Özersay ve hayal kırıklığı!

Kudret Özersay siyasete olan güvenin iyice zayıfladığı bir dönemde insanların karşısına ciddi bir seçenek ve umut olarak çıktı...

Toparlanıyoruz hareketiyle çıkışını sürdürdü. Siyasi bir yapıya dönüşmeyeceğini söylediği sivil toplum örgütü Özersay'ın fikir değişikliği ile siyasallaşmaya başladı.

Kudret Bey, özellikle Kıbrıs konusundaki bilgi ve birikimiyle göz doldurdu.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde başarılı denebilecek bir  oy aldı. %21'lik oy oranının ardından parti kurmaya karar verdi. Kurulacak partinin sıra dışı bir oluşum olacağı konusunda insanları ikna etti.

Halk bir kurtarıcıya ve kendinden birine aç ve umutluydu.

Peki Özersay beklentileri karşılayabildi mi?

Şimdi Kudret Hoca denildiğinde aklınıza ilk ne geliyor!

Kahve içmem dediği UBP ile kurduğu hükümet mi, dörtlü koalisyon felaketi mi yoksa 'biz halk için varız' sloganı mı?

HP, varlık sorunu mu yaşıyor?

Bütün siyasi partiler halk için vardır zaten öyle değil mi?

UBP ile kurduğu hükümet 'halk' için miydi yoksa koltuk için mi?

Özersay'ın şu an vaadi nedir?

Seçmenine ne vaat ediyor?

UBP ile olası bir koalisyona girme durumu olursa ne olacak?

Parti kurmam dedi, kurdu.

Aday olmam dedi, oldu.

UBP ile hükümete girmem dedi, girdi...

Politikacıların vaat ettiklerini yapmamasına alışkınız ama vaat etmediklerini yapmasını Kudret Hoca ile öğrenmiş olduk.

Anketler HP'nin durumunu açıkça ortaya koyuyor.

Gidişatları iyi değil...

Belki Özersay'ın aklında kilit parti olma hayali var ama Demokrat Parti'nin yükselişini gözden kaçırmamak gerekir.

HP'nin tek adamı Özersay,

HP'yi önce bir umut partisi yaptı.

Şimdi slogan partisine çevirdi ve böyle giderse tabela partisi olarak siyasi yaşamına devam edecek.

Bizden uyarması...

***

Kıbrıs Türk Hekimler Sendikası dün bir karar aldı.

Eylemlerini genişleteceklermiş...

Eylemin gerekçesi, sendikanın sağlıkta bekleyen sorunlar karşısında diyalog çağrısında bulunduğu Sağlık Bakanlığı’nın sağlıkta bekleyen sorunlara duyarsız kalmasıymış..

Sendika bu gerekçe ile Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi, Cengiz Topel Devlet Hastanesi, Barış Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nden başlayarak acil, yatılı servisler, diyaliz, hematoloji-onkoloji ve kemoterapi poliklinikleri hariç, tüm polikliniklerde hasta bakmama eylemi yapıyor.

Hasta bakmamak bir hekimin hak arayış aracı olabilir mi?

İnsanların canını emanet ettiği hekimler sağlık sistemindeki sorunların faturasını hastasından mı çıkarır?

Yahu bugün zaten normal şartlarda hekimlerin büyük bir bölümü poliklinik görevlerine vaktinde gitmiyor.

İnsanlar hastanelerde sıra bekliyor saatlerce...

Vatandaş saat 11'den sonra poliklinikte doktor yüzü mü görüyor?

Poliklinikte olması, hastanede hasta bakması gereken doktorlar özel kliniklerinde hasta bakıyor.

Bu ülkenin en kritik sağlık merkezinde başhekimlik yapan hekimi bile asli göreviyle ilgili ulaşamazken özel hastaneden saniyesinde randevu alabiliyorsunuz.

Hekimler başımızın tacı eyvallah...

Minnet ve şükran duyuyoruz hem de böyle bir dönemde daha da çok...

Ama bizim alnımızda enayi mi yazıyor!

Sen devletten maaşını çekeceksin ama hasta bakmayacaksın.

Günde 2 -3 saat hastanede takılıp sonra koştur koştur özel kliniğine gideceksin.

Sonra sağlıkta sorun var deyip eylem yapacak ve cezayı yine şifa bekleyen hastalara keseceksin.

Pes doğrusu...

Milletin sırtından düşün artık.

Onurlu mesleğinizi kirletmeyin...

Bu halka hakaret etmeyi bırakın.

Böyle sendikacılık böyle hak arama olmaz.