Mesele tam bir kaosa dönüşecek…

Kasaplar Birliği Başkanı Raşit Şenkaya dün konuğumdu. Uzun uzun sıkıntıları konuştuk. Başkan vatandaşın et ihtiyacını güneyden karşıladığını ve etini alırken diğer ihtiyaçlarını da güneyden almaya başladığını ve ekonominin güneye kaydığından dert yakındı. Satacak kuzu bulmakta zorlandıklarını, hayvancının bir kısmının etin kilosunu 300 lira yaparken bir kısmının da beklemede olduğunu anlattı. Bildiğiniz gibi hayvancıların da eylemi var. İthal ete karşılar, yem fiyatları ve süt rakamları konusunda hükümetten iyileştirmeler istiyorlar. Öyle anlıyoruz ki hayvancının asıl derdi ithal etin serbest bırakılması. Raşit Şenkaya gelecek etin 20 ton olduğu ve çok yüksek miktar olmadığını ve bunun piyasalarda deneneceğini asıl sıkıntının güneye kayan vatandaşın geri döndürülmesi gerektiği olduğunu söyledi.

Şimdi önümüzde şöyle bir tablo var. Bir kere kuzu eti çok pahalı. Hayvancı etini yüksekten vermek istiyor. Hükümet etin 550 liradan satılması için narh uyguladı ancak bu fiyatlara kasaplar uyuyor dense dahi birçok kasabın uymadığını duyuyoruz. Uymaları da zaten mümkün değil. Hayvancı etini yüksek fiyattan satmak istiyor, kasaplar yüksek fiyattan et satmalarının mümkün olmadığından yakınıyor ve kuzu eti bulamayan vatandaş, dahası ucuz kuzu eti bulamayan vatandaş; etini güneyden alıyor. Böyle olunca da kasaplar çalışamıyor, kasaplar çalışmadığında hayvancılarda kuzu etini satamıyorlar. Bu kaosun bir şekilde kırılması gerekiyor.

Defalarca kez yazdık ve söyledik; bunun tek çaresi bir süreliğine de olsa ithal eti serbest bırakmak olmalıdır. Hükümet donmuş et getirme kararı aldı, kasapların talebi taze kuzunun karkas halinde getirilmesiydi, öyle anlıyorum kasaplar donmuş kuzu konusunda isteksiz de olsalar bir şekilde razı geldiler, gelecekler. Ama öte yandan hayvancı donmuş et olsa dahi bunun olmasını istemiyorlar.

Şu an yaşanan tam bir kaos. Tarım Bakanı Hüseyin Kelle’nin bakan olarak bunu çözmesi gerekiyor. Bakan da aslında bir çiftçi ve hayvancıların ne sıkıntısı olduğunu ve nasıl aşılabileceğini biliyor olmasıdır. Bu noktada Bakan esbabı mucizesini göstermesi ve bu sorunu çözmesi gerekiyor. Hükümet ithal etten geri adım atamaz çünkü et yok, dediğim gibi et bulamayan binlerce vatandaş güneye akın ediyor. Bu nüfusun tekrardan Kuzey Kıbrıs ekonomisine kazandırılması gerekiyor.

Eylem yapan hayvancıların asıl derdi ithal etin serbest bırakılmasıdır. Olay tam bir kaostur. Hayvancılar girdi maliyetlerinin yüksek olmasından dolayı eti daha yüksekten satmak istiyorlar, eee hükümetin koyduğu 550 liralık narh var, narh kalksa bu sefer kasaplar etin kilosunu 550 liradan değil 800 liradan satmak zorunda kalacak, hal böyle olunca da bu eti kimse almayacak ve vatandaş şu an olduğu gibi güneydeki marketlere kasaplara akın edecek.

Mesele bu kadar basit ama bu kadar içinden çıkılmaz noktadadır. Burada hükümetin dirençli durması ve diretmesi kaçınılmazdır. İthal et gelmeli ve ucuz et vatandaş için sağlanmalıdır. Aksi takdirde ne kasaplar et satabilecek ne de vatandaş gidip kuzeydeki kasaptan et satın alacaktır. Bu bir dayanma meselesidir. Hükümetin bu noktada hayvancı karşısında dayanıklı olması ve geri adım atmaması lazımdır. Aksi takdirde etteki kaos devam edecektir.

Bir gün Sami Dayıoğlu ile sohbet ediyoruz. Bana dedi ki Tarım Bakanı olmazdan önce yaptığım eleştirilerle bakan olduktan sonra karşılaştığım gerçeklerin aynı olmadığını gördüm ve uzaktan eleştirmenin ne kadar kolay olduğunu anladım. Bakan Hüseyin Kelle’nin de durumu aynıdır. Bakan olmazdan önceki düşünce yapısıyla bakan olduktan sonra yüzleştiği gerçekler aynı değil. Bakanın da işi zor. Bakalım bu sorunu nasıl çözecekler.

*********************

Günün Sözü

“Bir dağ başı yalnızlığı yaşıyorum yeniden. Dağ başı yalnızlığı ölümden beter. Hiç kimse aramasa sormasa beni. Sen gelsen yeter.”

Orhan Veli