Diyalog ve belediyelerin talepkâr olması

Yayın Tarihi: 24/05/24 07:00
okuma süresi: 4 dak.

Hayvancılar, üreticiler ve değişmeyen sorunlar, üzücü manzaralar.

Yirmi yıl önce nasılsa bugün de aynı.

Hükümetler gelir geçer sorunlar değişmez.

Kökene inmek lazım.

Herkes kendince haklı, onca yapılan, söylenen, üzerinde çalışılan, anlaşılan, bir süre sonra anlamsız kalıyor.

Konunun bütünü değil ilgili tarafları ilgilendiren kısmı öne çıkarılıyor.

Hayvancıların, eylemleri, istekleri, açık ve net hükümet bu krizi yönetemedi.

İletişim, diyalog, ortak akıl şart.

Bir kere herkes konuşmayacak, bir fikir birliği, ortaklık, bir hükümet kararı olacak ve buna göre hareket edilecek.

İletişim eksikliği var belli, orta yolu bulmak zor olmamalı.

Üretici kesimine, emeğini, alın terini, bütün çabasını, hayatını üreterek sağlayan herkese saygım sonsuz.

Ama kırıp dökmenin sonu yok, çözüm değil, yarın bir başkaları, kararını beğenmediği mahkeme kapısını kırsa, kim ne diyecek?

Haklıyken, haksız duruma gelmemeye dikkat etmek gerek.

Kimse diyalog kapısını kapatmayacak, kapatamaz, yüksek perdeden konuşmayacak, alınan kararlardan etkilenen kesimlerle uzlaşı olmadan, hiçbir adım atılamaz, atılırsa da sonuç kaos olur.

Şimdi politika üretme zamanı.

Muhalefet, hayvancıların, çiftçilerin, narenciye üreticilerinin sorunlarına sahip çıkıyor, destek veriyor, hükümeti eleştiriyor.

Peki, çözüm önerisi, uygulama, politika hazırlığı nedir, muhalefetlik aynı zamanda arabuluculuk, ihtiyaç olunan formül nedir?

Sisteme çomak sokmak gerek, kim gerçek üretici, kim değil.

Kim üretimi ikinci iş olarak yapıyor, kim bütün geçimini bundan sağlıyor?

Aracılar, toptancılar, kazanç sağlayanlar, teşviklerden faydalananlar.

İşi sadece hayvancılık, çiftçilik, olanlar, her türlü destekten direkt olarak ve daha fazla katkı almalı.

Yan işi veya ikinci bir iş olarak bu alanlarda olanlar ise daha farklı ve daha düşük oranlarla desteklenmeli.

Yani sorunun ve sorunların dibine kadar gidilmeli, kalıcı, uygulanabilir bir sistem yaratılmalı.

Olay büyüyor, konu siyasallaşıyor, buna da dikkat edilmeli ve hayvan üreticilerinin verdiği mücadele gölgede kalmamalı, maçını aşmamalı.

Tüm bunlar yanında, tüketici de önemli değil midir?

Fiyatlar nasıl düşecek, esas sorun bu.

BELEDİYELER TALEPKAR OLMALI

Bugün için tek konu olmadı, yazıma gündeme dair, eylemlerle başladım.

Bu ay sonu kamu çalışanları ve asgari ücretliler, emekliler, ücretli, bordrolu kesim hayat pahalılığı alacak, maaşlar bu şekilde ödenecek.

Bu bir maaş artışı değil, bir kez daha altını çizelim.

Ülkede yaşayan herkesin, alım gücünün düşmesi, hayatın şartlarının ekonomik olarak zorlaşması ve piyasanın pahalılaşmasıdır.

Sektör fark etmez, herkes, her kesim, bundan olumsuz şekilde etkileniyor.

Belediyeler yeni yasaya göre hizmetlerini pahalılaştırdı.

Hayat pahalılığı artışını, personel giderlerine eklerken, ciddi sıkıntılar yaşıyorlar.

Her artış zamanı, onlarca personel istihdam edilmiş gibi oluyor.

Bu tabii ki yasal bir yükümlülük.

Daha öncede yazmış ve söylemiştim, trafik cezaları ile birlikte, trafik kameraları cezalarının, dağıtımı ve tahsilatı belediyelere verilmelidir.

Konu ile ilgili ihale süreci devam ediyor.

Belediyeler de bu konunun üstüne düşmeli, istekli ve talep kar olmalı.

Belediyeler birliği, kamera cezalarının belediyelere verilmesi üzerine çalışma yapmalı, hükümete öneri götürmeli.

Karşı çıkacak veya istekli olmayacak bir belediye çıkacağına inanmıyorum.

Olay bitmiş, kapanmış değil.

Cezaların dağıtımı ve tahsili belediyeler eliyle daha hızlı, daha ekonomik ve pratik olarak yapılabilir.

Ama en başta istemek, gündem yapmak ve birlikte hareket etmek gerek.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları