Rüzgârın yönü belli olacak

Yayın Tarihi: 05/05/23 07:00
okuma süresi: 4 dak.

Yaşadığımız coğrafya da, siyasi anlamda tek başarı göstergesi sandık sonucu.

Sandıktan başarılı çıktıktan sonra ne yapıldığı, nasıl bir politika izlendiğinin pek bir önemi yok.

Çok büyük yanlışlar, hatalar, hukuksuzluklar, görevi kötüye kullanma, devleti zarara uğratma, kamu kaynaklarında zarar ziyana sebep olma, hiç önemli değil.

Maalesef gerçek bu.

Bir noktadan sonra hukuk çalışmıyor, çalıştırılmıyor.

İktidar gücünü elinde tutan, sayısal olarak Meclis çoğunluğunu sağlayan, toplumun hayatını, kaderini etkileyen kararlar alabiliyor.

Üstelik bu kararlar için sorumlu tutulan da yok.

Bu sebeple nitelik değil, nicelik, sayısal aritmetik daha ön planda oluyor.

Seçmen tercihlerini de, nitelik değil, daha başka faktörler etkiliyor.

Ülkeyi yönetmeye talip olanların bir bölümü için "kazanır tabi çünkü parası var" algısı geldiğimiz yerin ne kadar yanlış ve üzücü olduğunu gösteriyor.

Tabloya bir bakış attığımızda genel olarak durum bu.

Sonuç, elbette olumsuzluk.

Siyasete, sandığa, hatta ülkeye küskünlük.

Bu ortamdan fayda sağlayan, memnun olan kesimlerin, ülkenin genelinde söz sahibi olması.

Halkın Partisi bu olumsuzluklar için de bir alternatif olarak ortaya çıktı.

Yeni, dinamik bir kadro, her kesimden insanın ortak noktası oldu.

Çünkü sistemin yanlış ve açıklarını söylüyor, ortaya koyuyordu.

Bu bir farkındalık yaratmıştı.

İcraya ortak olunca, iş değişti, sistemin merkezine girilemedi, müdahale edilemedi, seçmen alışkanlıkları değiştirilemedi.

Cumhurbaşkanlığı seçimi hedef yapılınca, bu hedef için yanlış siyasi tercih ve hamleler uygulanınca, fark yaratma hedefi bitti.

Sıradanlaştı, güven kaybı başladı, eleştiriler, içsel kopmalar başladı.

Yine de HP, son genel seçimde mecliste yer aldı.

Yanlış veya doğru, meclisten çekilme kararını, ilk genel seçimde, HP seçmeni onaylayacak.

Ya da cezayı kesecek.

Yeniden ve sıfırdan başlayarak, bölgelere, sokaklara, vatandaşa gidilerek, kaybedilen güven sağlanabilecek mi, bu çabayı gösterebilecek bir ekip ve kadro var mı?

Bunlar gerçekler.

Neden bunları söylüyorum?

HP'nin ülke siyasetinde yer alması gerektiğine inanıyorum.

HP meclisten bir bütün olarak çekilmedi.

Kendi içinde bölünerek, yol arkadaşlıkları biterek çekildi.

Ve bu çekilme, bizi 25 Haziran da bir milletvekilliği için sandık başına götürecek.

Halkın Partisi (HP) Genel Başkanı Kudret Özersay'ın istifası sonrası mecliste bir koltuk için seçim yapılacak.

Hemen herkes, bu seçimin gereksiz, faydasız ve ekonomik anlamda fuzuli olduğunu kabul ediyor.

Siyasi anlamda elbette önemlidir.

Sayısal aritmetik olarak da bazı değişmelere sebep olabilir.

UBP-YDP-DP üçlü koalisyonu, ikili koalisyon ortaklığına düşebilir.

CTP adayının kazanması ile moral üstünlüğü CTP'ye geçebilir.

İlk genel seçimler için seçmen eğilimini, siyasi rüzgârın nereden estiğini ortaya çıkarabilir.

İktidarın icraatları, toplum tarafından kabul ediliyor mu?

Siyasi parti odaklı bir nabız yoklaması, son durumu görme açısından bir fikir verebilir.

Bu ara seçimin toplumsal bir faydası olmamakla beraber, siyasi hareketlenmeleri belirleme ve değiştirme yönündeki eğilimi gösterecek.

Bakalım, rüzgâr kimden yana.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları