Hukukçular çuvallayınca… 

Tacan Reynar gerçekten önemli bir isimdi… 

Kazanma şansı var mıydı, kesinlikle yoktu! 

Rejim karşıtlığı ile tanındı, epey de taraftar topladı… 

Ama en önemlisi de hukukçuydu! 

Aday olma şartlarını çok daha iyi bilmeliydi… 

Genel Başkanları da öyle! 

Belli ki yasayı ya hiç okumadılar ya da çok da ciddiye almadılar… 

Sonuçta olanlar oldu ve adaylığı kabul görmedi! 

Ama bir başka aday eğer itiraz etmeseydi aday olabilecek ve seçimlere katılacaktı… 

Bizde konuyu hukukçulara sorduk; 

Eğer belgeler arasında öğrenci ya da kurs belgesi olsaydı adaylığı kabul edilecekti… 

Olay TDP ve hukukçuların çuvallamasıyla son buldu! 

… 

Bir başka önemli konu daha var… 

Muhtarların verdiği ikametgah belgeleri! 

Bu da göstermektedir ki muhtarlar mühür vururken çok da araştırma gereği filan duymuyorlar… 

Basıyorlar mührü kapıyorlar parayı! 

Bu da demektir ki muhtarlar da artık hem de sıkı bir şekilde denetlenmelidir… 

Hatta ilgili bakanlık muhtarları eğitime tabi tutmalı ve uygulama dersleri vererek mühürlerin zamanı geldiği zaman ne kadar önemli olduklarını anlatmalıdır! 

Haybeye mühür vurmasınlar diye… 

En azından bu olay bile kulağa küpe cinsinden bir ders olarak bir yerlere yazılırsa bu hatalar bir kez daha tekrarlanmaz! 

… 

Reynar’ın adaylığının iptal edilmesinin ardından yeni tartışma konusu onun alacağı oyların 25 Haziran’da kime gideceği konusudur… 

Bu arada bazıları seçimlerde aday olamayacağını bile bile yine Reynar’a mühür vurulması çağrısı yapmaya başladı! 

Bunun adı kesinlikle boykottur… 

Bu arada anlayamadığımız YSK’nın bu konudaki tavrıdır! 

Kendisini aday yapmıyorsun ama seçim pusulasında ismini koyuyorsun… 

Elbette bunun bir açıklaması vardır ve olmalıdır da! 

Ama seçimi boykot etmek en çok da demokrasi yanlıları için şık olmayacaktır… 

Bu arada yine hukuk çevreleri YSK’nın adaylık için belge kabul ederken bunların geçerli olup olmayacağını adaylara bildirmesidir! 

Taş atıp da kolları yorulacak değildi ya… 

… 

Sonuçta konu tamamen hukukçuların çuvallamasından başka bir şey değildir… 

Ülkeyi yönetmeye talip olanların hataları yine kendi ayıpları olarak siyasi tarihe yazılacaktır! 

Bu konuda derslerini alırlarsa ne ala… 

Yok, yargıyı eleştirip kendi ayıplarını örtmeye çalışmak hataların en büyüğü olacaktır! 

Ankara kulisleri… 

“Erdoğan’ın sırdaşı…” 

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü ve Dış Politika Danışmanı olarak görev yapan İbrahim Kalın, Dışişleri Bakanı olarak atanan Hakan Fidan'dan boşalan koltuğu devraldı. 

Kalın, böylece, Erdoğan’ın 2002’den bu yana süren başbakanlığı ve cumhurbaşkanlığı dönemlerinde MİT’in başına kurum dışından atanan ikinci sivil yetkili oldu. 

Kalın'ın MİT'in başına geçmesi Dünya basınında geniş yer buldu. 

MIDDLE EAST EYE: "ERDOĞAN'IN SIRDAŞI" 

Londra Merkezli Middle East Eye (MEE) 'Erdoğan, sözcü Kalın'ı istihbarat başkanlığına atadı' başlıklı haberinde Kalın için 'Erdoğan'ın uzun süredir sırdaşı' dedi. 

Kalın'ın 2014'ten bu yana cumhurbaşkanlığı sözcüsü ve cumhurbaşkanı dış politika danışmanı olarak görev yaptığını hatırlatan MEE, yeni MİT Başkanı'nın doktora derecesine sahip olduğunun altını çizdi: "Önemli konuların çözümlenmesinde zaman zaman Erdoğan’ın özel temsilcisi olarak temaslarda bulunan Kalın, özellikle son dönemde ABD ile ilişkilerin yürütülmesinde alternatif kanal olarak öne çıktı." 

"HAYATİ BİR ROL OYNADI" 

Al Arabiya ise 'Uzun süredir Erdoğan'ın yakın arkadaşı olan Kalın, 2014'ten bu yana Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü olarak görev yapıyordu' dedi ve iu değerlendirmede bulundu; 

"Kalın, Türkiye Cumhurbaşkanı'nın sözcüsü olarak, özellikle Suriye ihtilafı gibi kriz durumlarında , ülkenin dış politikasının yönlendirilmesinde hayati bir rol oynadı" 

"Komşu ülkesinde artan gerilimlerle karşı karşıya kalan Türkiye, insani duruşunu güvenlik çıkarlarıyla dikkatli bir şekilde dengelemek zorunda kaldı"diyen Al Arabiya, Kalın'ın bu süreçte ateşkes anlaşmaları yapmak ve barış görüşmelerini başlatmak için Rusya, ABD ve İran gibi büyük güçlerle koordinasyon sağlayarak bu sürecin merkezinde yer aldığına vurgu yaptı. 

KOMŞUDA BİRİNCİ MANŞET 

Yunan Kathimerini "Kalın resmen MİT başkanlığına atandı" başlığı ile okurlarının karşısına çıktı. 

Skai "Erdoğan'ın sağ kolu, mutlak güvendiği adam bundan böyle Türk gizli servisinin iplerini hareket ettirecek'"dedi 

Bir başka Yunan gazetesi To Vima "Kalın, gizli servislerin başına geçti" başlığını attı. ERT Kalın'ın uzun süredir başdanışmanı olduğuna dikkat çekti: " Kalın son dönemde İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya girmesi süreçlerinde en aktif rolü oynayan Türk yetkili oldu. Her iki ülkeyle temaslarda bulunan ve Haziran 2022’de kurulan ortak daimi mekanizma toplantılarında Türk heyetine başkanlık eden İbrahim Kalın, bu süreçlerdeki rolüyle adından söz ettiren yetkililer arasında oldu." 

Proto Thema bir süredir Kalın'ın MİT'İn başına geçirileceğinin belirtildiğini hatırlattı ve resmi açıklama sonrası iddianın doğrulandığını yazdı. 

Alman Spiegel "Erdoğan, Seçim zaferinin ardından neredeyse tüm kabine mevkilerini doldurdu" dedi. 

Nikei Asia ise eski MİT Başkanı Hakan Fidan'ın Dışişleri Bakanı olduğunu yazdı ve "özerk diplomasiye devam etmesi muhtemel" yorumunda bulundu. 

Yeni Kabineyi Mehmet Şimşek üzerinden yorumlayan Wion ise "Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan Ortodoks ekonomiye dönüş sözü verdi. Ülkenin yeni maliye bakanı, uzun süredir liberal politikalardan yana" dedi.