Londra Türk Radyosu
Radyonun yaşamımızda çok önemli, nostaljik bir yeri vardır. Televizyonun oturma odalarımızdaki yerini almazdan çok önce tek eğlencemizdi radyo. İrili ufaklı radyolarımızın başına oturur, kendimizden geçercesine Ankara, İstanbul, sonraları Bayrak, Sancak radyolarını dinlerdik. Pazar günleri Halit Kıvanç, Orhan Ayhan gibi ünlü sunucuların heyecanla anlattıkları Türkiye ligi maçlarını, çocuk saatini, dinleyici isteklerini dinlerdik o soğuk kış günlerinde, gecelerinde. Hafta sonları Bayrak Radyosunda sevgili Hüseyin Kanatlı'nın sunduğu İngilizce Top 20, 'Alikko ile Caher' programlarını beklerdik. Hele hele Orhan Avkıran, Hatice Söğüt gibi sanatçıların oynadığı piyeslerin başlama saatini iple çekerek beklerdik.
Ülkelerinden uzakta yaşayan göçmen toplumlar birbirleriyle iletişim kurmak için çeşitli medya araçları geliştiriler. Bugün İngiltere'nin belli başlı toplumlarının hepsinin radyoları, gazeteleri hatta bazılarının kendilerine ait televizyon kanalları dahi vardır. Ne kadar da gelişen teknolojik çağda radyonun önemi azalmışsa da göçmen toplumların radyoları hala popülerliğini korumaya devam etmektedir. Bu toplumların genç nesilleri de dahil radyoya karşı olan ilgileri devam etmektedir.
Kıbrıslıtürk toplumlar da her etnik azınlık toplumlar gibi uzun yıllardan beri yaşamlarında çok önemli roller oynayan medya araçları geliştirdiler. Örneğin iki yıldan beri köşe yazılarımın yayınlandığı 'Toplum Postası' gazetemiz 27 yıldan beri kesintisiz yayın hayatına devam ediyor. Bu güzide medya kuruluşumuzun yanısıra 20 yıldan beri yayınlarını devam ettiren 'Londra Türk Radyosu (LTR)' gibi bir radyoya sahip olma gururunu yaşıyor Londra'da yaşayan Kıbrıslıtürkler. Internet kanalıyla sadece Londra'da değil tüm dünyada yaşayan Kıbrıslıtürklere önemli bir hizmet sağlıyor LTR. Ne kadar da geçtiğimiz haftalarda yazdığım yazılarımda Kıbrıslıtürklerin toplum olma konusundaki yetersizliğine değinmişsem, bana birisi toplum olarak en başarılı projemizin ne olduğunu sorsa hiç terddüd etmeden Londra Türk Radyosu diye cevap veririm.
Genelleme yapmanın yanlış olduğuna yürekten inananlardanım. Ama bazı konularda sanırım daha kolay genelleme yapılabilir. Örneğin değerlerimize sahip çıkma konusunda duyarlı bir toplum olmadığımızı söyleyebilirim. Birçok kişisel fedakarlıklara katlanıp önemli toplumsal görevler yerine getirenleri onurlandırıp onlara destek vereceğimize onlara bayda atmak için elimizden geleni ardımıza koymayan bir toplumuz malesef.
Londra Türk Radyosu 20 yıl önce yayın hayatına başlar. Binbir güçlükle alınan radyo yayıncılığı izni o zamanlar sadece bir saat için verilmişti. Birkaç yıl günde bir saat yayın yaparak hiç de yeterli olmayan yayın saatleri içerisinde toplumumuza hizmet vermeye çalışırlar radyo yönetimindeki arkadaşlar. Ama her zaman olduğu gibi çekememezlik, kıskançlık, hırs ve adil olmayan rekabet ile karsılaşır yöneticiler. Tüm olumsuzluklara rağmen misyonlarını yerine getirir ve Ortadalga üzerinden 24 saat günde lisanslı bir radyoyu toplumumuza kazandırma başarısına ulaşırlar bu vefakar, cefakar arkadaşlarımız
Şimdi LTR TÜrkiye ve KIbrIs dışında 24 saat Türkce yayın yapan tek radyodur. Ta başlangıçtan beri de iddia edilenin aksine hiç korsan yayın yapmadı LTR. Hiç mi kusurları yoktur LTR'ın? Hz. İsa'nın dediği gibi "hiç günahı olmayan ilk taşı atsın". Ben de zaman zaman telefon ederek, mail göndererek eleştirlerimi yaptım. Ama örneğin birkaç yıl önce "Kıbrıs Masası" programının yapımcısına tek yanlı olduğu eleştirisi yaptığımda tavrı beni ertesi hafta programına davet etmek oldu. Bugün de LTR in programlarının bazılarını beğenmiyor, çok laubali buluyorum. Bu yazıyı Pazar sabahı yazıyorum. Aynı zamanda da "Pazar Sohbetleri" programını dinliyorum. Sunucunun kullandığı ifadeler cok yakışıksız. Konu ne isterse olsun. Aklı-selimin değil hissiyatın daima ön plana çıktığı Ermeni Soykırımı konusu tartışılıyor programda. Telefon eden bir dinleyiciye şu soru soruluyor sunucu tarafindan " Şu Orhan Pamukçiyan ile ilgili neler düşünüyorsunuz?" Bu tür yayınlar LTR'in itibarını zedeleyecek nitelikte. Yöneticilerin dikkatine getireceğim.
Ama LTR bizlere aynı zamanda Kıbrıstürk kültürümüzden aydınlatıcı, değerli örnekler sunan programlarla da karşımıza çıkıp hayati önem taşıyan bir hizmet de sunuyor. Hüsnü kardeşimin 'Kıbrıs Köprüsü' programından neler neler öğrendik. KKTC'deki devekuşları yasaklamak için uğraşadursun, LTR güzelim Kıbrıs ağzımızla programlar yapmaya özen gösteriyor. Osman Balıkçıoğlu gibi değerleri dinleme şansı veriyor bize. Nostalji yaşatıyor. Değerli arkadaşım Kemal Erdemol haftalık programlarla bizler için dünya olayları üzerinde çok yerinde yorumlar yapıyor. Mustafa Güllü'nün Kıbrıs Masası programı anavatanımızda olup bitenlerden bizleri tarafsız şekilde aydınlatıyor. Nilgün Hanımı'ın "Farkındayım" programı sadece kadınlar için değil hepimiz için çok önemli programlar sunuyor. Radyo Yönetim Kurulu Başkanı, değerli kardeşim Kelami Dedezade yıllarca birçok gencimize, ailelerine yol gösteren eğitim programları ile Perşembe günleri bizlerle oluyor. Burak arkadaşın deneyimle avukatlarla yaptığı yasal sorunlar üzerindeki programları, sabahın erken saatlerinde bizi neşelendiren cıvıl cıvıl Asya'nın programı, v.s..v.s..
Ayrıca eğitim alanında çalışan bizlerin daima yanımızda olup bizleri desteklemeleri, koro gibi gurur duymamız gereken sanatsal çabalarına karşı da daima LTR'a müteşekkür olmamız gerekir. LTR'ın yıllarca sağladığı hizmetler saymakla bitmez. Ama herzaman telefon edip şiir, şarkı okuyan ismini şu an hatırlamadığım yaşlı amca ve daha nice kişilerin LTR sayesinde yalnızlık çekmekten kurtulmuş olmalarını bilmek yok mu. İşte bu herşeye değer.
Şu an LTR'ın toplumun desteğine en fazla ihtiyacı olduğu zamandır. Hani zaman zaman kişiler "ya benimlesin, ya bana karşısın" derler ya. Hiç onaylamadığım katı bir tavır. Ama bu konuda sanırım yerinde bir tavır olur bu. Yillarca yasal yollardan yayın yapan LTR şu an yasa dışı korsan radyoların atağı ile karşı karşı karşıya. Her Kıbrıslıtürk toplum ferdine düşen görev şu an LTR'ın yanında olmak. Adil olmayan rekabetlere karşı duyarlı bir şekilde LTR'ı desteklemek. Kıbrıslıtürkler olarak pek fazla şeyimiz kalmadı. Kalanı da elimizden almalarına izin vermeyelim.
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.