Seyrüsefer paraları nereye gidiyor? 

Yayın Tarihi: 18/05/23 07:00
okuma süresi: 6 dak.

Bizim memlekette hükümet maaş ödeyebildiği sürece ekonomik kriz yoktur. Hükümet maaşları ödeyebiliyor mu peki? Evet her ay düzenli olarak maaşlar ödeniyor. Yerel gelirler yerinde. Dövizin yükselmesi hükümete yarıyor. İthalattan ihracattan devlet hazineye güzel para koyuyor. Bütçe açığı 8,5 milyar lira. Hükümet çok sıkıştı mı Merkez Bankası hemen kredi hesabını açıyor ve hükümet borçlanarak dahi olsa maaşları ödüyor. Haziran ayında hayat pahalılığı da kaç olursa olsun onu da ödeyecek. Nasıl mı? Tabii ki zamla. Hatırlayın ocak ayının sonunda hayat pahalılığında ciddi bir artış oldu. Hükümet eğildi büküldü ve bu artışları memuruna ve emeklisine ödedi. Peki ne yaptı ardından; tabii ki zam. Pasaportlar, ehliyetler en önemlisi seyrüseferler kimlikler ve daha birçok vergi enstrümanı zamlandı. Örnek verecek olursam; ben 3 bin 500 olan araç ruhsatını zamanı gelince 7 bin liraya çıkaracağım. Yedi bin değilse 6800 liraya çıkaracağım. Benim aklımda kalan seyrüseferler %100 zamlandı. Dün bir sohbette %80 zamlandığı söylendi. 

Peki özellikle seyrüseferlerden toplanan bu kadar fahiş zamlar nereye gidiyor? Cevabı çok basit; elbette ki memur maaşlarına gidiyor. Evet yanlış duymadınız memur maaşlarına gidiyor. Aslında aklımda trafik kazalarını yazma fikri vardı ama vazgeçtim. Konuya seyrüseferlerden gireyim dedim. Her gün araçlarımızı kullandığımız bu yollarda trafik kazaları oluyor. Polis raporlarında hiç duydunuz mu yolun kabahatli olduğunu. Duymadınız duyamazsınız da. Çünkü yollar kabahatli çıkmaz yani bir başka deyişle devlet asla kabahatli çıkmaz. Yollarımız güvensiz. Konforlu bir araç sürüşüne kesinlikle müsait değil. Avrupa ülkelerinde kaza olduğunda polis raporlarına yol kusuru varsa bu da eklenir. Sigorta ancak o şekilde ödemelerini yapar ve gerekirse devlette mahkum edilir. Türkiye yol yaparsa bizim memlekette yol yapılır. Onu da Türkiye de ihale eder ve öyle yapar.  

KKTC şartlarını bilmeden yollar yapılıyor. Yollarımız kesinlikle sürate müsait değil. İnsanlar sürat yapsın diye yazmıyorum bunu ya da sürati meşrulaştırmak için yazmıyorum. Trafik akışının soldan olan bir ülkeye trafik akışı sağdan olan mühendisler yol yapıyor. Zaten birkaç yıl içinde bu yollarda çökmeler oluyor. Yanlış yerlere yapılan çemberler. Ölçüsünden büyük ya da küçük yapılan çemberler. Karanlık yollar. Aydınlatılmamış trafik. 

Türkiye size yol yapıyor ama aydınlatmasını bizim yapmamız gerekiyor. Gece birçok yol karanlık. Kaç sürücü karanlık yollar yüzünden ya birini bastı ya da kaza yaptı. Hiç okudunuz mu trafik raporlarında. Okuyamazsınız. Dikkatsiz sürücü der, aşırı hız der, direksiyon hakimiyetini kaybettiği için der. 

Bir sürücünün karanlık yolda araç sürmesi kadar tehlikeli bir şey yoktur. 

Halbuki biz her sene araçlarımıza zamlı olarak baskın pahasına ruhsat çıkarıyoruz. Bu ödediğimiz paranın mantığı nedir? Yolları yıprattığımız için devlete bir para ödüyoruz. Devlette bizden topladığı milyonlarca lirayla yol yapması lazım, ışıklandırma yapması lazım, yolları çizmesi ve sürüş farkındalığı yaratması lazım. Gelin görün ki toplanan milyonlarca lira memur maaşlarına gidiyor. Yollara tek bir kuruş harcanmıyor. 

Karanlık, ışıksız, çizgisiz, levhasız yollarda gece karanlığında araba sürün. Sonra önünüze biri atıldığında onu fark edin ve çarpmayın, ya da virajı nasıl alacağınızı gece karanlığında kestirin artık. Dört göz açarak ve gerçek anlamda çok yavaş araba kullanarak bunu başarabilirsiniz. Yeni kaymak gibi yol yapıyorsunuz hız tahdidiniz 100 kilometredir. Neden peki hiç düşündünüz mü? Çünkü yapılan yollar araçlarınızı daha hızlı sürmeniz için güvenli değil de ondan. O nedenle kaymak gibi düz uzanıp giden yollarda hız limitleri vardır. Aslında devlette yolların karanlık ve güvenli olmadığını biliyor. 

100 kilometre ile araba kullansanız bile ansızdan önünüze bir çember çıkabiliyor. Doğal olarak ya yavaşlamayı başarıyorsunuz ya da çemberin üzerine çıkıyorsunuz. Olmadı mı kaç kez oldu ve ölümlü kazalarla sonuçlandı. 

Sonuç olarak demem o ki devlet seyrüseferlerden topladığı paranın bari bir kısmıyla yolları aydınlatsın, çizgiler çizsin ve daha güvenli bir sürüş alanı yaratsın. 

Ama hiç olur mu sonra maaşlar nasıl ödenecek, nasıl denk bütçe olacak. Ondan sonra da polis yüzlerce ruhsatsız araç rapor eder. Çünkü vatandaş artık devletine inanıp güvenmediği için ruhsatta çıkarmaz. Çünkü ödeyeceği paranın hizmet olarak kendisine dönmeyeceğini bilir. 

Hükümet vatandaştan topladığı vergilerle biraz da vatandaşa bakması lazım. 

Anlayacağınız işimiz hikaye. Ödüyoruz ama neyi fütursuzca yapılan istihdamların maaşlarını... 

****************** 

Günün Sözü 

“Bazen, aklımız kalbimizin doğru olmasını istediği şeye inanır.” 

Dan Brown

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları