Tarih yazıldı, ancak…

Yayın Tarihi: 30/10/22 12:10
okuma süresi: 5 dak.

Birleşik Krallık’ta büyük bir siyasi deprem ile başlayan, onu hemen hemen eşit derecede büyük artçı depremlerin takip ettiği süreç 24 Ekim tarihinde sonuçlandı.

Sürecin başlangıcı, çeşitli skandallara karışan Boris Johnson’un partisinin güvenini yitirmesi idi. 60 civarında milletvekilinin bulundukları hükümet pozisyonlarından istifa etmesi Johnson’un sonunu getirmişti.

Milletvekillerinin çoğunluğunun desteğini alamayan Liz Truss parti üyeleri tarafından Başbakanlığa getirildi. Truss ülkenin bu pozisyonda en kısa kalan Başbakanı oldu. Geçen haftaki yazımda bunun nedenlerini detaylı olarak anlattım.

Eski İşçi Partisi Başbakanı Harold Wilson “Bir hafta siyasette uzun bir süredir” demişti. Truss’ın istifası ve Sunak’ın Başbakanlık koltuğuna oturması arasında geçen 4 gün bu sözün doğruluğunu isbatlamış oldu.

Neler olmadı ki bu dört gün zarfında. Uzun ve yıkıcı bir başka liderlik seçim süreci yaşamamak için Muhafazakarlar aday adaylarının 100 milletvekilinin desteğini almaları şartı getirdiler. Henüz 6 hafta önce görevden partisi tarafından kovulan Boris Johnson’un Karaib Adalarındaki tatilini yarıda kesip ülkeye dönmesi ve aday olma çalışmalarına başlaması pek sürpriz olmadı. Karakterine uygun bir davranıştı. Ama aradığı desteği bulamadı ve yarıştan çekildi.

Yarış için Adayların açıklanacağı 24 Ekim Pazartesi gün, öğleden sonra saat 14.00 den 5 dakika önce geriye kalan iki adaydan biri olan Penny Mordaunt yeterli sayıda milletvekilinin desteğini alamadığı için adaylıktan çekildiğini açıkladı. Böylelikle tek aday olan Rishi Sunak otomatik olarak Muhafazakar Parti Lideri, dolayısıyle Başbakan seçildi.

Sunak beraberinde önemli ilkler getirdi. 200 yıldan beri en genç Başbakan (42), en zengin Başbakan, ve en önemlisi Asyalı ve Hindu dini mensubu ilk Başbakan olması.

Partinin aşırı sağ kanadı çok huzursuz. Truss hükümetinde Endüstri ve Enerji Bakanlığı görevini yürüten Jacob Rees-Mogg’un Sunak’ın kovduğu ilk Bakan olduktan sonra yüzündeki ifade görülmeye değerdi.

Ülkenin en büyük etnik azınlık toplumunu oluşturan Hint kökenli toplum doğal olarak içlerinden birinin yaşadıkları ülkenin en yüksek pozisyonuna seçilmesi yüzünden büyük bir gurur duymaktadırlar.

Hindistan, Britanya İmparatorluğunun 89 yıl hakimiyeti altında kaldı. O ülke kökenli bir kişinin şimdi Birleşik Krallık Başbakanı olmasının önemi küçümsenemez. Bu gösteriyor ki ırkçılığa, ayrımcılığa rağmen etnik azınlıkların bu ülkede başarılı olmaları mümkündür. Ancak bu, Birleşik Krallık’ta ırkçılığın azaldığı anlanına gelmez. Nitekim Sunak’ın zaferinden sonra halk ile yapılan radyo ve televizyon muhabirlerinin söyleşilerinden bazı kesimlerin bu olaydan büyük rahatsızlık duydukları görülebilmektedir.

Sunak’ın başarısının bir diğer nedeni de çok varlıklı biri olmasıdır. Parlementodaki en zengin milletvekili olması elbette onun için bazı kapıların açılmasına olanak sağlamıştır. O yüzden kişileri renkleri veya etnik kökenleri yüzünden ırkçılığa, eşitsizliğe karşı yılmaz savaşçı olacaklarını beklemek büyük naiflik olur. Sosyal sınıfları ve bağlı bulundukları siyasi partilerin niteliği onlar için daha önemlidir.

Örneğin, Sunak’ın partisinin aşırı sağ kanadını memnun etmek için tüm itirazlara rağmen kabinesine aldığı Hint kökenli İçişleri Bakanı Suella Braverman, Bakan olmazdan önce iştahla ilticacıları Birleşik Krallıktan Rwanda’ya götürecek uçağın uçuşunun hayalini gördüğünü söylemişti. Braverman’ın bir başka amacı da Birleşik Krallık’ın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi imzasını iptal etmektir.

Barrack Hussein Obama ABD Cumhurbaşkanı seçildiğinde Misisispi Üniversite öğrencileri protesto gösterileri yapmışlardı. Birleşik Krallık’ta benzer bir eylemden haberim olmadı. Obama’ın 8 yıllık Cumhurbaşkanlığı ülkesindeki ırkçılığı, eşitsizliği azaltamadı. Rishi Sunak’ın Başbakanlığı da sonlandığında aynı şeyleri söyleyeceğiz. Bundan eminim. Zaten böyle bir önceliği olduğuna dair hiçbir şey söylediğini duymadım.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Ertanç HİDAYETTİN yazıları