Özdil Nami: "T.C vatandaşlarına yönelik özgürlükler tartışıldı ve olgunlaştı"

'Can Sarvan'la Sabah Postası' programına konuk olarak katılan Cumhurbaşkanı Talat'ın AB ve BM'den Sorumlu Özel Temsilcisi Özdil Nami yeni açıklamalarda bulundu.

Nami, Başbakan ve Cumhurbaşkanı Adayı Derviş Eroğlu'nun müzakerelerde gelinen noktaya ilişkin olarak 'birincil hukuk unsuru olmadığı bir AB üyeliğinde Kıbrıs Türkünün haklarının mahkemeler önünde erozyona uğrayacağı' yolundaki eleştirisine cevaben :

'Birincil hukuka ilişkin olarak Rum tarafı 10. Protokol'le Kıbrıs Türk tarafında AB yasalarının askıda bulunduğunu belirtiyor ve çözüme ulaşıldığında AB mekanizmalarının yeterli güvenceyi sağlamış olacağını savunuyor. Biz bunu kabu etmiyoruz. AB Müktesabatı'ndan sapmaları (derogasyon) birincil hukuk olarak kabul edilmesi gerektiğini ileri sürüyoruz. Yaptığımız baskılar sonucunda Avrupa Komisyonu Başkanı Barroso AB Müktesabatı'ndan sapmaları kabul ettiklerini ve bunların birincil hukuk kabul edilmesi yönünde Kıbrıs Türk tarafına her türlü desteği sağlayacakları güvencesini verdi. O aşamaya gelince Rumların bu konuda itiraz edemeyeceklerini biliyoruz', dedi.

Derviş Eroğlu'nun müzakerelerde Talat tarafından tek egemenliğin kabul edilmesine ilişkin eleştirilerine yanıt olarak, Özdil Nami:

'BM Genel Sekreteri'nin İyi Niyet Misyonu çerçevesinde yapılan müzakerelerde BM parametreleri temel alınmıştır. Bu parametrelerde 'tek uluslararası kimlik', 'tek vatandaşlık' ve 'tek egemenlik' kriterleri temel kriterlerdir. Kıbrıs Türk halkı 2004 yılında Annan Planı'nı onay vererek zaten tek egemenliği kabul etmiştir. Bu açıklamaları nedeniyle Sayın Eroğlu'nun ister istemez Kıbrıs sorununun temel ilkelerine hakim olmadığı ya da bunları hiçe saydığı sonucunu çıkarıyoruz. Canlı yayındayız. Aksini savunan var ise, ben müzakerelerde BM Güvenlik Konseyi kararlarına uyacak değilim, kendi parametrelerimi kuracağım diyen varsa lütfen bağlansın da bunu nasıl yapacağını anlatsın', ifadelerini kullandı.

Özdil Nami'nin Sarvan'ın diğer sorulara verdiği yanıtlar ise şöyle oldu:

'Bizim Cumhurbaşkanlığı olarak daha fazla bilgi yaymamız gerekirdi. Halkımız eğitimli ama demek ki yeterli olmuyor. Müzakerelerde gelinen aşamayı şemalarla da anlatacağımız bir kitapçık bastırıyoruz. Kitapçıklar 3-4 güne kadar çıkmış olacak. İzolasyonları kırmak anlamında neler gerçekleştirdik, BM parametreleri çerçevesinde neler yapıldı ve Annan Planı'na göre ne noktadayız; bu konulara dair bilgilerin yer alacağı bir kitapçık bu.'

'Bazı çevreler 1 Nisan'da yapılan basın açıklamasını seçimlere kısa bir süre kala yapılması nedeniyle etik bulmamışlar. Bu gruplar örneğin Beşparmak Grubu gibi gruplar arasında geçmiş müzakere sürecinde yer almış insanlar da var ama yaptıkları açıklamalar karşısında yüreğimiz parçalanıyor. Buyursunlar ellerinde ne belge varsa açıklasınlar. Kamuoyunu yanıltmasınlar. Şeffaflıktan, her şeyi olduğu şekilde halka anlatmaktan ve bilinçli oy kullanmalarını sağlamaktan daha doğru bir politika olabilir mi? Türkiye ve dünya, herkes müzakerelerde ilerleme olduğunu kabul ediyor fakat UBP adayını destekleyen bu grup tersini iddia ediyor.'

'T.C vatandaşlarına yönelik 4 özgürlük önerisi müzakerelerde Rum heyetle birlikte tartışıldı ve tartışmalar olgunlaştı.'

'Sayın Talat ulusal çıkarlarımızda en ufak bir taviz vermedi. Eğer Rum tarafı çözüme ulaşmakta sorun yaratacaksa Rum tarafının bu tavrının dünya indinde tescil ettirmemiz gerekecek.'

'Eğer karşı tarafta bizdeki irade varsa teknik olarak sorunun bu sene sonu, en geç 2011'de çözülmesi mümkündür. Güvenlik ve garantiler uluslararası bir sorundur ve halledilebilir. Toprak konusu Rum tarafınca müzakerelerin sonuna bırakılmıştır. Mülkiyette yol AİHM tarafından çizilmiş, çözüm politikamız sayesinde Rumların uluslararası hukuktaki tekelleri kırılmıştır. Konu bundan sonra finansman odaklı ele alınacaktır. '

'Geçtiğimiz günlerde asılan afişte Cumhurbaşkanı hem dünya hem Türkiye ile uyum içerisinde bir politika takip ettiğini anlatmaya çalışıyor. Afişte geçen, 'Talat varsa ben de varım! Çünkü beni Türkiye'ye bağlıyor' şeklindeki sözleri başka şekilde izah etmek maksadı aşar.'