İÇ HABERLER
okuma süresi: 8 dak.

Nami: "Güneydeki Gelişmeler Dik Duruşumuzun Göstergesidir"

"Güneydeki Gelişmeler Dik Duruşumuzun Göstergesidir"

<P>Cumhurbaşkanı Dış İlişkiler Temsilcisi Özdil Nami, ortak açıklama metni ile ilgili Cem Kar'ın sorularını cevapladı. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'ın müzakere masasındaki tavırları nedeniyle eleştirilere maruz kalmasına bir anlam veremediğini ifade eden Nami, her zaman dik bir duruş sergilediklerini söyledi.</P>

Yayın Tarihi: 27/03/10 19:52
okuma süresi: 8 dak.
"Güneydeki Gelişmeler Dik Duruşumuzun Göstergesidir"
A- A A+
Ada Tv'de Cem Kar'ın sunduğu Öğlen Ajansı programına konuk olan Nami, merak edilenleri tüm samimiyetle cevapladı.

Cem Kar: Basında ortak açıklama ile ilgili olan bazı haberler yer alıyor. Bu haberler ile ilgili görüşlerinizi öğrenebilir miyiz?

Özdil Nami: Ortak açıklama olasılığı vardır. Zaten bununla ilgili çalışmalara başladık. Sayın Yokovu ile cumartesi olmasına rağmen saat 10:00' da heyetlerimizle beraber bir araya geleceğiz. Ortaya bir taslak metin çıktı. Aşağı yukarı altı sayfa olan ancak nihai şeklini aldığı zaman biraz daha uzayabilir ya da kısalabilir. Bugüne kadar ki güç paylaşımı ve yönetim, Avrupa Birliği ve ekonomi konularında ortaya çıkan ana fikirleri özetleyen bir belge olacaktır. Bu belgenin kamuoyunu bilgilendirme amaçlı bir belge olması planlanıyor. Herhangi bir şekilde ara anlaşma metni kesinlikle değildir. Biz bu konularda yakınlaştık, bu konularda fikir birliği sağladık şeklinde bir bilgilendirme metni olacaktır. Dediğim gibi bir ara anlaşma metni olarak algılanmaması gerekir. Zaten metnin giriş bölümünde de bütün konularda mutabakat sağlanmadan hiçbir konuda mutabakat sağlamış olmayacağı ana ilkesi tekrar edilecektir. Liderlerin bugüne kadar yaptıkları diğer ortak açıklamalara muhtemelen atıfta bulunacaktır. Bu 3 başlık altındaki fikir birliklerinin bir özetini içerecektir. Bu bizi eleştirenlere de bir cevap olacaktır.

"BU METİN İLE 'TAVİZ VERİLDİ' İDDİALARI CEVABINI BULACAK"

C. Kar: Ortak açıklama metni bazı kesimler tarafından politize edilmeye çalışılıyor gibi bir imaj mevcut. UBP kanadı ortak açıklama metninin tamamen yanlış olduğunu ifade ediyor. Böyle bir ortamda müzakere sürecini yürütmek zor mu, herhangi bir tedirginlik yaşıyor musunuz?

Ö. Nami: Tabii ki de zor ancak bu bizim görevimizdir. Halkımız bu görevi yerine getirmemiz için bizi seçmiştir. Bizim bundan kaçmamız diye bir şey söz konusu olamaz. Elbette gönül sorumlu mevkilerdeki kişilerin süreci daha objektif bir şekilde değerlendirmesidir. Halbuki biz bir taraftan 'hiçbir ilerleme yok' şeklinde muazzam bir politika yürütüldüğünü görüyoruz. Diğer taraftan sağlanan ilerlemelerin açıklanacağı bir belgeye de itiraz ediliyor. Madem bir ilerleme yok iddiasındasınız o zaman neden bir ortak açıklama metnine neden bu kadar karşısınız? Nedeni açıktır. Bu belge o kesimlerin iddialarının yanlışlığını ortaya koyacağı içindir. İlerleme yapılan bu konular halkında bilgisine getirilmelidir. O nedenle 150 sayfalık bu bildirgeyi halkımızın da rahatlıkla anlayabileceği şekilde 6 sayfaya kadar özetledik. Bu metin ile 'taviz verildi' iddiaları da cevabını bulacaktır.

C. Kar: Sayın Talat'ın yaptığı görüşmeler sonucunda taviz verdiği iddiaları da gündeme gelmişti. Bu durumla ilgili düşünceleriniz nelerdir?

Ö. Nami: Bu tip eleştirileri anlamak gerçekten mümkün değildir. Biz onun için şeffaflıktan yanayız. Bu metni halkın bilgisine getirerek yaptıklarımız ile ilgili herhangi bir çekincemiz olmadığını ortaya koyacağız. Bizi taviz vermekle ya da milli davada geri gitmekle suçlayanlar bu durumdan neden çekiniyorlar ben bunu merak ediyorum. Biz bu işi yapanlar olarak çekinmiyorsak onlar bu suçlamaları yapanlar olarak bu açıklamalardan neden bu kadar çekiyorlar bunu izah etsinler. O nedenle Rum tarafı da geri adım atmazsa 30 Mart'ta bu açıklama yapılacaktır.

