Ara seçime itiraz gelebilir

Yayın Tarihi: 29/05/23 07:00
okuma süresi: 4 dak.

Mayıs ayının son günlerini yaşıyoruz.

Mevsim, alışılmışın dışında bir şaşkınlık yaşatsa da, artık yaz aylarındayız.

Günler, haftaları, haftalar, ayları kovalıyor ve bir yılın daha ortasına geldik.

Zaman, sadece günü kurtararak geçiyor.

Büyük sorunlar, problemler, çözülebilecekken, ertelenen, ertelendikçe büyüyen, kronikleşmiş meseleler haline geliyor.

Her şey yüzeysel, detaya inen, kararlı, radikal çözümler üreten ve arkasında duran yok.

Slogan, makyaj, lafla yarışan, ezberlenmiş, klişe cümleleri aşamayan, uygulamaya getiremeyen, bir düzeni koruma çabası.

25 Haziran, ara seçimin tarihi.

Siyasi açıdan elbette önemlidir, sonuçta bir yarıştır.

Toplumun nabzını, eğilimini, son seçimden bu yana geçen sürede, tepkisini belirleyecektir.

Bunun yanında farklı, farklı öncelikler ve gaileler de var.

Hükümet partileri için ilk ciddi sınav.

Muhalefet partileri için topluma, seçmene ne kadar ulaşabildiler, etkili olabildiler mi, stratejileri, politik argümanları doğru mu?

Toplumsal sorun ve beklentilere karşılık verecek, toplumsal öncelikleri ortaya koyan çalışmaları yapıp, onları bir çözüm paketi ile bir araya getirip, çözümlere yönelik hazırlık yaptılar mı?

Evet, bu bir genel seçim değil, ülkenin yönetimine dair, uzun vadeli planlar hazırlanmayacak.

Ancak, sadece esnaf ziyaretleri, sosyal medya paylaşımları, basın demeçleri yeterli değil.

Altı dolu, ciddi hazırlanmış, madde madde anlatışmış, bir manifesto, toplumsal hareketlerle şekillendirilen, bir vizyon belgesi olmalı.

Ara seçim, bir genel, üstelik de, bir erken genel seçimin işaretini verebilir.

Dolayısı ile şimdiden bir hazırlık gerekli.

Seçimle ilgili takvim çalışıyor, süreç işliyor.

Siyasi partiler de kendi içlerinde, hazırlık yapıyor.

Bu hazırlık bir yandan seçim kazanmaya yönelikken, bir yandan da parti içi dengeler, hesaplaşmalar, odaklı sürüyor.

UBP, CTP, DP, YDP, TDP adayları belirlendi.

Belirlenme yöntemlerine yönelik tartışmalar yaşandı.

Yasal olarak aday olmak isteyenler arasında, bir yarış, bir ön seçim yapılmalıydı.

Hatta bu konuda yüksek mahkemenin, bu siyasi partilere bir uyarısı oldu.

Sonrasında partiler adaylarını açıkladı.

Süreç ilerlerken, demokratik bir süreç çalıştı mı?

Adaylık ilan edilip, katılmak isteyenlere yeterli süre tanındı mı?

Parti organları, adaylar arasında değerlendirme yapıp, adaylarını çoğunlukla belirledi mi?

Bunlara gerek kalmadan, adaylarını farklı yöntemlerle belirleme yetkisi veren yasal hak, hangi siyasi partide var?

Partiler henüz adaylarını açıklamadan önce, pek çok isim öne çıktı, hatta çalışma yapanlar, aday olacağını söyleyenler oldu.

Sonrası böyle sonuçlanmadı.

Kimisi, bir aday vardı dedi, kimisi birkaç saatliğine adaylık başvurusu kabul etti.

Şimdi, siyasi kulislerde dolaşan iddia şu;

Bu sürecin demokratik çalışmadığı, ilan edilen adaylıkların, hukuki sakıncaları olduğu ve itirazlar olacağı, itirazlar yapılacağı.

Söylediğim gibi, bu güvenilir bazı kaynakların aktardığı bir iddia.

Aday olmak isteyen, ancak adaylık için parti içi yarış olmadığından, çekilen bazı isimler itiraz edebilir.

Bu seçimin pek bir önemi var mı?

Bilemiyorum, ama varsa ve böyle bir olay yaşanırsa, bu da farklı bir tartışmanın yaşanacağının göstergesidir.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları