Ülke bitmişse, muhalefetin de payı yok mu?

Yayın Tarihi: 25/08/23 07:00
okuma süresi: 5 dak.

“Pile’deki yol konusunda Kıbrıs Türk tarafı haklı konumundan haksız konumuna düşürüldü.”

Bu görüşü savunan ciddi bir kesim var.

Böylesi bir eleştirinin, elbette haklı olunan taraflar mevcuttur.

Ama anlamadığım, anlayamadığım, Kıbrıs Türk tarafı haklıysa, neden bu tür sorunların çözülemediği.

İşin kilit noktası, kimsenin, ikna edici, doyurucu ve soru işaretlerine fırsat bırakmaması gerektiği konu bu.

“Haklıyız ama” diye başlayıp giden dolambaçlı cümleler.

Bir kez daha altını çizmem gerek;

Yaşanılan kaos, tartışma, çirkin, gereksiz, bize yakışmayan görüntüler, asla tasvip edilemez.

Çok büyük hatalar ve yanlışlar.

Bütün suç, hata, yanlış, iktidarın, Dışişleri Bakanlığı'nın mı?

Olayın, kendisi, bu yolun neden gerek olduğu, neden çifte standart uygulandığı, bunların hiç mi önemi yok?

Yaşanan her ne varsa, iç siyasete malzeme yapılmak zorunda mı?

İktidar, muhalefeti, muhalefet, iktidarı, “vurmanın” dışında bir argüman üretmiyor.

Toplumun genel düşüncesine bakıldığı zaman, Pile’deki yol konusunda, projenin yapılması gerektiğine, ciddi bir destek var.

Diplomasi, görüşme, söyleme, anlatma gibi sonucun kesinleşmesine gitmeyen yöntemler, yılların yorgunluğunu yaşıyor.

Yine söyleme ihtiyacı hissediyorum;

Yaşanan olaylar çirkin, kısa ve net.

Ancak sonuca gitmek gerek.

Buraya kadar gelmişken, ısrarlı, kararlı bir şekilde, çözüm sonuna kadar takip edilmeli ve sonuçlandırılmalıdır.

Mesele sadece iktidarın meselesi değildir.

Sadece, sağ siyaset değil, sol siyaset de toplumun genel beklentilerine cevap vermek, güncellenmek zorunda.

Sol politikalar üretilmeli, sosyal politikalar, sol açılımlar.

Dezavantajlı kesimlere, göçmenlere, üçüncü ülke vatandaşlarına, daha çok insana ulaşmayı merkez haline getirmelidir.

Sınırlandırılmış bir Kıbrıs konusu, Türkiye ile ilişkiler odaklı bir siyaset ekseni, artık değişmeli, değiştirilmeli.

Büyümeyen bir siyaset, iktidar olmaz, olamaz.

CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, dün Meclis Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmasında önemli vurgular yaptı;

“Mülkiyet sınırlaması hakkında somut önerileri olduğunu ve hazırlayıp getireceklerini ifade eden Erhürman, kontrolsüz şekilde nüfusun şiştiğini kaydetti.

Sürecin pandemi sonrasında hızlandığını dile getiren Erhürman, bu konuda önerileri olduğunu söyledi. Tufan Erhürman, ilçeler bazında mülkiyet ve nüfus sınırlaması olması gerektiğini savundu.

Çok kültürlü yapının doğru yönetilirse zenginlik, yönetilmezse kaos olacağını kaydeden Erhürman, kamu okullarında ve hapishanede 40’ın üzerinde farklı ülkeden insan varsa bunun kaos demek olduğunu belirtti. Okullarda Türkçe bilmeyen öğrenciler olduğunu ifade eden Tufan Erhürman, “Bu memleket bitti. Siz bakan, müsteşar atarken bunlar oluyor memlekette. Memlekette kim başbakan olursa olsa bu geri dönmez” uyarısında bulunan Erhürman, gün geldiğinde Rus nüfusun, okul, ibadet yeri ve vatandaşlık da isteyeceğini söyledi. Varoluş mücadelesinin geldiği yerin yok oluş olduğunu Erhürman, memlekette hiçbir lokantada KKTC vatandaşı, hatta Türkçe konuşan kişi olmadığını dile getirdi.”

Tufan hoca, önemli uyarılar yaparken, benim önemsediğim merkez söylemi şu oldu;

Mülkiyet sınırlaması hakkında somut ve kontrolsüz şekilde şişen nüfusla ilgili de önerilerinin olması.

Sol politikalar ile uyumlu nasıl öneriler var, bilemiyorum.

Fakat iktidar, bu önerilere önem vermelidir.

Faydalanmalıdır, Başbakan Ünal Üstel ve hükümetin bu önerilere kayıtsız kalacağını sanmıyorum.

Bu sorunların, bu noktalara gelmesinin, iktidarların hatalarının ve de muhalefetin önerilerinin olmaması değil midir?

Muhalefete yapılan eleştiriler, iktidarın hatalarından beslenmeye çalışmak dışında politika üretmemektir.

Ve Tufan hocanın söylediği gibi ülke bitmişse, bunda muhalefetin payı da yok mudur?


Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Kıbrıs Postası’nın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.