Esas meseleyi kimse görmek istemiyor

Yayın Tarihi: 17/04/24 07:00
okuma süresi: 4 dak.

Yaşadığımız zaman ve dünyada iyi dileklerde bulunmak, sadece temenniden ibaret.

Maalesef, gerçek bu.

Temenni etmek, dilemek, istemek ve umut etmek.

Savaş, acı, gözyaşı, barışın, huzurun, yerini tutar mı?

Artık klasikleşmiş, çok doğru bir yaklaşım var.

Ve bu yaklaşımı sırası geldi mi kullanmak, bir alışkanlık olmuş;

“Savaşın iyisi, barışın kötüsü olmaz”.

Bu tek başına kabullenilen bir yaklaşım değildir.

Hiç olmadı, hiçbir zaman da olmayacak.

Esas konu, bir yanlışa, bir hataya, binlerce insanın hayatını, yaşamını, coğrafyaların geleceğini belirleyecek girişimlere ses çıkarılmaması, hatta destek verilmesidir.

Parçası olduğumuz coğrafya dünyanın en sorunlu yerlerinden biri.

Çok uzun yıllardır, İsrail, Filistin anlaşmazlığı yaşanıyor.

Dünya kamuoyuna bir süre yansıyor, bir süre konuşuluyor, sonrası yok.

Çözüm yok, uğraş yok, başka başka öncelikler nedeniyle bir orta yol için arabuluculuk yok.

Ekonomik ve siyasi nedenlerle birçok ülke ve kurum söylemden ve temenniden öteye gidemiyor.

Güçler dengesi yok, eşit bir ortam yok, zaman zaman yüksek sesle, zaman zaman sessiz sedasız bir yıkım devam ediyor.

Çok güncel bir haber;

“Filistin Sağlık Bakanlığı verilerine göre, İsrail ordusunun hava, kara ve denizden düzenlediği saldırılarda, Ramazan Bayramı'nda 3 günde çoğunluğu çocuk ve kadın olmak üzere 274 Filistinli öldürüldü, 221 kişi de yaralandı.

Sağlık Bakanlığı, enkaz altında ve yol kenarlarında ölülerin bulunduğunu ancak İsrail güçlerinin engellemesi nedeniyle sağlık ekipleri ile sivil savunma görevlilerinin cenazelere ulaşamadığını vurguladı.”

Geçen hafta, üç günlük Ramazan Bayramı'nda, çoğunluğu çocuk ve kadın olmak üzere 274 Filistinli öldürülürken, 221 kişi de yaralanmış.

Dünya kamuoyu, böylesi kutsal bir zamanda, bu katliama neden ses çıkarmadı?

Ya da neden daha sonuç alıcı bir girişim yapmadı, yapmıyor?

Daha öncede sordum, nerede uluslararası hukuk, Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği?

Geçtiğimiz hafta sonu, İran, İsrail’e karşılık bir saldırı düzenledi.

Bu gelişmenin etkilerini bekledim ve bu yazıyı yazmayı birkaç gün erteledim.

İran'ın Birleşmiş Milletler Daimi Temsilciliği;

“Saldırı 1 Nisan'daki İsrail saldırısına karşı "meşru müdafaa" olarak düzenlenmiştir.

Meselenin sonuçlandığı düşünülebilir. Ancak İsrail rejiminin bir hata daha yapması durumunda İran'ın tepkisi çok daha sert olacaktır. Bu, İran ile haydut İsrail rejimi arasındaki, ABD'nin UZAK DURMASI GEREKEN bir çatışmadır!”.

İsrail ordusu ise, İran'ın saldırıda 200'den fazla dron, balistik füze ve seyir füzesi kullandığını açıkladı.

Saldırının sebebi, Nisan ayında, İran’ın Şam'daki konsolosluklarına gerçekleştirilen İsrail saldırıları.

Saldırı pek etkili olmadı, İsrail, başta ABD ve İngiltere olmak üzere bazı ülkelerin desteğiyle saldırının etkili olmadan atlatılmasını başardı.

İsrail’in yakın zamanda karşılık verip vermeyeceği bilinmiyor.

İki taraf karşılıklı olarak tehditkâr açıklamaları yapıyor.

ABD, İsrail’in karşılık vermesi durumunda, destek vermeyeceğini açıkladı, ama net bir duruşu yok.

Toplantılar, görüşmeler, kınamalar, bölge ülkelerinin tedirgin bekleyişi, ekonomik, siyasi değerlendirmeler.

Ne oldu, neden oldu, pek anlaşılmadı.

Ancak, sıcak günler yaşanıyor ve hemen yanı başımızda.

Esas meseleyi kimse görmek istemiyor.

İsrail, Filistin arasındaki dengesiz güçlerin savaşı, hayatını kaybeden, siviller, çocuklar.

Bu ne yazık ki normalleştirilmiş.

Bu kadar enerji ve zaman konunun esasına ayrılmış olsaydı, bugün bu konular kapanmış olurdu.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları