KKTC’nin nüfus sorunu
Siyasetin sağından, soluna ciddi bir boşluk var.
Program, planlama, ideoloji, yenilenme, güncelleme yok.
Bir tarafta isimler değişse de, çoğunluğa ulaşacak, kitleleri ikna edecek, büyüyecek bir vizyon cesareti yok.
Bir diğer tarafta ise gelenekselci, tutucu bir yapı.
Birbirinin hatalarından beslenen bir “tepki” siyaseti.
Ya da küçük olsun benim olsun, tek kişilik, nereye kadar giderse.
Ya da sessizliği, bir siyasi enstrümana çevirme çabası.
Hatalar, yanlışlar, eksiklikler üzerinden, “sen, ben” kavgası.
Sokağın nabzını bilmek lazım, sokak ne diyor, siyasetin yol haritası sokak olmalı.
Geçmişe ısrarla sarılıp kalma, geçmişin korkularını olabildiğince canlı tutma.
Değişmeyen, değiştirilmeyen, ısrarla hep aynı yolda, aynı adımlarla yol alma ısrarı.
Oysa artık yeni bir şeyler söyleme zamanı gelmedi mi?
Kimin söylediği ile ilgili hala tartışmalar olsa da;
“Delilik, aynı şeyi tekrar tekrar yapıp farklı sonuçlar beklemektedir.”
Yeni sorunlara, eski yöntemlerle çözümler bulunmaz.
Mutlaka ortak fikirler vardır, az farklılıklar olsa da bir yerde buluşmak mümkün.
Ortak nokta, memleket ve daha iyi yaşam şartları.
Bunun ötesi var mı?
Yoktur diye düşünüyorum.
Nüfus sorunu var mı, var.
Bu sorununa ortak çözüm önerisi ne olabilir, gerçekten merak ettiğim için soruyorum.
Sırf eleştiriden öteye giderek, adım adım, nasıl bir çözüm önerisi, planlamaya, tartışmaya, paylaşmaya açık, siyasi bir düzenlemenin, faydası en başta toplumsaldır.
Birçok bölgede, yabancı uyruklu bir nüfus değişimi söz konusu mu, evet, durum aynen bu.
Sağlıktan, eğitime, altyapıya, ulaşıma, bu ülkenin kaynakları, bu devletin manevra kabiliyeti, yetişmiyor, yetmiyor.
Yasal boşluklar, kullanılıyor, herkes biliyor, seyrediyor.
Demek ki, yeni bir planlama şart.
Demek ki, her türlü detayı ile yeni bir nüfus belirleme ve bunu veri olarak ortaya koyup, devletin ve hizmetlerinin yeniden organize edilmesi sağlanmalı.
Devletin temeli, veridir, istatistiktir, bilimdir kısacası.
Gerisi “saldım çayıra, mevlam kayıra” diye devam eden deyimdir.
Hiç hızı kesilmeyen, betonlaşma, ekonomik gelişmeyi, sırf yeni bina yapımı ile şe değer tutma.
Emlak dünyası başıboş bırakılmamalı, finans hareketleri, mutlaka denetim altına alınmalı.
Söylediğim gibi nüfus konusunun kontrolsüz artışı ve çeşitliliği, en başta eğitim, sağlık ve ulaşımı etkiliyor.
Emlak sektöründe, fiyatların artışını tetikliyor.
Okullarda, değil Türkçe, İngilizce bilmeyen çocuklara, eğitim verilmeye çalışılıyor.
Sağlık sisteminin yükü artıyor.
Bunlar bugünün sıkıntıları, yarının büyüyen sorunları olacak.
Kontrolsüz nüfus akışını, bunun tartışılmasını, tabu olarak ya da farklı isimlerle adlandırılarak, konuşmaya kapatmayı doğru bulmuyorum.
Siyasete malzeme yapmak için konuşma, popülizm, siyasi rol alma amaçlı kullanma, ancak sonuca, çözüme, öneriye dair bir gelişme yok.
Her şeyden önemlisi, planlı yaşamdır.
Günden güne bundan uzaklaşılıyor.
Nüfusu, insanı, ihtiyaçları, belirlemez, planlamaz ve öngörü ile bilimi bir araya getirilmeden adımlar atılmazsa, sıkıntılı günler yakındır.

Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.