AKSA sözleşmesi madde 6

Yayın Tarihi: 17/04/23 07:00
okuma süresi: 4 dak.

Resmen kaosu yaşadık, yaşayacağız.  

Kim haklı, kim hatalı, iç içe geçmiş, karışmış.  

Keskin iki taraf, bölünmüş bölünmüş bir toplum.  

Taraflar ne aralarında, ne yapmayı anlatamıyor.  

Ne araya bilen ve keskin iki uç arasında kalan, sadece tek bir taraf var.  

Bu taraf, toplumdur, vatandaş, işçisinden, iş adamına, öğrencisinden, hastasına, üretim yapan, evinde dinlenen, genel olarak herkes, ne istediğini biliyordu.  

Bu istek çok basit, açık ve net, devre elektrik enerjisi.  

KIB-TEK çalışanları kendince haklı “ekmek teknemiz, kurumumuz, iş yerimiz özel sektöre verilecek” diye bir dertleri var.  

Hükümet, kendince haklı.  

Elektrikte arz güvenliğini sağlamak, enerji de sorunlara son vermek ve tabi ki başka başka sebeplerle AKSA ile olan sözleşmeyi yenileyerek uzatmak.  

KIB-TEK çalışanları, EL-SEN üyeleri, kendilerini anlatamıyor, toplumu inandıramıyor, hatta toplumdan daha da uzaklaşıyor, diğer taraftan hükümet, ne yapmaya çalıştığını anlatamıyor, topluma güven veremiyor, inandıramıyor.  

Kimse çıkıp da neler olup bittiğini izah etmiyor.  

Çok ciddi derece de bir iletişim sorunu var.  

Birinin umurunda mı, emin değilim.  

Aynen şunu yaşıyoruz;  

"Filler tepişir, çimenler ezilir."  

Bu kadar kaos ve karmaşaya gerek yoktu.  

Daha önce de yazdım, ülkenin tüm enerji sistemini, üretimini, ihalesiz, üstelik alım garantili ve uzun yıllara yayılarak, özel bir şirkete verilmesine karşıyım.  

Bunun adı AKSA, TANSA veya PAKSA ne olursa olsun, fark etmez.  

Hukukun, denetimin, siyasi iradenin bu kadar güçsüz olduğu bir ülkede, bu tür anlaşmalar, farklı sorunlar yaratabilir, yaratır.  

ERCAN ve TAŞYAPI örneğinde gelinen noktayı görüyoruz.  

Konunun bir diğer tarafı, AKSA da kendi açısından haklı.  

Yıllardır bu ülkede yatırım yapıyor, enerji üretip, satıyor.  

Dünyanın başka yerlerinde benzeri yatırımları var.  

2009 yılında imzalanan sözleşmeden doğan haklarını kullanmak istiyor.  

2009 yılında imzalanan sözleşmenin 6. maddesi;  

"MADDE 6 – SÖZLEŞME SÜRESİ;  

Sözleşme süresi, İşe Başlama (1 Nisan 2009) Tarihinden itibaren 180 (yüz seksen) aydır.   

Yüklenici, bu süre içinde işin öngörüldüğü şekilde yerine getirilmesini temin için her türlü önlemi alacaktır. Karşılıklı mutabakat sağlanma şartıyla sözleşmenin süresi uzatılabilir.   

Sözleşmenin uzatılması görüşmelerine sözleşme bitimine, 18 (on sekiz) ay kala tarafların karşılıklı mutabakatı ile başlanacak ve 12 (on iki) ay kala sonuçlandırılmış olacaktır.   

KIB-TEK’in sözleşmeyi yenilemek istememesi halinde Yüklenici hiçbir hak ve iddiada bulunamaz. Sözleşme şartları aksatılmadan devam ettirildiği takdirde, Yüklenici aynı şartlarla 3 yıl daha KIB-TEK’e elektrik enerjisi satmayı deruhte etmektedir."  

Yani sözleşmeye göre, karar zamanı geldi ve geçti.  

Sözleşme uzatılacak mı, uzatılmayacak mı?  

AKSA da bunu bilmek zorunda, KIB-TEK de bunu bilmek zorunda.  

Ya toplanıp gidecek, ya da devam edecek.  

KIB-TEK, AKSA desteği olmadan, envanter açığı nasıl kapatacak?  

Hükümet veya hükümetler, elektrik enerjisinde sıkıntı yaşamamak için yatırım yapacak mı?  

İhaleye çıkılsa, çok daha ucuz, kaliteli, arz imkânı sağlayacak, başka bir şey olmayacak mı?  

Ve toplum, bu karmaşa ve sorular arasında, razı olduğu, fahiş fiyatlara rağmen, elektrik enerjisine ulaşabilecek mi?  

Şimdi karar zamanı.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları