Sendikalar da bir alem
Sendikalar da bir alem
Şu anda ortalık yangın yeri ya
Doğal olarak ağlamayan da yok!
Öncelikle hükümet ortakları
En çok da Başbakan konuşuyor sürekli olarak!
Sanki de mesele sadece kendi meselesiymiş gibi
Adı üstünde bu hükümet koalisyon hükümetidir, tek bir parti yok iktidarda!
Tufan hoca yırtınıp duruyor, daha çok çalışıp üretmeliyiz diye
Haksız da değil!
Peki ya diğer hükümet ortakları nerede?
Mesele onların meselesi değil mi yoksa
Ya da sin da kal taktiği mi güdüyorlar!
Sonuçta ağlamakla hiçbir şey düzelmiyor
Çünkü hala tünelin ucunda ışık yok!
Başbakan bunu söylüyor da tünelin ucunu açmak için ne yapıyor?
Bu konuda çok bir şansı yok
Madem ki bundan böyle döviz yükseldikçe hayat pahalılığı da doğru oranda yükselecek elden ne gelir ki!
Dua etmekten başka
Memleket tarihinde belki de ilk kez böyle bir krizin içine girdi
İthal kriz diyenlere de kızmıyorum çünkü Türkçe anlamı böyle!
Elde avuçta bir şey yok, her zaman olduğu gibi yine Türkiye'nin avucuna bakıyoruz
Keseyi açarsa ne ala!
Peki açmazsa ne olacak?
Sosyal patlamalar bir yana göç dalgası her geçen gün daha da artacak
Kaçan kurtulur mu bilinmez ama!
En azından bir umut kapısı işte
Bir de kaçma şansı hiç olmayanlar var!
Asıl krizden etkilenenler
Ama o kadar sessizler ki insan bu sessizlikten korkuyor!
Fırtına öncesi sessizlik mi diye
Allah korusun diye geçiriyoruz içimizden!
Bu kadar ciddi bir sıkıntı yaşanırken sendikalar ve halk sokağa dökülmeli mi?
Bu konuda sendikalardan cılız sesler yükselmeye başladı yine
Bana bu doğru olmaz!
Sendikalar sokaklar çıkıp ortalığı toz duman etseler ardından hemen kriz çözülecek mi?
Ya da ortalık güllük gülistanlık mı olacak dersiniz
Yok öyle bir şey işte!
En fazla bu hükümet istifa edecek
Yerine yenisi gelecek!
Kim bilir belki de erken genel bir seçim havasına gireceğiz ansızın
Peki sonuç ne olacak?
Bize göre çok bir şey olmaz
Onun içindir bize göre süreç sokağa dökülmekten daha ziyade öncelikle toplumsal barışı sağlamaktır!
Sendikalarıyla, hükümeti ve muhalefeti ile vatandaşı ile
Bu arada sendikalara da biraz sitem etmek gerek bu sıralar
Aslında ülkede tam bir sendikal tiyatro yaşanıyor!
Herkes bir telden çalıyor
Yine kendisi oynuyor!
Grev yapacaklarmış
Hem eylem!
Hükümeti istifaya davet edecekler
Diyelim ki bunda başarılı da oldular!
Yeni hükümet gökten zembille mi inecek sanıyorlar
Ya da ellerinde birer sihirli değnek mi olacak!
Ya da Ankara musluğu sonu kadar mı açacak
Geçin bunları lütfen!
Bu ülkede sendikal hareket artık tartışılmalıdır
Baksanıza en büyük krizin yaşandığı bir dönemde bile bir bütün olmayı beceremiyorlar!
Ses var ama görüntü yok
Maksat eleştiri olsun!
Vatandaşın gözüne şirin gözüksünler
Birlik beraberlik kuramazlar çünkü birçoğu siyasete göbekten bağlılar!
Burada halkın çıkarları ve hakları filan önemli değil
Önemli olan destek verdikleri siyasilerin kırılmaması, gücenmemesi!
Oysa hepsi de bir kesimin sözcüleri
Hepsinin az ya da çok üyesi var!
Bunun için verilecek mücadele bireysel olamaz
Toplumun tüm kesimlerini kucaklayamadıkları müddetçe oynadıkları sadece birer tiyatro oyunudur!
Kimse kimseyi kandırmasın artık lütfen artık
Polis ne istedi de yaptınız!
Asayiş artık berkemal değil ya
Doğal olarak suçlarda ciddi bir artış var!
Garip olan ise şu;
Artık bazı vekil arkadaşlar bile sokaktaki güvenlikten şikayetçi olmaya başladılar
Elbette onlar da adı üstünde halkın vekilidirler ama, konuya resmi olarak değil de sadece sosyal medyadan eleştiri yapmak doğrusu epey garip kaçıyor
Daha da önemlisi;
Memleketi yönetenler polis teşkilatının daha fazla güçlenmesi için ne yaptı?
Bu konuda elle tutulur bir şey var mı?
Meclis hala kapalı olduğuna göre tabi ki yok!
Onun için sosyal medyada ortaya atılan da orada kalır ve unutulur gider
Siz bunun için bir önlem almazsanız ve sadece eleştiri ile geçiştirmeye başlarsanız teşkilata sadece zarar verirsiniz!
Tamam teşkilatın içinde hala çürük elmalar var ama
Biraz daha gecikir ve yeterli istihdam ve eksiklikleri gidermezsiniz bu günleri bile arayabiliriz!
Onun için ağlamak yeterli değil
Çözmek gerek!
Bu arada bir dip not;
Artık bazı polis memurları bile krizden öyle nasiplendiler ki
Birkaç yıl ödeneksiz izne çıkıp gidip yurt dışında çalışarak borçlarını kapatmayı düyünenlerin sayısı hızla artıyor!
Garanti belgesi niye istersiniz ki?
Yaşanan krizden kurtulmayı acil bir çözümde arayanlar var
Geçenlerde de yazdık denize düşenin yılana sarılacağı bir ruh hali bu!
Hele de garantörlük konusu daha fazla tartışılır oldu
Garantiler kalksın!
Hemen şimdi çözüm gelsin
Sonra cepler Euro dolsun öyle mi?
Ya sonrası!
Allah'a emanet mi?
Bir düşünsenize;
Evinize bir mal aldığınızda öncelikle ne sorarsınız?
Garanti belgesini olduğunu ve kaç yıl kapsadığını!
Sonuçta o kadar para veriyorsunuz bu en doğal hakkınızdır
Çözüm olayına biraz da böyle bakmak gerek!
Sonradan ah vah etmemek için
Tavuk eti niye kaçırılmıyor!
Tavuk eti ithali daha bir süre tartışılacağa benziyor
Ama bir gerçek var ki bizim asıl sorunumuz tavuk eti değil kırmızı et!
Baksanıza daha dün yine 1644 kilo kaçak et ele geçirildi
Demek ki arz talep meselesi bu!
Vatandaş tavuktan daha ziyade evine kırmızı et istiyor
Bunu fırsat bilenler ise kaçak yollara başvuruyor!
Hem hani yeteri kadar üretmiyoruz diye şikayet ediyoruz ya
Peki ülkede üretilenlere niye takoz koyuyoruz ki!
Aşı niye tükenir ki?
"Aşıların ne kadar pahalı olduğu hepimizin malumu. Devlet, zorunlu aşılar için ücret almıyor. Allah razı olsun.
Bu sabah, aşı için Tren Yolu Polikliniği'ne gittik. Sıra numarası aldık, bir saatten fazla bekledik. Doğaldır, kalabalık. Ama doktorun muayenehanesine girdiğimizde "aşıların ellerinden tükendiğini, dün son pnömokok aşısını yaptığını ve bu aşıyla birlikte 3 aşının daha şu an devletin elinde bulunmadığını" öğrendik!
1- Aşıların devletin elinden "tükenmesi" nasıl olur? Bunun mantıklı bir açıklaması var mıdır? Sağlık Bakanlığı aşıları sayamayacak ve bu aşıları zamanında tedarik edemeyecek kadar aciz midir?
2- Madem bu aşı şu an yok, onca insanı o kadar saat bekletmenin mantıklı bir açıklaması var mıdır? Elinde aşı yoksa yaz bir not, aşılar tükendi diye belirt, insanları da bekletme, boş yere perişan etme.
Her konuda sınıfta kaldığımız gibi, sağlıkta da sınıfta kaldık, yine!.."
(Gözde ERMETAL)
Depresyondayız
"Okulda silahlı veli,
Sokakta kadınlara saldıran alkollü sapık,
Yolda insanların kafasına vurup soymaya kalkan maskeli hırsızlar,
Sahillerde cesetler,
Hasta bir çocuğa toplanacak yardıma göz diken şerefsiz yakınları.
Ülke yönetiyormuş gibi yapıp, gidip TC de iskemleye ilişen ve el etek öpen basiretsiz yöneticiler....
Yok arkadaş, bu kadarını ne midem ne aklım ne de vicdanım kaldırmıyor.
Sinirler desen tamiri mümkün değil.
Sıkı bir depresyona girip, içime kapanasım var.!
(Ayşegül Özmen GARABLİ)
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.