KC ile TC arasında aracılık yapan iki Kıbrıslı Türk kim? 

Yayın Tarihi: 18/01/23 07:00
okuma süresi: 5 dak.

Güney Kıbrıs, yeni başkanını seçmek için gün sayıyor. 

Adaylar, seçime yakın, avantaj sağlama çabasında.  

“Rum Yönetimi başkan adaylarından ve eski Müzakereci Andreas Mavroyannis, Nikos Anastasiadis’in kendisiyle ve binlerce kişiyle gizlice iki devlet çözümünü konuştuğunu söyledi.” 

Bunlar bilinen konular, alçak sesle konuşulan, ama yüksek sesle seslendirilmeye cesaret edilemeyen bir gerçek. 

Makarios Drusiotis, araştırmacı yazar. 

2013 yılın mart ayı ile 2017 yılının şubat ayı arasında, Anastasiadis ile çalışmış. 

Çalıştığı dönemlere ait, belgeler ve tuttuğu günlüklerle, kurduğu ilişkileri anlattığı kitapları var. 

"Crans Montana” isimli kitabında, “Kıbrıs sorununun çözümü, nasıl neden ve engellendi” diyerek sorguluyor, anlatıyor. 

Önemli detay ve iddialar var. 

Hepsini aktarmak elbette mümkün değil. 

Ancak şu notları, paylaşmak isterim; 

“Türkiye, Recep Tayyip Erdoğan önderliğindeki, AKP’nin ülkenin yönetimini devralmasından itibaren, Kıbrıs sorununun çözümü mantığına girmişti.  

Bunun çok basit bir nedeni vardı. Çözüm durumunda elde edilecek faydanın, çözümsüzlüğün bedeline göre ezici üstünlüğü vardı. Kıbrıs Greek liderliği bu değişimi ya algılamadı ya da algılamak istemedi. 

Türkiye’nin değişmeyen, yayılmacı hedefleri doğrultusundaki basmakalıp analiz temelinde politika yapmayı sürdürürken, Kıbrıs sorununun çözümüyle karşılıklı kazanç unsurun doğrudan reddetmesini haklı çıkmak için “Türk uzlaşmazlığı” ardına sığınıldı. 

Kıbrıs Greek tarafının, Kıbrıs sorununda bayatlamış yaklaşımların dışına çıkmayı reddetmesinde, Rusya’nın Kıbrıs siyasal sistemine etkilerinin payı vardı. Moskova kurduğu mekanizmalar aracılığıyla, Kıbrıs sorununu BM içerisine kilitlemeyi başardı.” 

Kitap içeresinde birçok detay var. 

Bir başka ilginç nokta ise, Türkiye’nin, Anastasiadis ile direkt ilişki kurmayı kabul etmesi. 

Çünkü Anastasiadis, Annan Planına destek vermiş bir politikacıydı. 

Yapılan planlama, her iki tarafın birer temsilci belirlemesi ve gizli bir iletişim politikasının yürütülmesiydi. 

Çözüme yönelik genel bir uzlaşı sonrasında, Kıbrıslı Türkler de sürece dâhil edilecekti. 

Mensur Akgün “doğrudan teması” yönetiyordu. 

Drusiotis, kitabında anlattığına göre, bu planlamaya iki Kıbrıslı Türk de aracılık yapmaktaydı. 

Bu iki Kıbrıslı Türk kim, bugün için bilmiyoruz. 

Birisinin siyasi nedenlerle, bir diğerinin ise ticari sebeplerle, bu “doğrudan iletişime” aracılık ettiği iddia ediliyor. 

Türkiye ve AKP’ye yakın, enerji alanında faaliyet gösteren, Çalık Holding Başkanı Ahmet Çalık, Kıbrıs Cumhuriyeti ile iletişim kurmaya bu yolla çalışmış. 

İddiaya göre iki Kıbrıslı Türk, Ahmet Çalık ve Kıbrıs Cumhuriyeti arasında aracılık yapmış. 

Sonradan devreye Feridun Sinirlioğlu girmiş, Türk hükümet yetkililerinin en üst düzeyde bilgi ve onayı olduğu anlatılıyor. 

Konunun en önemli tarafı ve motivasyonu, elbette, Kıbrıs adasının etrafındaki enerji yatakları, doğal gazın, Türkiye üzerinden, Avrupa’ya taşınması, enerjide, Avrupa’yı, Rus egemenliğinden kurtarmak. 

Bu yol, Crans Montana da çökertildi. 

Drusiotis kitabında anlattıklarına bakarsak; 

Anastasiadis, bu değişimi ya algılamadı ya da algılamak istemedi. Kıbrıs sorununun çözümündeki sorumsuzluğunu, haklı çıkmak için “Türk uzlaşmazlığı” arkasına sığındı. 

Zaman istedi, iki devletli çözüm en iyi yol dedi. 

Bugün de kendinden sonraki başkana, kırmızı çizgilerini anlatıyor. 

Anastasiadis, seçilmeyi, barışa tercih etti. 

Sonuç olarak, tarihi fırsat kaçtı, Türkiye bu samimiyetsizlik karşısında politika değiştirdi. 

Kıbrıs Cumhuriyeti yeni başkanı kim olacak, farklı bir politika izlemeye cesaret edecek mi? 

Bunu zaman gösterecek. 

Ancak, iki devletli belirsizlik sürecinin bir mimarı da Anatasiadis’tir. 

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları