KKTC’yi gençlere sevdirebildik mi acaba?

Yayın Tarihi: 15/11/23 07:00
okuma süresi: 5 dak.

Kırk yıl önce bugün KKTC kuruldu. Bir defasında babama sordum, nasıl bir gündü diye.

Babam “adeta bayram kalabalığı vardı, hepimiz heyecanlıydık ve kutlamalara katıldık büyük bir coşku vardı” dedi. Bugün devletimizin kırkıncı kuruluş yıl dönümünü kutluyoruz.

Resmi tatil. Peki halkın içinde vicdanında kalbinde KKTC devletinin nasıl bir yeri vardır.

Yarınını göremeyen, zor ekonomik koşullar altında ezilen ve kaçabilenin kaçtığı bir ülke haline dönüştük.

Akşam yazımı kaleme almadan önce şöyle bir baktım da tüm devlet erkanı gelenek olmasından ötürü KKTC’yi övücü sözlerle yıl dönümünü kutladılar.

Bu güruh KKTC’nin adını da Kıbrıs Türk Devleti diye değiştirmeye hazır bir güruh. Bu nedenle bu kutlama mesajları bana biraz sahte geliyor açıkçası.

Duygularımı gizlemeyeceğim. Devlet bizim için önemli. Çok şükür ki bir devletimiz var.

Tanınmasa da, ekonomik olarak kötü durumda olsa da.

Hapishaneleri tıka basa dolu olsa da, sağlık sistemi ve eğitim sistemi kötü olsa da, bir devletimiz var ama gelin görün ki biz gençlere devleti sevdiremedik.

KKTC kurulalı 40 yıl olmuş ama kendi ayakları üzerinde duramıyor hala.

Bunda tüm partilerin suçu var ama tüm partilerin. Eğer bir devletin gelirlerinin % 85’i kamu maaşlarına gidiyorsa ve yatırım kalemleri için geriye hiçbir şey kalmıyorsa; tüm partiler kendi yandaşlarını bir bir kamuya işe sokmuşsa ve bir memur cumhuriyetine dönüşmüşsek; bu devlete ilk önce siyasi partiler inanmadı diye düşünüyorum ben.

Olay aslında basittir. Bir genç yarınını geleceğini göremediği bir ülkede yaşıyorsa orada ciddi bir sorun var demektir.

Bu devlet olmamış yarım kalmış demektir. Bir gencin temel hedefi ya memur olmak ya da kaçmaksa devlet, devlet olmanın şartlarını yerine getirememiş demektir. Gençler KKTC’yi sevemediler demektir.

Konuşmamız gereken konular bunlardır dostlar. Yoksa çok rahat sizlere bir propaganda yazısı yazabilirdim, günün anlam ve önemine uygun olarak.

Düşünün bir devlet üniversitesi kurmak bile kimsenin ne aklına gelmiş ne işine gelmiş.

Paranız varsa üniversite okursunuz paranız yoksa okuyamazsınız.

Aileniz sürüne sürüne size okutsa bile aldığınız diplomanın bir anlamı olmadığı ve işsiz kalacağınız bir ülkede yaşıyorsanız üniversiteye gideceğinize bir zanaat okuluna gidin ve altın bileziği elinize takın derim. Ama herkes üniversiteye doluştu, aileler aç kalarak evlatlarını okuttular ve binlerce işsiz üniversite mezunu doldu KKTC.

Varsayalım ki nüfusumuz 600 bin.

Zor muydu 600 binlik bir devleti kendi ayakları üzerinde durabilecek noktaya getirmek.

Değildir elbet. Fakat bu yapılmadı. KKTC’yi UBP kurdu diye hep övüne gelmiştir.

Memur popülasyonu yaratmaktan başka bir şey yapmadılar ama.

Bir umuttur diye CTP’ye de defalarca kez iktidar olma şansı verdi bu halk. Ne oldu ne değişti peki? Koca bir hiç.

İnsanlar diyor ki en azından UBP oldu mu iktidarda ay sonu maaşlarımızı alabiliyoruz.

Bunlarda gelin görün ki gerçekler.

Neden peki? UBP dış müdahaleye açık CTP kapalı.

Bu nedenle UBP hükümetleri paraya ulaşmakta CTP’nin çektiği zorlukları çekmiyor. 40 yılda bir enerji sorununu çözmedik örneğin.

Kıb-Tek halen yetersiz. Adam akıllı bir santral kuramadık. Zor muydu peki? Elbette ki değildi.

Yatırımlar hep yetersiz kaldı.

Okullarımız dökülüyor. 40 yılın her birinde bir okul inşa etseydi devlet 40 yılda kırk okul bitmiş olurdu.

Neden yapılmadı? Devlet hastanesinin inşaatında babam gençken çalışmış. Ben on yıldır beş yüz yatak kapasiteli hastane yapılacağını duyuyoruz. İhtiyacımız en az bin yataklı hastane. Ne beş yüzü yapan var ne bin yataklısını.

15 Kasım törenlerle ve caf caflı konuşmalarla kutlanacak ama 16 kasım olduğunda biz hep birlikte yaşadığımız gerçeğe geri döneceğiz.

***************

Günün Sözü

Hayatta hiçbir zaman yalpalamayacaksın, düşüncelerinde bir ileri, bir geri adımlar atmayacaksın, her dönemin adamı değil, her dönem adam olacaksın.

Rauf Denktaş

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları