Türkiye için sevinmek istiyorum 

Önümüzdeki hafta sonu, Pazar günü, Türkiye’nin ikinci tur seçimi var. 

Cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci turda sonuçlanacak. 

Bir tarafta, 21 yıllık iktidarın sahibi Recep Tayyip Erdoğan, bir diğer tarafta ise Millet İttifakı adayı Kemal Kılıçdaroğlu var. 

Seçim sonuçlarını önceden kestirmek tabii ki kolay değil. 

İki hafta da, adaylar açısından değişen bir şey oldu mu? 

Bunu bilemeyiz, taraflar çalışmaya ikinci tur için özellikle kararsız seçmeni etkilemeye çalışıyor. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, algı ve motivasyon olarak moral üstünlüğü elinde tutuyor. 

Bu büyük bir avantaj. 

Türkiye’yi takip ederek, yorumcuları, siyasileri izleyerek ancak fikir sahibi olabiliriz. 

Türkiye’nin yönetim sistemini, iktidarın siyaset tarzını göz önüne alınca muhalefetin ve adayının bu seçimde ki yol haritasını takip edince, bu seçimi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeniden kazanacağını öngörmek zor değil. 

Bir kez daha altını çizmem gerek; 

Oy hakkım olmayan bir seçimde taraf olmam doğru da değil, niyetim de değil. 

Fakat etkileniyoruz ve bu da bir gerçek. 

İlk turda alınan sonuçlara bakınca, ekonomi, pek ön planda olmamış, kitlelerin siyasi tercihlerini etkilememiş. 

Ekonomi, geçim derdi, mutfak, yaşamsal giderlerin karşılanabilmesi muhalefetin öne çıkardığı en önemli konular oldu. 

Ama beklenen ivmeyi sağlamadı. 

Pazar günü, kim kazanırsa, kazansın, çok zor bir dönem bekliyor. 

Bu zorluk karşısında, kamusal harcamalardan başlamak üzere, radikal tasarruf tedbirleri alınmazsa, Türkiye çok zor günler yaşayacak. 

Seçim öncesi artan kamu harcamaları, seçimden sonra büyük bir bütçe açığı ve yeniden tırmanan zamlar yaratacak. 

Dışa bağımlılık, sadece dış borç olarak değil, üretim girdileri, ham madde, artan maliyetler ve yine pahalılık demek olacak. 

Sosyal, hukuk, kültürel değişimleri ilk etapta saymıyorum bile. 

Tüm bunlar temennidir, Türkiye Cumhuriyeti'nin, yüzüncü yılında, Türkiye için, en iyisini dilemek, bu aşamada elden gelen tek şeydir. 

Gerek siyasi, gerek sosyal ve de ekonomik, her türlü gelişme, KKTC’yi de bire bir etkiliyor. 

Bunu seçim sürecinde gördük, yaşadık, KKTC için yapılan bir seçimmiş gibi hissettik. 

Mutlaka seçim sonrası da gerek siyasi, gerek ekonomik, sonuçlar olacaktır. 

Beklemede olan yasa değişiklikleri hızlanacaktır. 

KIB-TEK, limanlar, AKSA, ERCAN konuları, gündeme daha ağır şekilde gelecektir. 

Bunlar gerçekler. 

Tüm bunları, Erdoğan’ın yeniden kazanma ihtimalini yüksek varsayarak yazıyorum. 

İlk turun hayal kırıklığı ve motivasyonunu, Kılıçdaroğlu’nun ve destek verenlerin atlatamadığını düşünüyorum. 

Seçim stratejisi ve ilk tur öncesi ılımlı, pozitif, kucaklayıcı, yol haritası, ikinci tur için değiştirilmiş gibi. 

Daha sert, daha milliyetçi bir yol izleme, bunu bir eksiklik görerek, daha farklı bir strateji izleme ihtiyacı duyulmuş. 

Bir aynılaşma, rakibine benzeme çabası var. 

İşe yarayacak mı, göreceğiz. 

Son söz olarak; 

Türkiye için üzülmeyi değil, sevinmeyi istiyorum. 

Çıkacak sonuca saygı duyarak, en iyisini temenni ediyorum.