu "Derviş Eroğlu Partisi" diyor, kendi istediği olsa yani "Tahsin Ertuğruloğlu Partisi" olsa daha mı ahlaklı olacaktı?"

"EROĞLU CUMHURBAŞKANI OLURSA UBP'NİN BAŞINA ERTUĞRULOĞLU ZATEN GEÇECEKTİ"
Siyasette sonuçların önemli olduğu belirten Hasgüler "Önümüzde duran bir gerçek var. Sayın Eruğruloğlu'nun istediği belgeyi Sayın Eroğlu verseydi, Tahsin Bey Ulusal Birlik Partisi'nin 'gerçek' Ulusal Birlik Partisi olduğuna kanaat getirecekti ve UBP o saatten itibaren Tahsin Ertuğruloğlu Partisi olacaktı. Bu hareket Ulusal Birlik Partisi'deki milletvekillerine ve diğer parti üyelerine yapılmış en büyük saygısızlıktır. Benim kanaatime göre Sayın Eroğlu'nun Cumhurbaşkanı olması durumunda normal şartlarda zaten partinin başına Tahsin Bey gelecekti ve tüm bu yapılanlara hiç gerek yoktu. Partisinin Geneş Başkanına adaylığı konusunda destek verdikten sonra ne değişti de Sayın Ertuğruloğlu şantaj yapmaya başladı? Tek adamlığa karşı bayrak açtığını savunan Ertuğruloğlu halkın vicdanında yer demezse siyasi anlamda harakiri yapmış olacak"

"ŞİMDİKİ İLKE; DÜŞMANIMIN DÜŞMANI DOSTUMDUR"
Ertuğruloğlu'nun adaylığının halk nezdindeki karşılığının "düşmanımın düşmanı dostumdur" ilkesi olduğuna vurgu yapan ve Eroğlu'nun karşısındaki siyasi çevrelerde büyük sevinç yaşandığını belirten Doç. Dr. Hasgüler, Ertuğruloğlu'nu Cumhurbaşkanı adayı yapmaya iten bir gücün varlığının kabullenildiğini söyledi ve şöyle devam etti: "Sayın Ertuğruloğlu'nun Ankara'daki ziyaretlerinin, Erdoğan ve Gül ile görüşmesinin randevularını kim ayarladı? Hangi merkezler bu randevuları almışsa Ankara'dan, Ertuğruloğlu'nun adaylığını can-ı gönülden destekleyen onlardır. Sayın Ertuğruloğlu'nun bugünkü koşullarda demokratik değerlere mi, siyasi ahlağa mı, UBP'nin demokratikleşmesine mi, siyasal hayata katılımcılığa mı hizmet ediyor? Bunlardan hiçbiri olmadığını açıkça görüyoruz"

"MÜZAKERELERDE KAYBEDEN DEĞİL KAZANAN BİR LİDERE İHTİYAÇ VAR"
Müzakere sürecinde gelinen noktaya ilişkin de değerlendirmeler yapan ve bu sürece müdahil olan dış güçlerin Kıbrıs Türk halkının içinde bulunduğu durumu anlamak istemediğine işare eden Hasgüler şöyle konuştu: "Güney Kıbrıs ile bugün Sayın Talat'ın hep vermeye ve sorunu çözme yöntemi olarak da kaybeden pozisyonunu koruduğunu görüyoruz. Bu noktada, kaybeden değil kazanan pozisyonda olacak bir liderliğe ihtiyaç vardır. Bence 18 Nisan seçimlerinin de buna hizmet etmesi gerekiyor."