Sahte diploma rezaleti başımızı çok yakacak!

Eğitim adası olma yolunda hayaller kurarken önemli başarılara da imza atarken nur topu gibi ‘sahte diploma’ skandalımız oldu.

KKTC gibi can damarlarından birisi eğitim sektörü olan bir ülkenin sahte diploma haberleri ile zehirlenmesi gibi bir rezalet olamaz.

Dolandırıcılar, aynı gün kaydettiği öğrenciye diplomasını veriyor.

Parayı cebe atıyor...

Polis soruşturmasına göre tutuklu sayısı artarken bu sayının daha da artacağı görülüyor.

Ciddi bir şebekeleşmeye doğru gidiyor iş… Sahte üniversite diploması vermenin hem bireyler hem de toplum için birçok zararı var.

Sahte diploma ticareti, yolsuzluk ve rüşvetin artmasına yol açıyor.

Sahte diplomaların yaygınlaşması, eğitim sisteminin güvenilirliğini zedeliyor ve eğitim sisteminin zayıflamasına yol açıyor.

Yükseköğrenim öğrencilerimizin büyük çoğunluğunun yurt dışından geldiğini düşünürsek bu sahte diploma algısı başımızı çok ağrıtır.

İşini doğru düzgün yapan üniversitelerimizi de zan altında bırakır.

Sahte reçete skandalıyla sağlık sektöründeki rezaletin şokunu atlatamadan şimdi de yükseköğrenimde yaşanan sahte diploma rezaleti ile karşı karşıyayız.

Sahtecilikten bıktık usandık.

Hangi taşı kaldırsak altından bir pislik çıkıyor.

Ne oluyor bu ülkeye, ne oluyor bu insanlara?

İş kazası mı cinayet mi?

Gaziveren’de Evergreen şirketine ait yapımı devam etmekte olan bir inşatta çalışan 37 yaşındaki işçi hayatını kaybetti.

Sekizinci kattan atılan tahta palet kafasına düştü ve orada can verdi.

Son bir ay içerisinde kaçıncı iş kazasıydı bu…

Yetersiz işyeri organizasyonu, risk değerlendirmesi ve denetim eksikliği, çalışma ortamının ve iş süreçlerinin yeterince denetlenmemesi, tehlikeli davranışlar ve kural ihlalleri, çalışanların yaşadığı ruhsal ve fiziksel sağlık problemleri, yeni ve tecrübesiz çalışanlar, yetersiz eğitim ve bilinç eksikliği, yorgun ve uykusuz çalışanlar, uygun olmayan çalışma yöntemleri gibi birçok sebep iş kazalarına sebep oluyor.

Sebepler listesi uzar gider…

Ancak bu listenin başına ilk ekleyeceğimiz madde, insan hayatına değer verilmemesi olabilir.

Devletin iş kazaları konusunda basiretsizliği olabilir.

İş yerlerinin, patronların bu basiretsizliği kullanarak iş güvenliği için hiçbir şey yapmıyor oluşları olabilir.

Bangledeşli bir işçi ölmüş, Allah rahmet eylesin der inşaata devam ederler.

Bu konunun üzerine gidilir mi?

Bu olayda ihmali olanlardan hesap sorulur mu?

Bu kaza bir sonraki olası kazalar için caydırıcı bir ceza ile kapatılır mı?

Hiç sanmıyoruz…

Bir cinayet daha iş kazası süsü ile kapanır, insanlar ölmeye devam eder…

Şoför okulları ve trafik çilesi…

Lefkoşa’da özellikle Yenişehir bölgesinde ara ve ana caddelerde şoför okullarının araçları turluyor.

Her sokak başı, her köşe başı…

Şehit Tuncer ilkokulu çevresi, Sivil Savunma çevresi eğitim pisti adeta…

Bu arada söz konu sokakların yolları asfalt değil bildiğiniz tarla.

Ehliyet alacaklar için gerçekçi bir parkur. Ülke yollarına alışmak için güzel yer.

Trafik sıkışıklığı açısından da örnek bir yer…

Peki anlamadığımız şu, şoför okulları neden bu bölgeye doluşuyor.

Başka yer mi yok?

Doğal olarak araç kullanmayı yeni öğrenen sürücü adayları çok ağır hareket ediyor ve zaten sıkıntılı olan trafiği iyice kaosa sokuyor.

Şoför okulları için daha uygun bölgeler tayin edilemez mi?

PGM’nin, ilgili bakanlığın dikkatini hiç çekmiyor mu bu konu!