Zamane çocukları

Yayın Tarihi: 30/09/18 07:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Geçen haftaki nostaljik yazımda çocukluk ve öğrencilik zamanlarımdan bahsettim. Küçücük şeylerin bizi ne denli mutlu ettiğini, tüm yokluklara rağmen ne kadar mutlu bir yaşamımız olduğunu anlatmaya çalıştım.

Bu hafta da tüm materyalist olanaklara rağmen zamane çocuklarının ne kadar mutsuz, sorunlu bir yaşam yaşadıklarına değineceğim. Amerika'yı yeniden keşfetmemek adına yine eski yazılarımdan yararlanacağım.

Geçenlerde bir yakınımız 9 yaşındaki oğluna 42 inç ekran bir televizyon aldı. Oda oldukça küçük. Çocuk televizyonu sadece bilgisayar oyunları, Play Station, Wii gibi oyunlar için kullanıyor. Ayrıca evde biri 52 inç, 3 ayrı televizyon daha var. Bizim evdeki tek televizyon ekranı 32 inç!

Çok sevdiğim anne, babaya "bizim zamanımızda" diye başlayan uzunca bir nutuk çektim. Ertesi gün, 12 yaşındaki diğer oğlularına kıskanıp üzülmesin diye £600 ödeyerek bir cep telefonu aldılar!

Günlük yaşamda sıklıkla rastladığımız bu örnekler beni geçen hafta bahsettiğim o güzelim çocukluk yıllarına götürür.

Biz çocukken 100 sterlinlik spor ayakkabımız, marka elbiselerimiz yoktu. Spor ayakkabımız lastik potin dediğimiz çirkin şeylerdi. Odamızda televizyonumuz yoktu. Zaten ne kendimize ait odamız ne de televizyon vardı o zamanlar. İlk kez televizyonumuz 1968 yılında oldu. Ama şimdiki herşeyi olan çocuklardan çok daha mutluyduk.

Geçtiğimiz hafta zamanımızın çocukları, gençlerinin yaşadıkları sorunları tüm çıplaklığıyla gözler önüne seren bir program izledim.

BBC Panorama programı bize durumun sandığımızdan daha kötü, daha vahim olduğunu gösterdi.

Programda bahsedilen ve diğer bazı istatistikler:

Birleşik Krallık'ta her 10 çocuktan 1 çocuk ruh sağlığı sorunları ile boğuşmaktadır. Ulusal Sağlık Servisinin çocukların ruh sağlığı ile ilgili bölümü şu an 400 bin çocuk tedavi etmektedir. Bu sayı ruh sağlığı sorunu olan çocukların ancak 4te birini teşkil etmektedir.

2015 yılında 5 ile 19 yaş grubu çocuk ve gençler arasında en fazla rastlanan ölüm nedeni intiharlardı. Yaşamlarının bir safhasında her 12 çocuk veya gençten 1i kendi kendine zarar verir. Deliller bu sayının çok daha fazla olduğunu göstermektedir.

Daha verebileceğim çok istatistiki veriler var, ancak sizleri, özellikle çocukları olan okurlarımı daha fazla depresyona sokmak istemiyorum.

Çok vahim bir zaman dilimi içerisinde yaşamaktayız. İki hafta önceki "Moments / Anlar" başlıklı yazımda intihar olaylarına değinmiştim.

Tüm bunlar yetmezmiş gibi son zamanların en korkunç gelişmesi, bıçaklama olaylarının artışıdır. Nisan ayı sonuna kadar sadece Londra'da 1299 bıçaklama olayı görülmüştür. Son dört yılda 268 genç bıçaklanarak yaşamını yitirmiş bulunuyor.

Ülke çapında genel olarak yükselen suç oranının nedenlerinden birinin son yıllarda ülkeye sokulan yüksek miktarda kokain olduğu düşünülüyor.

Tabi ki daha başka yığınlarca neden bulunmaktadır. Konu oldukça derin ve açıklanması güç. Ancak bariz olan bir şey varsa, İngiltere'de yaşayan toplumlarımızın da bu vahim olaylardan nasibini aldığıdır.

Toplum olarak bize düşen, birlik içerisinde, sistemli bir şekilde çocuklarımızın, geçlerimizin tüm diğer çocuk ve gençlerle ortak olarak karşılaştıkları sorunların üstesinden gelme uğraşı vermektir.

Özellikle ailelerin çok büyük sorumlulukları vardır. Ancak şimdiki zaman, ailelerin en fazla yardım ve desteğe gereksinimi olan zamandır.

Toplum kuruluşları, iş başına. Kişisel kaprislerinizi, sidik yarışlarınızı, egolarınızı bir tarafa bırakın ve bu önemli konulara eğilin.


Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Kıbrıs Postası’nın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Ertanç HİDAYETTİN yazıları