Dostlarımdan paha biçilmez kitaplar

Birkaç yıl önce kitap ve okumakla ilgili yazdığım bir köşe yazımda şunları yazmıştım:

“Şaşarım kitap okumayan, okumayı sevmeyen insanlara. Yaşamlarındaki büyük eksikliğin bilincinde değil mi bu kişiler, diye sorarım kendime.

Hele hele okumadan, araştırmadan fikir sahibi olma cüretini gösterip, iddia ettikleri şeyin doğruluğuna cahil bir kararlılıkla inanarak başkalarına da bu görüşleri empoze etmeye çalışan züppeler beni çok sinirlendirir”.

Geçen haftaki yazımda pandemic döneminde çok kitap okuduğumdan bahsetmiştim. Bu haftadan başlayarak bu süreç içinde okuduğum ve toplumsal arşiv kadar önemli olduğunu düşündüğüm geçen yıl yayınlanan birkaç kitaptan bahsetmek istiyorum. Ne mutlu bana ki bu yazarların birçoğu yakından tanıdığım dostlarım.

Faruk Eskioğlu dostumun büyük emekler, uğraşlar sonucu ortaya çıkardığı “Londra’da Bizim’kiler” başlıklı 3 kitaptan oluşan kitap dizisi ne yazık ki bu şanssız sürece rast geldi. Ne yazık ki diyorum, çünkü bu süreç kitapların okuyuculara ulaşmasını büyük ölçüde olumsuz etkiledi. Yüzlerce kitap depolarda duruyor.

“Neler yok ki kitapta. Göç serüvenimiz, çalışma ve iş dünyamız, anavatanlarımızla ilişkilerimiz, bu ülkedeki siyasi eğilimimiz, 150 yıl içerisinde çıkarılan gazete ve dergilerimiz, tarihleriyle kültürel, sanatsal kuruluşlarımız, festivallerimiz, düğün, kahve, eğlence kültürümüz ve renkli simalar, eserleri ile yazarlarımız, şairlerimiz ve daha neler, neler. Sosyolog, antropolog ve diğer ‘ologlar’ın şimdi ve ilerideki çalışmalarına ışık tutacak nitelikte üç kitaptan oluşuyor koleksiyon”. 

Kitap hakkında geçen yıl yazdığım köşe yazımdan bir kesit. https://www.kibrispostasi.com/c1-KIBRIS_POSTASI_GAZETESI/j112/a35668-londrada-bizimkiler

Bu önemli kitap serisi herkesin kütüphanesinin baş köşesinde olması gerekir. Lütfen Faruk Eskioğlu ile ne yapıp yapıp temasa geçerek kitabı alınız. Bu son derece kıymetli, paha biçilmez değerindeki kitaplara ulaşınız.

***

Londra’da yaşayan toplumumuz arasında onun kadar üretken bir şair, yazar, araştırmacı yoktur. Bilgilendirici, aydınlatıcı, ezber bozan yapıtlarının ardı arkası kesilmiyor.

Yaşar İsmailoğlu bu kez de merakla beklenilen yeni yapıtı ile okuyucuları ile buluştu. “Kıbrıs’ın Dünü, Bugünü, Anılar Projesi’nin II. dizisinin IV. cildini oluşturan ve 3 ayrı kitap halinde yayınlanan yeni yapıtın başlığı “Kan kokusu, Son Dem”.

İsmailoğlu cildin birinci kitabına Dostoyevski’den bir söz ile başlıyor:

“Aslında insanı en çok acıtan şey hayal kırıklıkları değil, yaşanması mümkünken yaşayamadığı mutluluklardır”.    

Bu sözler ile yazar aslında sadece kendinin değil, Kıbrıs insanının acılarını, yaşayamadığı mutlulukları da anlatıyor.

Canlı tarih olarak görülmesi gereken kitaplar o kadar önemli bilgiler aktarıyor ki, bunlar okulda öğretilen tarih derslerinden daha büyük bir değer arz ediyor.

Cildin üçüncü kitabının İngilizce olması da bu değerli yapıtın bir başka önemli özelliği.

Kitaplar Kıbrıs Türk Kültür Merkezinden alınabilir. Genel Kapanış olduğundan Merkezin çalışma saatleri değişebilir. Kitaplar Yaşar İsmailoğlu’ndan da direkt temin edilebilir. Lütfen onunla sosyal medyadan temas ediniz.

***

Kitaplar, özellikle bizim gibi ezberciliğe alıştırılmış toplumların dört elle sarılması gereken şeyler olmalıdır. Özellikle son 20, 30 yılda ezberciliğimizi sorgulayan çok önemli kitaplar sayesinde biz Kıbrıslı Türkler gerçek tarihimiz konusunda nihayet bilinçlenmeye başladık.

Sevgili dostlarım Faruk Eskioğlu, Yaşar İsmailoğlu, Nazım Beratlı, Hasan Çakmak'ın kitapları bana bilmediğim çok şeyi öğretti yaşadığım kentler, tarihimiz hakkında.

Gelen hafta değerli akademisyen Dr. Tuncay Bilecen’in Türkiyeli toplumların göç serüveni ile ilgili kitabından, değerli dostum eğitimci Kazım Altan’ın “Pantelis” kitabından ve yine çok sevgili dostum Aydın Mehmet Ali’nin girişimleri ile yayınlanan ve editörleri arasında olduğu “Sınırların ötesindeki Lefkoşa – Bölünmüş bir Şehirden Sesler” kitabından bahsedeceğim.

Bir kitap, içimizdeki donmuş değerleri parçalayacak bir balta olmalıdır. Franz Kafka