ULUSAL KONSEY KAÇIŞTIR

C. Kar: Sayın Eroğlu geçtiğimiz günlerde 'her konu açık olacak, seçilirsem müzakereleri açık yürüteceğiz ve konsey kuracağım' diye bir açıklama yapmıştı. Bu karartma sadece bizim tercihimiz midir? Sayın Eroğlu bunu başarabilir mi?

Ö. Nami: Bu şekilde dünyadaki hiçbir uzlaşmazlıkta müzakerelerin götürüldüğü görülmemiştir. Herhalde bu Kıbrıs'a has yeni bir yöntem olacaktır. Bu şekilde sağlıklı bir müzakere yürütmek mümkün değildir. Böyle bir ortamda sağlıklı bir şekilde fikir alışverişinde de bulunamazsınız, esneklik de gösteremezsiniz. Bunu kendi iç siyasetinizde de görürsünüz. Mesela sendikalar yaptıkları her toplantıdan sonra kamuoyuna bilgi mi verirler? Hayır. Kapalı kapılar ardında belli bir müzakere yapılır, bir ortak noktaya varılır. Hiçbir müzakere, hiçbir pazarlık bu şekilde yapılamaz. Kaldı ki Kıbrıs müzakereleri çok hassas bir sürece sahiptir. Herhalde Sayın Başbakan'ın da kastettiği bu değildir diye düşünüyorum ve öyle düşünmek istiyorum. Mutlaka belirli bir şekilde gizlilik ilkesine her iki tarafında ihtiyacı vardır. Geçmiş süreçlerde bu ilkenin her zaman ön planda olduğu görülmüştür. Cumhurbaşkanımız bundan önce müzakereleri hiç olmadığı kadar çok bilgilendirmiştir ve şeffaflaştırmıştır. Ulusal Konsey konusuna gelince; Rum tarafında evet bir konsey var ama orada bu konseyin oluşturulma nedeni masada uzlaşmacı bir tavır sergilerlerse bunun yükünü konseyin boynuna asmak içindi. Türk tarafının esas niyeti bu işi çözmektir. Rum tarafı gibi bir politikamız yoktur bizim. Bundan sonra farklı bir istişarenin kurulması o makamda olan kişinin tercihidir ancak bu oluşumlarla sorumluluktan kaçma gibi bir pozisyona da kimse girmemelidir.

C. Kar: Yani Sayın Eroğlu bu konuda bir kaçma yolu mu arıyor?

Ö. Nami: Herkes kendi iradesini ortaya koyar. Kurduğu mekanizmaları nasıl çalıştıracağını da zaman gösterir. Ben şu kanaatteyim; eğer siz kendi vizyonuzu ortaya koyarak halktan bir irade almışsanız onun sorumluluğunu taşımanız gerekir. Elbette siyasi oluşumları bilgilendirmek görevinizdir ancak halkın size verdiği yetkiyi başka kurumlara aktarmanız da doğru bir yaklaşım olmaz diye düşünüyorum.

EROĞLU İLE ÇALIŞIR MI?

C. Kar: Sizce iç siyaset süreç içerisinde liderleri zorluyor mu?

Ö. Nami: Tabii ki zorluyor. Bir seçime girilmiş olması da bunu etkilemektedir.

C. Kar: Özellikle seçim döneminin dışında da Ban Ki Moon adaya geldiği zaman Hristofyas'ın EDEK'le olan sıkıntıları sonucunda, Ban Ki Moon adadayken bir ortak açıklama metninin ortaya çıkmasını engellemişti. Bu durumlar süreci çok etkiliyor galiba

Ö. Nami: Benzer bir durum şimdi önümüzdeki haftayı da etkileyebilir. EDEK'ten sonra DİKO'da koalisyondan ayrılma niyetinde olduğunu belirtmişti. Burada bir de parantez açmak istiyorum. Türk tarafı eğer Rum tarafının bütün isteklerine boyun eğiyorsa, dik durmuyorsa, onurlu bir anlaşma için mücadele vermiyorsa nasıl oluyor da Rum tarafında hükümet bunalımı çıkıyor ve hükümet dağılıyor bununda birinin çıkıp izah etmesini hassasiyetle rica ediyorum. Demek ki orada bir sıkıntı, problem vardır. Demek ki biz çözüme doğru gerçekten gidiyoruz.

C. Kar: Varsayalım Sayın Eroğlu seçildi ve size 'Sayın Nami siz bu süreci iyi bir şekilde idare ettiniz benimle çalışır mısınız' diye sorsa yanıtınız ne olur?

Ö. Nami: Öyle bir şey söyleyeceklerini pek sanmam ama kendisiyle çalışmam mümkün değildir. Biz sayın cumhurbaşkanı ile mevcut süreci bugüne kadar verdiği görev ve yetki çerçevesi içerisinde götürdük. Bizim bugüne kadar teşhis ettiğimiz her şeye karşı çıktılar. Dolayısıyla anlaşılan o ki farklı vizyonlar vardır. Onun için halkın takdiri o şekilde oluşacaksa yeni gelen liderin kendi kadrosunu oluşturması gerekir.

Haber: Gözde AKBEN / Star Kıbrıs

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.