Nafile, popülizm şahane 

Yayın Tarihi: 02/06/23 07:00
okuma süresi: 5 dak.

Her dönem kendi içinde değerlendirilmeli. 

Ve her kriz, zor dönem, kendi çözümünü üretir. 

Kriz dönemleri, yeni liderler, yeni aktörler yaratır. 

Yıllar önce yapılanlar, bugüne dair değerlendirilebilir. 

Yanlışlar ortaya çıkarılabilir. 

Eleştirilebilir, alternatif yollar, çözümler, farklı düşünceler üretilebilir. 

Bugünün sorunları, dünün, geçmişin hataları yapılan yanlışlarıdır. 

KKTC'de yapılanların, doğrusu, yanlışı, hiçbir şekilde sonuç alıcı tartışılmıyor. 

Günlük, yapılanı görev bilerek yapanlarla, karşı çıkmayı, eleştirmeyi görev sayanlar arasında romantik çekişmelerle, kısır, sığ tartışmalarla, sonuçsuzluğa hapsetmek var. 

Bir kere öngörü yok, bırakın yıllar sonrasını, aylar, haftalar, hatta günler sonrasını bile görebilecek, hesaplayabilecek, planlayabilecek bir kamu yönetimi, bürokrasi yok. 

İnsan yetiştirmiyoruz, eğitmeden sorumluluk verip çok fazla şeyler bekliyoruz. 

Eğitim, sırf, siyaset, siyasi görüş ile bir zıtlaşmadan öteye geçemiyor. 

Eğitmiyor, öğretmiyor, geliştirmiyor, sorgulatmıyor, araştırmıyor. 

Sporu, sanatı, meslek tanımayı anlatmıyor. 

Eğitimin sadece bir okul faaliyeti olmadığı, sürekliliği öğretilmiyor. 

Eğitim, ne sadece öğretmen ne de sadece öğrenci odaklı olmalı. 

Eğitim bir ders verme, had bildirme alanı değildir. 

Bu düşünce tüm paydaşlar için geçerlidir. 

Kimsenin, kimseye bir şey ispatlama mecburiyeti yok. 

Bugün hangi genç, kadın veya erkek, hiç fark etmez, bu ülkenin daha da ileriye gideceğine inanıyor. 

Bakınız, çok önemli bir sorundur, “inançsızlık”. 

Bu tam anlamıyla araştırılması gereken bir konudur. 

Siyasi seçim zamanlarında, onlarca araştırma yapan anket şirketleri, normal zamanlarda, en başta gençleri odak alarak, siyasetten, hayata ve kültürel yaşama yönelik araştırmalar yapması gerekli. 

Birileri bunu yapmalı, yaptırmalı. 

Bunu elbette, devlet, ilgili kurumlar, siyasi partiler de önemsemeli. 

25 Haziran'da bir ara seçimimiz var. 

Siyasetin, sağından, soluna ve bağımsız olarak milletvekili olmak için yola çıkan adaylar var. 

Peki, beklenti nedir? 

Beklenti derken, toplumsal beklentiden bahsediyorum. 

Sorunlar yığıldı, ne romantizm çözecek ne de lafla peynir gemisi yürüyecek. 

Bu ülkede iş yapmak isteyen, ev, yurt, mülk sahibi olarak, aile kurmak ve yaşamını sürdürmek, derdinde olan herkesin, bizzat devlet tarafından güvence altına alınması gerek. 

Bunlar kamusal haklar. 

KKTC kendi gençliğine, insanına bunu sağlayabiliyor mu? 

Siyasete atılmak isteyen, bir siyasi partide, siyaset yapmayı düşünen, kamu yönetimiyle ilgili eğitim alan bir gencin, önü ne kadar açıktır. 

Siyasi parti içlerindeki, yapı, statüko, tutuculuk, sistem, buna ne kadar fırsat veriyor? 

Çok idealist insanlar, eğitimli gençler var. 

Her siyasi parti içinde, çeşitli kademelerde görev almak, siyasi arenada adeta pişmek, öğrenmek, eğitilmek istiyor. 

Her siyasi partide, aynı derecede olmasa da, gençlere verilmesi gereken fırsatlar verilmiyor. 

İsimleri, sırf listelerde olsun diye, görev vermek adına, bazı noktalara getiriliyor. 

Sonrası, arkası gelmiyor. 

Aynı durum kadınlar için de geçerlidir. 

Siyasette, kota, sınır olmamalıdır, bunlara gerek duyulmamalıdır. 

Fırsat eşitliği, hak edenin, oyunlar, yalanlar, dolanlar, entrikalar olmadan, herkesin yapabildiği kadar, bu yarışın içinde yer alması gerek. 

Kimse kusura bakmasın. 

KKTC'de milletvekili olmak, bu kadar sıradanlaşmamalıydı. 

Siyasi partilere çok önemli görevler düşüyor. 

İdeoloji, inanç, sloganla değil, uygulamalar ile hayat bulmalı. 

Ama nafile, popülizm şahane. 

Memleket gitti, bitti, görmezden, duymazdan gelmek, bugün için sonuçlarını gösteriyor. 

Aynı yoldan ısrarla gitmeye çalışmak, bu toplumun geçmişine yakışmıyor.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları