BİRAZ AYDINLIK

Mert MAPOLAR, C.Ht.
mertmapolar@gmail.com
Mert MAPOLAR, C.Ht.

Ülkede neden herkes siyasetçi olma peşinde?

Yayın Tarihi: 01/03/24 07:00
okuma süresi: 14 dak.

MERT MAPOLAR’IN KÖŞE YAZISINI SESLİ DİNLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ

"Yeni ve beyaz sayfalar..."

"Yeni ve bambaşka başlangıçlar..."

"Yeni komiteler..."

"Yeni kurmaylar, yeni ekipler, yeni kadrolar..."

"Yeni temiz toplum, yeni temiz siyaset..."

"Yeni hikâyeler..."

"Sessiz ve derinden dirsek temasları..."

"Siyasette hareketlenmeler..."

"Adalet, eşitlik ve değişim..."

İfade edilen her şey, KKTC siyaseti için...

Ülke siyasetinde eski ile birlikte "yeni" olarak hayat bulan her şey, altı ve içi "boş" olarak yansımaya devam ediyor...

Muhalefette dahi, karşı olunan her şey, iktidara gelindiğinde "evet" olabilen, bir ülke siyasetinden bahsediyoruz...

Tıpkı içi boş kitabın sayfaları gibi, boş sayfalar hep birbirini takip ediyor...

KKTC siyasetinde kronik hastalıklar, kesintisiz devam ediyor...

KKTC'nin “siyasetsiz” siyaseti, ısrarla, inatla devam ediyor...

Ve şimdi siyasette rekabet artıyor, politikalar, yarış atı haline dönüştürülmeye hazırlanıyor...

KKTC siyasetinde herkes, siyasetçi olmanın yolunu arıyor...

KKTC'de herkes, siyasi rant peşinde koşmaya hazırlanıyor...

İştahlar kabarıyor...

Vatandaş çocuğuna iş, akrabasına, yakınına makam, barem, kredi, imtiyaz istiyor...

Siyasette kronik hastalıklar büyüyor, yayılıyor ve derinleşiyor...

Ülkenin önündeki önemli devasa sorunlar, erteleniyor ve çözümsüzlüğe terk ediliyor...

Cevap bulunması gereken sorular, sürekli artıyor...

Hangi beyaz sayfalar?

Hangi yeni ve bambaşka başlangıçlar?

Hangi yeni oluşumlar?

Hangi temiz toplum, hangi temiz siyaset?

Hep aynı içi "boş" hikâyeler, ısrarla ve döngüsel anlatımlarla devam ediyor...

KKTC'de herkes, siyasetçi olma peşinde!

KKTC'de herkes, siyasi rant peşinde!

Bu ülkede halen daha, "Sağ ve Sol" kavgası yaşanan, siyasi yapılanmalardan bahsediliyor...

Halen daha bu ülkede, "Vatan-Millet-Sakarya" siyasi edebiyatından bahsediliyor...

Ülke manşetleri ortada; "sahte diploma, soygun, şiddet, uyuşturucu, suçlarda meydana gelen artışlar..."

Ülke manşetleri sürekli bunları yazmaya hep devam ediyor...

Siyasette yeni dönemlerle birlikte, yeni umutlar da hep bu ülkede solmaya devam ediyor...

Peki neden?

Nedenine odaklanan pek yok...

Bilinen bir gerçek var ki, KKTC'de herkes, siyasetçi olma peşinde...

Ülkenin gerçekliği budur...

Gümbür gümbür herkes, siyasetçi olma yarışında...

Sürekli herkes ekip kurma, büyütme, sesini duyurma peşinde...

İşi gücü herkes bıraktı, KKTC'de siyasetçi olmanın yolunda...

Siyasetçi olma hırsı ülkede büyüyor, kızışıyor...

Ülkede herkes, kolay paranın peşinde...

Ülkede herkes, siyasi rantın peşinde...

Partilerin ilçe başkanları sürekli toplanıyor, yeni yeni siyaset akademileri kuruluyor, görüşmeler, toplantılar kesintisiz devam ediyor...

Her şey, KKTC siyaseti için...

Her yerde, siyaset var...

Siyasetle uyuyoruz, siyasetle uyanıyoruz...

Ülkenin her yerinde buram buram siyaset kokuyor...

Peki ya sonuç?

Sayın arkadaşlar, bu ülke gerçekten, nereye gidiyor?

Peki ya sen, gerçekten, nereye gidiyorsun?

Tarihin arka planından beslenen, iç siyasi dinamikleriyle şekillenen, bu küçük adanın siyasi sahnesi neden bu kadar büyüyor ve içi içine sığmıyor?

Bu ülkede neden herkes, siyasetçi olmak istiyor?

Adanın tarihsel ve kültürel karmaşıklığından, toplumsal kimliği şekillendiren faktörlerinden beslenenler, yani çıkarcılar, bir salgın gibi, bu ülkede çoğalıyor mu?

Siyaset ile güç ve ekonomik fırsatları ilişkilendirenler, bu ülkede artıyor mu?

Politik güçle, çıkar sağlayanlar, bu ülkede yaygınlaşıyor mu?

Milliyetçilik ve etnik kimlik kavramlarının etrafında dolaşmak, siyasetteki sosyal statüyü, şimdi daha fazla mı güçlendiriyor?

Peki ya kişisel egolar ne boyutta?

Sayın arkadaşlar, bu ülke gerçekten nereye gidiyor?

Peki ya sen, gerçekten, nereye gidiyorsun?

KKTC siyasetinde çıkar sağlayanların sayısı neden, her geçen gün daha fazla artıyor ve genişliyor?

Bu ülkede sorulması ve cevabının bulunması gereken sorular, neden çeşitleniyor ve çoğalıyor?

Öyle bir ülkesel sistem yaratıldı ki, siyaset, ekonomik güç ve fırsatlar birbirinin içine ilişkilendirildi, muhtaç edildi...

Siyasetteki güç ve prestij hatta dokunulmazlık zırhı, kişisel avantajlara dönüştürülmeye son sürat devam ediyor...

Kamu kaynaklarının kontrolü, çıkar sağlamaya evrimleştiriliyor...

Yasal boşluklar, siyasete hizmet etmeye, katkıda bulunmaya devam ediyor...

KKTC'de siyasetsiz siyaset, siyasetçinin siyaseti olmaya devam ediyor...

Ortaya boş sayfalar, temiz sayfalar atılıyor...

Ülkede insanlar, işlerini güçlerini bırakıp neden şimdi, daha fazla siyasetin yolunu tutuyor, siyasetçi olmanın yollarını şimdi, daha fazla arıyor?

Buz dağının altı oradan, farklı mı görünüyor? Bize sadece yüzeyi mi gösteriliyor?

KKTC siyasetinde rekabet neden şimdi, daha fazla kızışıyor?

Siyaset uğruna yapılmaması gerekenler neden şimdi, daha fazla yapılıyor?

KKTC'de insanlar mı siyaseti yönetiyor, yoksa siyaset mi insanları yönetmeye devam ediyor?

Bunun cevabını, bu ülkede, kim verebilir?

Hatırlanmalıdır ki, siyaset, toplumların yönetiminde önemli bir rol oynar ve insanların yaşamlarını şekillendirir. Ancak, KKTC siyasetinin gerçek doğası sizce nedir?

Şimdi ülkemizdeki bu iki yaklaşımı, kısaca bir analiz edelim ve ülkedeki siyasetin gerçek doğasının ne olduğunu, daha iyi anlamaya çalışalım...

Ülkemizdeki kimi insanlara göre siyaset, insanlar tarafından yönetilir... Bunun nedenlerine kısaca bir bakalım...

Seçim Süreci: Demokratik sistemlerde, seçimler yoluyla insanlar ülke yöneticilerini seçer. Bunlar hükûmetin ve politika yapıcılarının toplumun istekleri ile ihtiyaçlarını yansıtmasını sağlar.

Toplumsal Hareketler ve Aktivizm: Toplumsal hareketler ile sivil toplum örgütleri, politik süreçleri etkileyebilir ve değişim için baskı oluşturabilir. Bunlar siyasetin insanlar tarafından aktif bir şekilde yönlendirildiğini gösterir.

Kamuoyu Görüşleri ve Anketler: Kamuoyu anketleri ile görüşleri, politikacıların ve hükûmetin politikalarını şekillendirmede önemli bir rol oynar. Politikacılar, genellikle halkın desteğini almak için kamuoyunun nabzını tutarlar.

Siyasi Katılım ve Lobi Faaliyetleri: Bireyler, siyasi partilere üye olabilir, lobi faaliyetlerinde bulunabilir ve politik süreçlere katılabilir. Bunlar siyasetin sadece seçilmiş liderleri tarafından değil, aynı zamanda geniş bir toplum tarafından da yönlendirildiğini gösterir.

Peki KKTC'de, siyaset tarafından yönetilen insanlara ne demeli...

Ülkemizdeki kimi insanlara göre siyaset, insanları yönetir... Bunun nedenlerine de kısaca bir bakalım...

Politik Manipülasyon ve Propaganda: Siyasi liderler ile güç odakları, manipülasyon ve propaganda kullanarak, toplumu yönlendirebilirler. Medya kontrolü ile bilgi manipülasyonu, insanların düşünce ve davranışlarını etkileyebilir.

Toplumsal Mühendislik: Bazı durumlarda, hükûmetler ile otoriteler, toplumsal mühendislik projeleri yoluyla insanların davranışlarını ve düşüncelerini kontrol etmeye çalışabilirler. Bunlar bireylerin siyasetin etkisi altında olduğunu gösterir.

Otoriter Rejimler ve Baskı: Otoriter rejimler, baskı ile zor kullanarak toplumu yönetirler. Bu durumda, insanlar, siyasi süreçlere katılamazlar ve siyasetin kontrolü tamamen bu yöneticilerin elindedir.

Ekonomik Güç ve Lobiler: Büyük şirketler, finansal kuruluşlar ile diğer güç odakları, siyasi süreçlere müdahale ederek kendi çıkarlarını koruyabilirler. Bu durumda, siyasetin insanları yönettiği ve ekonomik gücün siyaseti kontrol ettiği söylenebilir.

Peki ülkemizdeki siyasette sizce, hangi yaklaşım tarzı daha fazla ağır basıyor?

Bunun cevabını, bu ülkede, kaç kişi verebilir?

Anlayacağınız KKTC siyasetinin doğası da, kendi içinde, karmaşık hale dönüştü veya dönüştürüldü...

Yaratılan bu sistemden beslenenler şimdi, daha fazla çoğalıyor, yaygınlaşıyor ve derinleşiyor... Salgın büyüyor...

Gerçeklikte, ülkedeki siyasetin doğası ve etkisi, birbiriyle etkileşen birçok faktörden kaynaklanıyor... Ancak, demokratik süreçler, kamuoyu katılımı ve toplumsal hareketler gibi unsurlar, siyasetin insanlar tarafından yönlendirildiğinin, sanılmasını sağlıyor... Fakat güç odaklarının manipülasyonu ve otoriter rejimler gibi ortaya çıkan durumlar da, siyasetin insanları yönettiğini gösteren ülkemizdeki ciddi yansımalarıdır... Dolayısıyla, siyasetin gerçek doğası, toplumun dinamikleri ve siyasi süreçlerin karmaşıklığıyla şekillenmeye devam ediyor...

Gelinen noktada ülke siyaseti, devasa bir canavara dönüştürüldü ve yeni kurbanlar aranmaya devam ediyor...

KKTC'de insanlar mı siyaseti yönetiyor, yoksa siyaset mi insanları yönetiyor sorusunun cevabı tam da budur...

Ve herkes ülkede, siyasetçi olmanın yolunu şimdi, daha fazla aramaya başladı...

Profesyonel işlerini, mesleklerini bırakarak, siyasetin ve siyasetçinin yolunu tutanlar çoğaldı... Bu yöndeki eğilim ülkede, her geçen gün daha fazla artıyor...

Ve ülkede herkes şimdi, siyasetçi olmak istiyor...

Ortaya çıkan bu canavarla ilgili bilinmesi gereken en önemli gerçeklerden biri de, ülkemizde evrimleşen bu siyasetin, insanların birbirine karşı duyduğu güvensizliği artırdığı ve toplumu tamamen kutuplaştırarak, çok ciddi bir tehlikeye artık dönüştüğüdür...

Siyasette siyasetçinin egosuyla beslenen hırsın, ülkede en tehlikeli noktalara ulaştığını herkes görüyor...

Hatırlanmalıdır ki, siyasetin karanlık koridorunda dolaşanlar, çoğu zaman kendi çıkarları için, kör olmuş davranmayı sürdürürler…

Siyasette gözleri görmeyenler, sadece güç odaklarına hizmet ederler ve toplumun gerçek ihtiyaçlarını, göz ardı etmeye hep devam ederler...

Siyasette kör olanlar, sadece mevcut anı görürler, geleceği ve uzun vadeli sonuçları görmekte hep zorlanırlar...

Siyasetteki yarış, çoğu zaman insani değerlerin ve vicdanın geri plana atılmasına neden olur, bu da tehlikeli canavarın ortaya çıkmasına, daha fazla yol açar...

Siyasetin baş döndürücü hırsı, adil olmayan uygulamaların ve toplumsal adaletsizliğin yeşermesine yol açar; bu da tehlikeli olan canavarın daha da büyümesine neden olur...

KKTC'de o canavar artık serbest bırakıldı...

Ülkede serbestçe dolaşıyor...

Tehlike her geçen gün son sürat büyüyor...

Ülke siyasetinin, insanın insana kurduğu en tehlikeli oyun haline dönüştüğünü ve bu oyunun içinde, çok ciddi tehlikelerin de şimdi daha fazla arttığı, asla göz ardı edilmemelidir...

KKTC'de siyaset hırsı, tehlikeli hale dönüşüyor...

Rekabet artıyor...

Çekişmeler çoğalıyor...

Siyaset, egoya yeniliyor...

Siyaset canavarı artık serbest, kontrolsüz ve tehlikeli...

Siyaset canavarı, yeni siyasi kurbanlarını arıyor...

Ülkede herkes siyasetçi olabilir ama, herkesin iyi bir siyasetçi olamadığı da, hatırlanmalıdır...

Siyaset sadece iyi niyetle yapılan değil, aynı zamanda derin bilgi, beceri, cesaret ve geleceği görmekle de alakalıdır...

Ülkede herkes siyaset yapabilir, ama herkes halkın çıkarlarını koruyacak ve temsil edecek bir siyasetçi asla olamaz...

Siyaset, sadece güç arzusuyla değil, aynı zamanda toplumun iyiliği için, bir sorumluluk duygusuyla yapılan olmalıdır...

Ülkedeki siyaset, herkesin katılacağı bir oyun değil, bir sorumluluktur, toplumun geleceğini belirleyen,  çok ciddi hayati derecede önemli bir süreçtir...

Toplumun geleceği, boş sayfalarla değil, dolu sayfalarla aydınlık yarınlara taşınır...

Şimdi sorulması gereken daha ciddi sorular vardır...

KKTC'de herkesin siyaset sahnesine atılma arzusu, kişisel ve/veya yandaş usulsüzlükleri örtbas etmek için, bir perde olabilir mi?

Ülkede bu kadar fazla siyasetçi olma isteği, usulsüzlükleri gizlemenin bir yolu mudur artık?

Peki, ülkedeki sorunların arkasından, neden hep siyaset ve siyasetçiler çıkıyor?

KKTC siyasetinde gelinen nokta, sorunların değil, çözümlerin konuşulduğu bir yer olmalıydı...

Ülke siyaseti, sorunların değil, çözümlerin yaratıcısı olmalıydı...

İyi siyaset, boş sayfaları değil, insanların hayatlarını dolduracak, daha dolu sayfaları yaratmalıydı...

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.