Hepsi bahane

Yayın Tarihi: 05/06/23 07:00
okuma süresi: 4 dak.

Bir memleket hastalığıdır.

Herkes kendince haklıdır.

Herkes kendi hakkını, kendince, korumaktadır, elbette korumalıdır.

Bunda sorun yok.

Herkes işine geldiği noktada, birleşir de, ayrılır da.

Doğru, güzel, yapılması gereken, her ne isterse olsun, zorla oldu mu, mutlaka sıkıntı çıkar.

“Ben yaparım olur, nasıl olsa unutulur.”

İşte, her konunun, her olayın özeti bu.

“Biz yapmak istedik, ama bakın şu şu sebeplerle olmadı.”

Bahane çok, ya da alışılmış bir başka yöntem, “Türkiye istiyor, ne yapabiliriz?”

Bu da hiç eskimeyen, önemli bir bahanedir.

Bu ülkede her şey yolundaymış gibi bir yaşam var.

Gerçekten şaşırıyorum.

Yol yok, doğru dürüst elektrik yok, ilaç, sağlık, eğitim, kaliteli kesintisiz, hizmet veren bir kurum yok.

Her şey sıradanlaşmış, normalleşmiş, sığ, düzeysiz, seviyesiz, saygısız.

Ama yine en başa dönmek;

Herkes, hep haklı, mutlaka sığınacak iyi bir sebebi, nedeni, bahanesi, mazereti var.

Ya Türkiye’yi, ya da Rum tarafını, AB’yi, BM’yi, Türkiye’yi, suçlayacağız.

Bizlik bir durum yok, bizim her daim sığınacak bir sebebimiz vardır.

Kamuda eğitim durdu, durduruldu.

Sınavlar yapılmadı, okullar henüz kapatılamadı.

Yine konu, zorlamak, hesapsız, kitapsız işler yapmak, yapmaya kalkmak.

Bir kere Atatürk Öğretmen Akademisi kırmızı çizgidir.

Bunu bir kez daha hatırlatalım.

İdeolojik, köken ayrılığı ve kutuplaşma üzerinden yeni sendikal örgütlenme kabul edilemezdir.

Mecburi eğitim önemlidir, fakat hak etmeyenin mezun edilip, günün sonunda ülkenin kaderinde söz sahibi olacak olması da, önemsenmeyen bir gerçektir.

Daha iyi kamu eğitimi, daha verimli öğretmen ve eğitimci, ilme, bilme, dünya dili ile güncellenen müfredat, sadece öğretmeyen, eğiten bir eğitim sistemi, sağlıklı, sağlamlaştırılmış okullar.

Hepsi, ihtiyaç, olması gereken, bize, çocuklarımıza, gençlerimize yakışan düzenin detaylarıdır.

Öğretmenler, eğitimciler, sendikalar, birer kaledir, sigortadır.

Siyaset yapılacaktır, düzenin, sistemin dahi iyi olması için, mücadele edilecektir, bunlar da siyasettir.

Birkaç haftadır bunlar gündem de.

Desteğim sonuna kadar, muhalif siyasetin yapamadığını, sendikalar, sivil toplum örgütleri yapabilir, iktidar kim olursa olsun, baskı unsuru olabilir, olmalıdır.

Bunun bir diğer tarafı da toplumsal örgütlenmedir.

İşte ihmal edilen de budur.

Göz ardı edilen, önemsenmeyen, birileri mağdur olmazsa, eylemin, mücadelenin, anlamı kalmaz, mantığı, yanlış ama değişmeyen, işin en basit şekli ve kolaya kaçma halidir.

Toplumun desteğini almayan hiçbir mücadelede, kazanan olmaz.

Öğretmenler ve onlarla beraber eğitim kaybetmemelidir.

Yapılmak istenen iyice anlatılabilmelidir.

İktidar sahipleri ilgili bakanlık ve karar vericiler, toplumun, öğretmenlere verdiği desteği görebilmelidirler.

Bu desteğin görünür olması sağlanmalıdır.

Eğitim Bakanlığı ile sendikalar arasında uzlaşı sağlanmış olabilir, zaten günün sonunda olacak olan buydu.

Peki, kaybedilen zaman, yapılmayan ve yapılmayacak olan sınavlar ne olacak?

Bir önceki notlar mı geçerli olacak, o zaman en baştan dersler yapılmasın, bir önceki notlar geçerli olsun, o zaman ortada eğitim de kalmaz, sorun da olmaz.

Şimdi, okullar tamir olacak mı, tam gün için altyapı eksiklikleri giderildi mi?

Bu işten en büyük zararı, öğrenciler, aileler ve sendikal muhalefet görecek.

Umarım, anlatmak istediğim, iyice anlaşılır.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları