Adayların dikkatine…

Çok büyük bir heyecan yok ama sonuçta 25 Haziran’da yeni milletvekili arkadaş belirlenecek…

Şu anda sokakta Ali Başman ve Sami Özuslu konuşuluyor!

Diğerleri konu mankeni gibi bir şey…

Küsmesinler kızmasınlar ama gerçeğin kendisi bu!

Adaylar heyecanlı olsa da sokakta aynı heyecanı göremiyoruz…

Kolay değil sıcakların başladığı bu dönemde çarşı pazar gezip oy isteyeceksin!

Zira garantisi de yok bu işin…

Ama kazanma olasılığı olmayanların asıl gayesi 25 Haziran değil ondan sonra yapılacak olan genel seçimler!

Kazanmasalar da isimlerini duyuracaklar…

İleriye yatırım yapacaklar!

…

Adaylar sıkı bir şekilde çalışıp geziyorlar ama biz de evde ya da ofiste oturup ahkam kesmiyoruz…

Günümüzün yarısından fazlası dışarıdaki mekanlarda geçiyor!

Vatandaşın nabzını tutmaya çalışıyoruz…

Partililer bir yana da!

Sessiz çoğunluğun seçim ve siyaset denince tüyleri ürperiyor…

Bu konuda ciddi bir bıkmışlık, usanmışlık var!

Bu kadar da umutsuz olmamak gerek…

25 Haziran seçim sonuçlarına göre siyasi partilerin ya da bağımsız adayların ağırlıkları da ortaya dökülmüş olacak!

Kim bilir belki de ara seçimler erken bir genel seçimin de kapısını aralayacak…

Bu da mecliste yeni bir siyasi yapının oluşmasına yarayacak!

Ama şu kesindir;

Hem siyasete olan bıkkınlık hem de seçmenin yaz tatili katılım oranının çok aşağılarda olmasını sağlayacak…

Onun için seçmeni sandığa götürmek hayati önem taşıyor!

Bunu başarmak çok kolay olmasa da…

…

Seçmenden oy isteyen tüm adaylara önerimizdir…

Hani şu ziyaretlerde vatandaş ile kucaklaşmalar var ya!

Bu ziyaretler için özel ekipler oluştursunlar…

Bizim insanımız hoşgörü sahibidir misafiri hele de kapısını çalanı bağrına basar!

İyi de ziyaretler sonrası adayların arkasından neler konuşuluyor kimse merak etmez mi?

İşte onun içindir…

Adaylar seçmenin yüzlerine karşı değil de gerçek iradesini görmek için çok iyi bir yöntemdir ziyaretler sonrası neler konuşulduğunu öğrenmek!

Ona göre yeni siyasetler belirlemek…

Bir şey kaybetmez aksine çok şey kazanırsınız!

Denemesi de bedava…

…

Dünkü ‘Hukukçular Çuvallayınca’ başlıklı yazımızdan sonra adaylığı düşürülen Tacan Reynar kardeşimiz bir mail göndererek görüşlerini paylaştı bizimle…

Hassasiyetinden ötürü kendisine teşekkür ederiz!

Ama biz dünkü yazıyı bazı hukuk çevreleriyle görüştükten sonra kaleme aldık, bunu da belirtmek isteriz…

…

Sevgili Tacan Reynar kardeşimiz şöyle diyor:

“Sn. Özadam,

Merhaba. Umarım iyisiniz. 

Bugünkü yazınızı okudum. Eleştirilerinize saygım bakidir ancak yazınızın bir yerinde,

'Eğer belgeler arasında öğrenci ya da kurs belgesi olsaydı adaylığı kabul edilecekti…' diye yazdınız.

Biz İlçe Seçim Kurulu’nda ilk duruşma yapılırken yurtdışında eğitim gördüğümüze dair okul transcriptini ve mezuniyetimizi belgeleyen diplomamızı sunduk. İSK da buna kanaat getirdi ve eğitim amacıyla yurtdışında bulunduğumuzu belirterek yapılan itiraz başvurusunu reddetti.

Konu Yüksek Seçim Kurulu’na istinaf edilince yine o dosya içeriğinde aynı belgeler vardı.

YSK’nın bir üyesi benim yine eğitim için yurtdışında bulunduğumu ve bunun “daimi ikametgah”ı değiştirmediğini ifade etti.

Diğer 4 kurul üyesi bunu dikkate almadı.

Konu bundan ibarettir diyeceğim ancak maalesef öyle değil.

Kararlar elimize ulaşınca kamuoyu ile paylaşacağız ki herkes durumu tetkik edebilsin.

Kolaylıklar diliyorum…”

…

Ankara kulisleri…

Sinan Oğan'dan Kılıçdaroğlu'na istifa çağrısı ve adaylık açıklaması!

28 Mayıs'ta yapılan Cumhurbaşkanlığı ikinci tur seçimlerinde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı destekleyen Sinan Oğan, Kemal Kılıçdaroğlu'na "Kılıçdaroğlu'nun yerinde olsam istifa ederim" diyerek istifa çağrısında bulundu. Oğan, 2028'de yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ise aday olacağını açıkladı.

"KOLTUĞA YAPIŞIP KALINDIĞI ZAMAN OLMUYOR, KILIÇDAROĞLU YERİNDE OLSAM İSTİFA EDERİM"

"Sayın Kılıçdaroğlu bu seçimi referandum olarak değerlendirdi. Eğer bu seçim referandumsa, referandumu kaybettiniz. O zaman istifa edin. CHP tabanının işidir bu ama bu referandumsa bana söz hakkı düşer ve istifa etmelidir. Kılıçdaroğlu bir hayli yaşa sahip. CHP mutlaka kazanacak yapıyı bulacaktır. Ama koltuğa yapışıp kalındığı zaman olmuyor bunlar. Kılıçdaroğlu'nun yerinde olsam istifa ederim."

"BEN CHP İLE YOL YÜRÜMEK ZORUNDA MIYIM?"

Bize niye kızıyor insanlar? Ben CHP ile yol yürümek zorunda mıyım? Sahada çalışaydınız, hiç olmazsa Meclis çoğunluğunu kazanaydınız. Ankara Çankaya'ya birtakım şaibeli isimleri aday yapmışsınız. Sonra da diyorsunuz ki Sinan Oğan bize destek ver. Yürümez ki bu sistem. Bu sistem işlemezdi, Türkiye büyük bir krize giderdi. Ben sorumluluk sahibi devlet adamıyım, Türkiye'yi böyle bir maceraya sürükleyemezdim. Ben destek versem Kılıçdaroğlu kazanabilirdi ama bu belli olmazdı. Siz tek başınıza girin, belki o zaman anca kazanırsınız. Benim eşime, çocuklarıma tehdit ve hakaret mailleri geldi. Bu linç kültürüyle hiçbir yere gidemezler. Önce kendilerine çeki düzen versinler. 

"CHP KİTLESİ NORMALDE BİZE TEŞEKKÜR ETMESİ LAZIM"

Gazeteci tarafsız olmalıdır, Türk basınının trol kafasından kurtulması lazım. Yıllardır girdiği her seçimi kaybeden bir kitle var, sinirli, moralsiz. Muharrem İnce'nin çekilmesinden sonra bir güruh bana saldırıp benim de çekilmemi sağlamaya çalıştı. Beni bir açıklama yaptım, "Benim oyuma ihtiyaç duyacaksınız, bu kadar saldırmayın, yarın lazım olur" dedim. Kim kalesine gol atmış oldu? Seçimlerin ikinci tura kalacağını bir tek biz öngördük. Yüzde 11-12 civarında bir oy bekliyorduk. Biz sandıkların hepsine sahip olamadık, öyle bir organizasyonumuz yoktu, sandıkta ne oldu bilmiyoruz. Bize saldıran kitlenin normalde bize teşekkür etmesi lazım. Biz olmasaydık seçimler ilk turda bitecekti. İkinci şansı biz çıkardık. Bizim sayemizde sayın Kılıçdaroğlu ikinci bir şansı yakaladı ve kullanamadı. Sevgili muhalif kitle, siz hıncınızı benden çıkarmayın, ben demokratik tercihimi kullandım. Biz gerçek anlamda istişarede bulunduk, Cumhur İttifakı'nı destekleyelim diyenler çoğunluktaydı, Millet İttifakı diyenler de vardı. Tarafsız kalalım diyenler oldu, ben buna çok sıcak bakmadım. 

"ÜMİT ÖZDAĞ CUMHUR İTTİFAKI'NDAN İÇİŞLERİ BAKANLIĞI İSTEDİ"

Sayın Ümit Özdağ ile son dakikaya kadar tüm bu süreçleri konuştuk. Ümit Özdağ'a sürpriz değil, ben Cumhur İttifakı'nı destekleyeceğimi söyledim. Özdağ da AK Parti ile görüşmek istedi, görüşmede kendisinin içişleri bakanlığı talebi oldu, karşılanmadığı için sayın Özdağ destek vermedi. Bana en son tarafsız kalacağını söylemişti. Biz ikinci turda tarafsız kalacağız demedik.

"2028 CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİNDE ADAY OLACAĞIM"

Kimseye sır değil, şimdiden ilan ediyorum, 2028 seçimlerinde cumhurbaşkanı adayıyım. Bizi bugün eleştirenler yarın "haklısın" diyecektir. Ben MHP'den ihraç edildikten sonra hiçbir partiye gitmedim. O zaman AK Parti'den de CHP'den de teklif aldım. Her defasında eleştirildim. "O partiye gideyim, bu partiye gideyim" tarzında bir siyaset ve yaşam tarzım yok. Şimdi niye o zaman Cumhur İttifakı'nı destekledin diyecekler. Tarafsız kalmak bir seçenek değil. Böyle bir ortamda ben gelecek planlaması yapıyorum, niye tarafsız kalayım ki?