Yine sınıfta kaldık…
Geçtiğimiz hafta meteoroloji uyardı kasırga ve yağmur olacak diye. Oldu mu peki? Hayır olmadı. Ancak bu hafta sert yağmurlar geleceğinin uyarısı sadece Rum meteorolojisi tarafından sarılı alarm olarak duyuruldu. Bizim meteoroloji de bu haftanın yağışlı geçeceğini açıkladı. Peki ne oldu? Pazartesi akşam saatlerinde yağmur başladı ve Salı sabaha kadar hiç durmaksızın yağmur yağdı. Salı sabah uyandığımızda memleketin dört bir yani sular altındaydı. O kadar birçok yağmur yağdı ki sokağa çıkmayın uyarısı yapıldı sık sık. Dün adeta tatil gibiydik. Yollar bomboştu. Özellikle Lefkoşa’da Gönyeli de birçok evi hem su bastı hem yollar kapandı. Girne’nin durumu farksız değildi. Hatta Girne daha çok etkilendi.
Ben bu köşe yazısını kaleme alırken çalışma odamın penceresi hafif aralanmış yağmur sesinin eşliğinde kaleme aldım. Halen yağıyor. Cep telefonlarındaki hava durumu takip aplikasyonları sarıyla birlikte turuncu alarm yayınladı. Gece zorlu geçeceğe benziyor. Umarım çok yağmur yağmaz ve taşmalar, yıkıntılar ve zarar görecek olan onlarca ev tablosu çıkmaz Çarşamba gününün sabahına.
Ülke olarak felaketlere hazır değiliz. Böyle bir gerçeğimiz var. bin Bereket versin yağmur yağacak uyarıları yapıldığında yağmıyor, yağıyorsa da belli yerlere yağıyor. En fazla 30 kg yağış alıyor bazı bölgeler ve oralarda zaten hemen toprak kaymaları yol kapanmaları oluyor. Yani şöyle 80-100 kg yağış alsa ülke geneli tek kelimeyle çöker ve batar. Bu yağmur başka ülkelere de yağıyor ama bizdeki kadar az değil. Örneğin Rum tarafına çok daha fazla yağıyor ve sel felaketi yaşanabiliyor yoksa Güney Kıbrıs'a 30-50 kg yağmur yağsa güneydeki komşularımız bu yağmurdan kesinlikle etkilenmiyor.
Bizim bir başka sorunumuz da Güney Kıbrıs'a oranla Kuzey Kıbrıs'ta daha az doğa felaketi yaşanıyor. Örneğin güneye uzun ve sert yağmurlar yağarken Kuzeye bu olmuyor, Güneye kar yağarken biz soğunu çekiyoruz ama bize kar yağmıyor. Rum tarafı sürekli sarı alarm veriyor ama biz de öyle bir şey yok. Bu nedenle yapılaşmamız da ona göre yani bir diğer deyişle zayıf.
Örneğin 50 kg yağış Girne Boğazına yağsa yol kesinlikle kapanır, bu değişmez kuraldır ve yıllardır bu sorun aşılamamıştır. Ya da 50 kg yağış Girne Değirmenlik dağ yoluna yağsa kesin yol yine kapanır, Lefkoşa'ya Gönyeli'ye Girne'ye yağsa o kadar yapılmış iyileştirmelere rağmen yine yollar su altında kalır. Örneğin Lefkoşa Hastanesi ile Ortaköy ışıkları arasındaki yol yine kapandı. Değişmez bir kuraldır bu. Hiç anlamam neden Lefkoşa belediyesi buna bir çözüm bulmaz.
Demem o ki biz KKTC olarak çok yağmur almayan sürekli fırtına yaşamayan bir bölge olarak felaketlere de hazır değiliz. Dikmen’den örnek vereyim; dere yatakları dolduruldu ve onlarca lüks ev yapıldı. Bu sene olur da 70-80 kg yağış alırsa Dikmen bu yapılan lüks evlerin hepsi su altında kalacak, ben Dikmen'de büyüdüm evlerin yapıldığı zeminler bir zamanlar dereydi, su yolunu bulacak gelecek ve bu lüks evleri hep su basacak. Kimse bunu ön görmüyor; neden çünkü Kıbrıs'ın kuzeyine doğru düzgün yağmur yağmıyor, o nedenle yap gitsin modunda vatandaş da.
Sonuç olarak iklim değişikliği üzerine dünyanın birçok ülkesinde konferanslar yapılıyor. Çok ciddi bir meseledir, biz de bazı duyarlı dernek başkanları ve üyeleri açıklamalar yapıyorlar, Sevgili Hasan Sarpten bunlardan biri ama bu dostlarda uyardıklarıyla kalıyorlar çünkü ellerinde bir yetki yok. Hükümetimiz bu meseleyi masaya yatırmalı ve mutlaka hazırlıklı olunmalı. Bu sene daha çok yağmurlar fırtınalar göreceğiz. Basit bir konu gibi görünse de çok kişinin olumsuz etkilendiğine şahit olacağız hep birlikte.
********************
Günün Sözü
"Yaşadıkça bu gezegenin başka gezegenler tarafından akıl hastanesi olarak kullanıldığına daha çok ikna oluyorum."
Bernard Shaw
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.