BİRAZ AYDINLIK

Mert MAPOLAR, C.Ht.
mertmapolar@gmail.com
Mert MAPOLAR, C.Ht.

Ülke siyasetinde rüşvet neden artıyor?

Yayın Tarihi: 02/02/24 07:00
okuma süresi: 12 dak.

MERT MAPOLAR’IN KÖŞE YAZISINI SESLİ DİNLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ

Siyasette rüşvet, toplumların en temel güven unsurlarından birini sarstığı için, ülkelerin en ciddi sorunudur... Rüşvet, bir kişinin ya da kurumun, kamu görevlisine veya politikacıya, genellikle yasa dışı veya etik olmayan bir şekilde, kişisel çıkar sağlamak amacıyla para, hizmet veya başka değerler sunmasıdır... Maalesef, günümüzde KKTC siyasetinde rüşvetin arttığına dair, birçok endişe verici gösterge ve iddia bulunmaktadır... Bu artışın altında yatan nedenleri anlamak ve bu sorunu çözmek, ülkedeki demokratik süreçlerin sağlığı için artık elzemdir.

KKTC'de, son yıllarda siyasette rüşvetin arttığına dair endişe verici göstergeler bulunmaktadır... Bu durumun, KKTC'nin demokratik süreçlerini ve toplumun güvenini her geçen gün daha fazla zayıflattığı, önemli bir gerçektir...

Siyaset, doğası gereği güç ve etki mücadelesine dayalı bir alandır... Bu güç ve etkiyi elde etmek veya sürdürmek isteyen KKTC'deki kimi siyasetçiler, rüşvet gibi yasadışı yöntemlere daha fazla yöneldiklerine yönelik gözlemler ve ihbarlar şimdi, daha fazla gün yüzüne çıkıyor...

Gerçek şu ki, ülkedeki siyasi yolsuzluklarla ilgili etkin denetim mekanizmalarının eksikliği ve/veya zayıflığı, ceza yaptırımlarının yetersizliği, bu durumları daha fazla tetikliyor...

Siyasi karar alma süreçlerinde şeffaflık eksikliği, ülke siyasetindeki rüşvetin kolayca yayılmasına ve kabul görmesine zemin hazırlıyor...

Hatırlanmalıdır ki siyasi kararların açık ve şeffaf bir şekilde alınmaması, çıkar çatışmalarını ve rüşveti sürekli etkiliyor...

Siyasetteki rüşvet, sadece parayı değil, ülkedeki ahlaki değerleri de çalmaya hep devam ediyor...

Ülke siyasetinde rüşvet, yolsuzlukların en alçakça ifadesidir ve toplumun adalete olan güvenini tamamen yok eder...

Rüşvet, halkın güvenini yıkan bir zehirdir ve ona karşı mücadele etmek, toplumun sağlıklı gelişimi için bir zorunluluktur...

Rüşvet, sadece bugünün sorunu değil, yarının da kara lekesidir... Ciddi önlemler alınmazsa, toplumun geleceğini hep karartmaya devam eder...

Rüşvet, güvenilirliği, adaleti zehirleyen bir hastalıktır ve toplumu etkileyen en büyük tehditlerden biridir...

Rüşvet, haksız kazanç sağlayanların vicdanını susturur ve adalete olan inancı hep yok eder...

Rüşvet, demokrasinin ruhunu zehirleyen bir virüstür ve bu virüse karşı aşı, şeffaflık ve hesap verebilirliktir...

Peki, KKTC siyasetinde rüşvet gibi yasa dışı kaynaklara başvurma eğilimi, neden hızla büyüyor, genişliyor ve derinleşiyor?

Kısaca buna bir bakalım...

Siyasetçinin Açgözlülüğü ve Doyumsuzluğu: Ülke siyasetçisi, şimdi daha fazla güç, para ve statü peşinde.

Siyasi İstikrarsızlık: KKTC siyasetindeki istikrarsızlık, rüşvetin artmasına zemin hazırlıyor. Ülkedeki kimi  siyasetçiler, etki ve güç elde etmek için rüşveti bir araç olarak görmeyi, hayat felsefesi haline getiriyor.

Denetim ve Hesap Verebilirliğin Eksikliği: Ülkedeki siyasi denetim mekanizmalarının yetersizliği ve hesap verebilirliğin eksikliği, siyasette rüşvetin yayılmasına ve kabul görmesine katkıda bulunuyor. Siyasi karar alma süreçlerinin şeffaf olmaması, rüşvetin kolayca gizlenmesine ve yasadışı faaliyetlere zemin hazırlamasına neden oluyor.

Hatırlanmalıdır ki ülke siyasetinde rüşvet, sadece kurumların değil, toplumun da düşmanıdır. Bu düşmana karşı durmak, ülkedeki her bir bireyin sorumluluğudur...

Rüşvet, demokratik değerlerle çelişen bir suçtur ve bu suçla mücadele etmek, her KKTC vatandaşının görevidir...

Duygusal, düşüncesel ve davranışsal olarak "siyasi açgözlülük"; siyasette olan bir kişinin, hep daha fazlasını istemesi, sahip olduklarının hiçbir zaman yeterli gelmemesi durumunu ifade eder... Bu yönde davranış geliştiren siyasetçinin açgözlü olması, sürekli olarak daha fazla güç ve kaynak talep etmesi ve/veya mevcut sahip olduklarını koruyamayacağı endişesi, bu yönde çok daha fazla tehlikeli ve aşırı hırslı davranışlara neden olur...

Duygusal, düşüncesel ve davranışsal olarak "siyasi doyumsuzluk"; siyasette olan kişiyi, hiçbir şeyin tatmin etmemesi veya doyuramaması durumunu ifade eder... Bir siyasetçinin doyumsuz olması, sahip olduklarına rağmen, sürekli olarak daha fazlasını istemesi ve elde ettiği şeylere yetinmemesi, bir başka önemli siyasal davranışsal tehlikedir...

Ülkemiz kamuoyunda her geçen gün daha fazla eleştirilen ve tartışılan siyasette rüşvet konusu, hayati derecede önemlidir ve ciddidir... KKTC'de, kimi siyasetçinin ortaya koyduğu güç ile hırs mücadelesi, doyumsuzluğu ve açgözlülüğü çok daha zararlı bir duruma getirecek kadar tehlikelidir...

Rüşveti reddetmek, demokrasinin temel taşlarından biridir... Vatandaş olarak her birimizin sorumluluğu altında, bu çürük yapılanmaya karşı durmak için, güçlü bir halk iradesi ortaya koyabilmeliyiz artık...

Ülke siyasetindeki rüşvetin köklerini kurutmak için, adalet arayışında sessiz kalmayı reddetmeli ve sürekli dürüstlüğü savunmalıyız... Toplumun her bir bireyi olarak bu mücadelede yer almak, bu ülkede yaşayan her bir bireyin görevidir...

Ülke siyasetinde, büyümeye ve genişlemeye doğru yaygınlaşan rüşvet kültürüne son vermek için, ilk adım, bireylerin vicdanlarını ve değerlerini yüceltmektir... Adalet ve şeffaflık için hep birlikte çalışarak, gelecek nesillere daha dürüst bir ülke bırakmanın yolları sürekli aranmalıdır...

Siyasette rüşvet, demokratik değerlerimizi zayıflatan önemli bir hastalıktır... Bu yüzden, birey olarak karşı durmalı, adaletin önünde eşitlik ve dürüstlük için daha fazla mücadele edilmelidir...

Rüşvetin gölgesi altında yaşamak yerine, aydınlık bir gelecek için adil ve şeffaf bir toplum için hep birlikte çalışılmalıdır... Bu mücadelede her bir Kıbrıslı Türkün sorumluluğu büyüktür...

KKTC siyasetinde rüşvet artıyor, genişliyor ve derinleşiyor... Durumun, oldukça ciddi bir seviyeye geldiğinin farkındalığına ve bilincine, halk olarak varılmalıdır artık...

Acilen, alınması gereken önlemler ve yapılması gerekenler vardır...

Şimdi bunlara kısaca bir bakalım...

Güçlü Denetim ve Yaptırımlar: KKTC'de yolsuzlukla mücadelede etkin denetim mekanizmaları oluşturulmalı ve yeterli cezai yaptırımlar hemen uygulanmalıdır.

Şeffaflık ve Hesap Verebilirlik: Siyasi süreçlerin ve karar alma mekanizmalarının şeffaflığını artırmak, rüşvetin önlenmesinde önemli bir adımdır. Halkla birlikte tüm siyasetçilerin ve kamu görevlilerinin hesap verebilirliği artırılmalıdır.

Eğitim ve Bilinçlendirme: Toplumda yolsuzlukla mücadele bilincini artırmak için eğitim ve bilinçlendirme kampanyaları düzenlenmelidir. Halkın rüşvetin zararlarını anlaması ve toplu olarak karşı çıkması önemlidir.

Politik Reformlar: Siyasi finansman reformları ve etik kuralların güçlendirilmesi, rüşvetin önlenmesine yardımcı olacaktır.

Ülke siyasetinde rüşvetin artması, demokratik süreçleri ve toplumun güvenini zayıflatmaya devam ediyor... Bu sorunlarla etkin bir şekilde mücadele etmek, güçlü denetim mekanizmaları, şeffaflık, hesap verebilirlik ve toplumsal bilinçlenme gibi çoklu önlemler gerektirir. Bilinmeli ve farkına varılmalıdır ki ancak, bu önlemlerle birlikte, siyasi sistemin sağlığı ve toplumun refahı için daha güçlü, adil bir gelecek inşa etmek mümkün olacaktır...

Hatırlanmalıdır ki, rüşvetin siyasetteki etkileri oldukça zararlıdır ve ülkenin tamamını olumsuz etkiler...

Ülke siyasetinde rüşvet, halkın güvenini sarsar ve kamu kurumlarına duyulan güveni tamamen ortadan kaldırır... Halkın, hükümet ile kamu görevlilerinin adil ve dürüst olmadığına yönelik inançları, daha fazla artmaya başlar...

Rüşvet, adil olmayan bir sistem yaratır ve toplumda adaletsizlik duygularını körükler... Ülke siyasetinde rüşvet alanlarla, rüşvet verenler avantaj elde ederken, bunları yapmayanlar, adalet önünde eşit değerlendirilemezler...

Rüşvet, ülkedeki adil rekabet düzenini bozar, verimsizliği artırır, ekonomik büyümeyi ve kalkınmayı engeller...

Ülke siyasetinde rüşvet, yolsuzluğun ve suistimalin yaygınlaşmasına neden olur. Kamu kaynakları kişisel kazanç için kullanılır ve kamu hizmetlerinin etkin bir şekilde sunulmasını engeller.

Rüşvet, demokratik süreçleri etkiler. Siyasi seçimlerin, adil olmasını engeller... Bunlar demokratik kurumların güçsüzleşmesine ve otoriter eğilimlerin güçlenmesine yol açar...

Rüşvet, uluslararası arenada ülkenin itibarını zedeler. Diğer ülkeler ve uluslararası kuruluşlarla ilişkilerde, güvenilirlik kaybı yaşanır...

Anlayacağınız, ülke siyasetinde rüşvetlerin yaşanması, topluma ve ülkeye çok ciddi zararlar verir... Rüşvetin önlenmesi ve siyasetteki yolsuzlukla mücadele etmek, bir ülkenin sürdürülebilir kalkınması için olmazsa olmazıdır...

KKTC siyasetinde rüşvet iddiaları önemlidir ve hayati derecede ciddidir...

Siyasetteki rüşvet iddiaları, toplumun vicdanında derin yaralar açar. Bu yaraların iyileşmesi, açık ve şeffaf bir hesap verme süreciyle mümkündür...

Rüşvet, siyasetin en büyük ölümcül hastalığıdır. Halkın güvenini yeniden kazanmak için bu hastalığı kökten temizlemek gereklidir...

Ülke siyasetinde rüşvet iddialarıyla mücadele etmek, demokrasinin ve adaletin temel taşlarından biridir. Bu mücadele, toplumun geleceği için hayati öneme sahiptir...

Rüşvet iddiaları, siyasetin temel değerlerine yapılmış bir saldırıdır. Bu iddiaların üzerine açıkça ve cesurca gitmek, toplumun, adalet talebine cevap vermenin bir gereğidir...

Bir ülkenin üzerine rüşvetin gölgesi düştüğünde, aydınlığa çıkan yalnızca paralar değil, aynı zamanda umutlar ve adalet de olmalıdır...

Rüşvet iddiaları, toplumun vicdanında bir uyarı, ikaz lambası gibi çalışmalıdır... Bu uyarıyı dikkate almayanlar, demokrasinin temel değerlerine ihanet etmiş olurlar...

Siyasetteki rüşvet iddiaları, toplumun, ahlaki bir muhasebe yapması için bir fırsattır... Bu muhasebe, gelecekteki nesillere daha şeffaf ve dürüst bir miras bırakmak açısından, oldukça hayatidir...

Rüşvet, siyasetteki zehirli bir çiçektir. Bu çiçeğin kokusunu duyanlar, adalet ve dürüstlük adına harekete geçmelidirler artık...

Rüşvet iddialarıyla yüzleşmek, bir ülkenin cesaretini ve kararlılığını test eder... Bu konuda sessiz kalmak, sorunların çözümünü değil, sorunların büyümesini sağlar...

Rüşvet iddiaları, siyasetteki kirli oyunların ve çürümenin belirgin işaretidir... Üstünün örtülmemesi, toplumun adalete duyduğu inancın bir gereğidir...

Ülkenin siyasetinde rüşvet iddiaları varsa, sorulması gereken soru şudur: Bu toplum, gerçek bir değişim ve dürüstlük istiyor mu, yoksa sorunları örtbas etmeye mi, devam edecek?

Kendinize sormanız gerekenler de vardır...

Hangi değerlere hizmet ettiğiniz gibi...

Ne kadar siyasi rüşvetle cesurca yüzleşebildiğiniz gibi...

Ne kadar farkındalık geliştirdiğiniz gibi...

Ne kadar ciddi olduğunuz gibi...

Ne kadar sorumlulardan hesap sormak istediğiniz gibi...

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.