En iyisi pazarı beklemek

Yayın Tarihi: 12/05/23 07:00
okuma süresi: 3 dak.

“Bölünmüşlüğün, kutuplaşmanın, ötekileştirmenin ve bunu hisseden kesimlerin bıçağın iki yüzü gibi ayrıldığı bir seçim.

Ekonominin, iç ve dış siyasi dengelerin, depremlerin yorduğu, birlik, beraberlik ve normalleşmenin bir şekilde sağlanamadığı bir ülkenin sorunları konuşulmuyor.

Siyaset alanı, politik vaatler, daha da ötekileştirme, bel altı konular, kimlik, dini mezhep ayrılıkları üzerine kurulmuş bir süreç.

Bu konularla ilgili, oy hakkım olmadığından, Türkiye’de yaşamadığımdan dolayı, yorum yapmayı kendimde hak görmem.

Aynen kendi ülkemle ilgili, aynı anlayışı, aynı durumda olanlardan beklediğim gibi.

Fakat bu, Türkiye’nin her anlamda iyi olmasını dilememe engel değil.”

Bir önceki yazımı bu cümle ve temennilerle bitirmiştim.

Evet, Türkiye için, Türkiye de yaşayan insanlar için, en iyisini diliyorum.

14 Mayıs, tüm Türkiye’nin seçimi olsun.

Önemli olan, insanların hür iradeleri ile kendi yönetimlerini kendilerinin seçmesi.

Ekonomik olarak kalkınan, büyüyen, üreten, Avrupa ve dünya ülkeleri arasında, üretimle yarışan, ithalata dayalı değil, ihracata dayalı bir üretim ekonomisine geçen, yatırımlarla büyüyen bir ülke.

Dış borcu azalan, biten, sanayisi, tarımı, teknolojisi, eğitimi, sağlığı, vatandaşlar arasında adaleti sağlayan bir ülke.

Dış politikada, sıfır sorun, komşularla, iyi ilişkiler.

Elbette Kıbrıs sorununu çözecek, radikal, alternatif, proaktif politikaları belirleyecek ve uygulamada, Kıbrıslı Türkleri anlayacak, iradesine saygı duyacak, aynı dili konuşacak bir yönetim.

Bunların tümü iyi, güçlü bir Türkiye için temennilerimdir.

Mutlaka ki bugüne dair düşünce ve fikirlerim vardır.

Daha önceleri de söylediğim gibi, oy hakkım olmayan bir seçimde taraf olmayı doğru bulmam.

Esas olan Türkiye’nin daha iyi ve daha güçlü bir ülke haline gelmesidir.

Bugünkü şartlar zor mudur?

Evet, zordur ve seçimden sonra kim kazanırsa, kazansın en başta ekonomi olmak üzere, işi çok ama çok zordur.

Bunu anlamak, görmek için ekonomist olmaya gerek yok.

Her anlamda sıkışmış, tıkanmış bir sistemle yönetiliyor, Türkiye.

İnsanlar gergin, kutuplaşmış, bölünmüş, birlik beraberlik, zor zamanlarda bile sağlanamıyor.

Tablo ortada, bunun aşılması, iç huzur ve altını çizdiğim gibi ekonomide istikrarın sağlanması, büyümenin başarılması, imkânsız değil, fakat çok zor olacak.

Bu zorluk tabii ki gerekli adımların atılması ile aşılabilir.

Gerekli adımların atılmaması, yaşanan derinliğin daha da artması demek.

Bu bir olumsuzluk ve elbette bizi de etkileyecek.

Şu kazanır, bu kazanır diyebilmek mümkün değil.

En iyisi pazarı beklemek ve Türkiye Cumhuriyeti'nin yüzüncü yılına yakışır bir demokrasi anlayışının sandıktan, yönetime yansımasını dilemek.


Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Kıbrıs Postası’nın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları