Toparlanıyoruz II 

Yayın Tarihi: 16/09/22 07:00
okuma süresi: 4 dak.

Kıbrıs Türk toplumu, içinde bulunduğu çıkmaza, çare bulmakta, zorlanıyor, hatta yer yolu tüketmiş bir çaresizliği yaşıyor. 

Belki de bu çok belli değil, bir şekilde, bir sistem, bir düzen yaşanıp gidiyor. 

Ama net olan bir durum var, her konu, her yol tıkandı. 

Moralsizlik, umutsuzluk, beklentisizlik, gelecek kaygısı, bunların yerini tutabilen hiçbir şey yok. 

Başta demokrasi, kurumsallaşmış hizmet eksikliği, insanın öncelikli olmaması, sosyal ve kültürel alışkanlıkların değişime zorlanması, umutsuzluğun, mutsuzluğun başlıca sebepleri. 

Bunlar dün de vardı, bugün de var, bu gidişle, önemli, radikal bir değişim olmazsa, ilerleyen zamanlarda da devam edecek. 

Yine bunlar konuşulup, çareler aranırken, Kudret Özersay ve “toparlanıyoruz” hareketi ortaya çıktı. 

Birileri, bir yerlerde toplanıyor, konuşuyor, anlatıyor, sosyal medyada örgütleniyor, eleştiri ile çözümü de sunuyor ve gittikçe büyüyordu. 

Daha önceki bir yazımda, katıldığım bir toplantı da, Kudret hocanın bu cümleleri paylaşmıştım; 

“Askıda olan hayatlar vardır. Önemli bir kısmımızın hayatı askıdadır. Sadece hayatlar askıda değil, hukuk da askıdadır. Avrupa Birliği hukuku askıdadır. Nasıl bir şeyse bilmiyoruz, ama AB toprağıdır burası. Fakat sadece hayatlar değil hukuk da askıdadır. Bu belirsizlik ortamı toplumsal buhrana kadar varıyor.  

Kendi kendimize sorduğumuzda ve baktığımızda bunu ciddi şekilde hissedebiliyoruz. Ve aslında başkalarının iradesine tabi olan bu vizyonları beklerken normal de yapmamız gereken şeyleri yapmamak için bu vizyonları ve olmamalarını bahane olarak kullanıyoruz. Süresiz geciktiriyoruz. 

Bu vizyonların gerçekleşmesi ertesinde, bunların uygulanması açısından da son derece önemlidir, sizin içerde geliştireceğiniz ortak vizyonda bu düzene çeki düzen vermeniz.  

Devletimiz tanınsa, ama bu düzen böyle gitse, bu toplum mutsuz olmaya devam edecek. Kapsamlı çözüm bulunsa, kurumlarımız bu haldeyken vay halimize. Dolayısı ile küçük bir toplum olduğumuz için aslında bizim elde edebileceğimiz en önemli güçlerden bir tanesi birlikte hareket etmek olabilir.  

Toparlanıyoruz aslında bunu düşünerek, bunun altını çizerek yola çıkmış bir harekettir. Ve bölünme lüksümüzün olmadığını söyleyen bir harekettir”. 

Sonrasında, “toparlanıyoruz” yola devam etti. 

Kudret Özersay, Halkın Partisi’ni kurdu. 

Siyasette, söylemden, icraata geçiş vardı. 

Söylemle icraat birbirini tutmadı. 

Önemli zamanlarda, kritik ve kilit sayılacak bir rol üstlenen HP, siyasi tecrübesi az, hatta hiç olmayan kadrolarla bir yere kadar geldi. 

Girdiği hükümetlerde sigorta, denge görevi gördü. 

Ancak beklendiği, söylendiği, eleştirdiği, kuruluş amacı olarak vaat ettiklerini gerçekleştiremedi. 

Bunları gerçekleştirememenin yanında, yapıcı ve faydalanabileceği özeleştiriyi de yapmadı. 

Ve bilindiği gibi, Halkın Partisi Meclisten çekildi. 

Başladığı noktaya, sıfırdan, fabrika ayarlarından yeniden döndü. 

Meclisten çekilip, siyasetten çekilmemenin anlamı budur. 

Aslında yapılan, “Toparlanıyoruz” hareketinin ikinci bir denemesidir. 

Kadrolar değişmiş, son bir denemenin hazırlıkları için, yeniden bir başlangıç yapılmıştır. 

Yeterli olur mu, siyaseti, iktidarı, muhalefeti, değiştirememenin, aynılaşma tehlikesinin, tecrübesizlikle gelen yıpranmanın, bu deneme ile düzeltilip, düzeltilemeyeceğini, sadece zaman gösterecek.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları