Pandemi bitti şimdi Tripledemi (üçlü salgın) zamanı!
Covid-19 pandemisi ile birlikte hayatımıza giren maskeler, izole yaşam ve kısıtlamalar geride kalmış gibi gözüküyor.
İki yıl boyunca aldığımız bu önlemler aslında bizleri sadece Covid-19’a karşı değil pek çok bulaşıcı Solunum yolu hastalığına karşı da korudu.
Baskın enfeksiyon olan Koronavirüs, iki yıl boyunca diğer virüslere yaşam şansı vermedi.
2022 sonbaharında ise işler tersine döndü, Pandemi etkisini yitirdi, daha önce hiç kullanmadığımız yeni bir terim hayatımıza girdi: Tripledemi !
Tripledemi nedir?
Pandemi kelime anlamını bilmeyen yok, tüm kıtaları etkileyen yaygın ve salgın hastalık demek. Triple üçlü anlamına geliyor: ikisi bir arada olunca ise ‘Üçlü Pandemi’ ya da ‘Üçlü Salgın’
Covid-19’un artık baskın hastalık olmaması nedeniyle çoğalma ve yayılma fırsatı bulan diğer iki virüs (RSV ve İnfluenza virüsleri) 2022 yılı itibarı ile Covid-19 ile birlikte küresel salgın etkenleri haline dönüştü!
Tüm dünyada bu üç virüsün aynı anda neden olduğu ciddi, yaygın ve salgın hastalık dönemi pek çok Tıp otoritesi tarafından ‘tripledemi’ olarak adlandırılıyor..
Nezle gibi başlıyor bronşit zatüree ye dönebiliyor
RSV, diğer adıyla Nezle virüsü hemen her yaş grubunda sıklıkla görüp yaşadığımız bir hastalık etkeni. RSV enfeksiyonunun ilk belirtileri:
• Burun akıntısı
• Hapşırık
• Kuru öksürük
• Hafif ateş
şeklinde başlarken, bağışıklık direnci düşük küçük bebekler, yaşlı bireyler veya kronik hastalığı olan kişilerde alt Solunum yollarına inip bronşit veya zatüree hastalığına neden olabiliyor.
RSV hastalığının tedavisi veya aşısı var mıdır?
RSV , sağlıklı kişilerde hemen her zaman hafif bir hastalık tablosu ile seyreder. Bu nedenle burun akıntısı, öksürük ve ateş belirtilerine yönelik yardımcı ilaçlar genellikle tedavi için yeterlidir. RSV Virüsüne yönelik spesifik bir anti-viral ilaç tedavisi yoktur!
RSV aşısı ise çok pahalı ve temin edilmesi ve uygulanması zor bir aşı olması nedeniyle sadece risk grubundaki çocuklara (özellikle prematüre bebeklerde) uygulanmaktadır.
Hastalık bronşit veya zatüree’ye neden olduğu zaman eşlik edebilecek bakterilere yönelik antibiyotik tedavisi kullanılabilir.
Bunun haricinde antibiyotiklerin hastalık tedavisinde yeri yoktur!
Gıcık öksürük Gergedan virüsü olabilir?
Yılın bu dönemlerinde gördüğümüz RSV virüsü benzeri bir başka Solunum yolu hastalığı etkeni ise Rhinovirus !
Bu ara popüler olan adı ile Gergedan virüsü! İsmi Gergedan’ın boynuzundan (Rhino) türemiş, kelime anlamı ise ‘Burun virüsü’.
Burun akıntısı ile başlıyor, göz yaşarması, hapşırık, burun çekmeler ve hafif ateşin ardından kuru bir öksürük görülebiliyor.
Pek çok ailenin bu dönem yaşadığı kendi tabirleri ile ‘boğaza takılan gıcık, nefes aldırmadan, kusturana kadar 5-10 saniyede bir gelen öksürük’ hastalığın ciğerlere doğru inmeye başladığının belirtisi
Sağlıklı kişilerde basit bir nezle tablosu ile atlatılırken, bağışıklık direnci düşük kişilerde diğer Solunum yolu hastalıklarından birisiyle aynı anda geçirildiğinde tedavisi güç Akciğer enfeksiyonlarına ve hastane yatışlarına neden olabiliyor!
Domuz Gribi 2022’de hortladı!
Aylar öncesinden Güney yarım-kürede başlayan Grip salgını Kış aylarına girdiğimiz bu günlerde bizleri de ciddi şekilde etkilemeye başladı.
Bu yıl, düşmeyen yüksek ateş, baş ve eklem ağrısı ve burun akıntısı ile gelen hastaların pek çoğunda İnfluenza testleri pozitif geliyor!
Pek çok alt grubu olan Grip hastalığının İnfluenza A (H1N1) tipi ise artık çok iyi bildiğimiz: Domuz Gribi Virüsü!
Grip hastalığı düşmeyen yüksek ateş ve baş-eklem ağrıları ile başlıyor?
Grip hastalığı kendisini çok farklı şekillerde gösterir. Kimi kişide basit üst Solunum yolları enfeksiyonu bulguları verirken kimisinde ise ağır Solunum yetmezliği ve ateşli hastalık oluşturabilir. Grip hastalığının en sık görülen belirtileri aşağıda sıralanmıştır:
• Yüksek (40 C° ve üzerine çıkabilen) Ateş (Yaşlı kişiler ve küçük bebekler ağır grip hastalığına yakalansalar bile yüksek ateş görülmeyebilir)
• Baş ağrısı
• Kas ve eklem yerlerinde ağrı
• Titreme
• Halsizlik, dermansızlık
• Gözlerde kızarıklık ve sulanma
• Burun akıntısı veya burun tıkanıklığı
• Boğaz ağrısı, bademciklerde şişlik, farenjit
• Kuru öksürük
• Kusma ve ishal (çocuklarda daha sık)
Grip mi nezle mi?
Bu soru belki de en çok kafa karıştırılan, doktorlara en fazla sorulan soruların başında gelmekte. Halbuki her iki hastalık da pek çok yönden birbirinden farklı seyrediyor.
Soğuk algınlığı ve nezleye neden olan mikroplar grip virüsünden farklıdır. Bunlar genellikle RSV, Adenovirüs, Parainfluenza, Rhinovirüs veya Coxsackie adıyla anılan virüslerdir. Bu gruptaki hastalıklar genellikle üst Solunum yolları (burun, boğaz) ve gözlerle sınırlı kalır. Tüm vücudu etkileyecek derecede yüksek ateş, halsizlik, yaygın kas ve eklem ağrıları görülmez. Soğuk algınlığı ayakta atlatılırken, grip hastaları genellikle yatak istirahatine ihtiyaç duyar. Grip hastalığının iyileşmesi soğuk algınlığına göre daha güçtür ve nispeten daha uzun süre gerektirir.
Domuz gribinin tedavisi var mıdır?
Influenza virüsü (özellikle A grubu) bağışıklığı zayıf kişiler, küçük çocuk ve kronik hastalığı olan bireylerde ağır seyredebilir. Akciğerlere ilerleyerek Zatürree tablosu oluşturabilir. İç organları etkileyebilir. Kalp hatta Beyin tutulumuna neden olarak kalıcı hasar veya hayatı tehdit eden durumlar ortaya çıkarabilir.
İşte bu ve benzeri durumlarda, düşmeyen yüksek ateşi olan hastalar ve risk grubundaki kişilerde son yılllarda kullanılan bir anti-viral tedavi seçeneği vardır. Oseltamivir ismindeki bu ilaç hastalığın ilk günlerinde başlandığı zaman etkili sonuçlar vermektedir. İlaç tedavisi haricinde ateş ve Solunum yollarına yönelik yardımcı tedaviler uygulanır. Düzenli beslenme ve istirahat tedavide çok önemlidir.
Gripten korunmanın doğal yolları nelerdir?
Yapılan çalışmalarda bazı vitaminlerin ve bitkisel tedavilerin gripten korunma ve tedavide etkili olabileceği gösterilmiştir. Bu sonuçlar henüz umut verici olmaktan öte değildir.
Bahsedilen tedavi yöntemleri arasında Grip aşısı, C vitamini, Echinacea (Ekinazya), Nane, Limon, Fesleğen, Zencefil, Sarımsak, Ginseng, Goldenseal bitkisi, Kuarseti, Propolis ve Kefir sayılabilir.
Kişinin doğal yollarla direncini yükseltmesi, bol sıvı tüketmesi, C vitamininden zengin gıdaları yemesi, kişisel hijyenine dikkat etmesi grip ve nezleye karşı doğal bir kalkan oluşturacaktır. Hasta çocukların kreş ve okullara gönderilmemesi ve her yaşta el yıkama alışkanlığı edinilmesi ise bu tür salgınları ciddi oranda azaltacaktır
Grip aşısı olmalı mıyız ?
Grip aşısının etkinliği dolaşımdaki virüs tipleri ile uyuma, yaşa ve aşılanan kişinin sağlık durumuna göre değişmekle birlikte %70-90’dır. Bir önceki yıl görülen virüs tiplerinin değişmesi halinde yapılan bu aşının koruyuculuğu azalacaktır. Bu nedenle grip aşısı olan bir kişinin gribe kesinlikle yakalanmayacağı düşüncesi doğru değildir.
Buna rağmen aşı, sağlıklı erişkinlerin %90’ını hastalıktan korumaktadır. Yaşlılar ve altta yatan hastalığı olan kişilerde gribe karşı koruyuculuk oranı bir miktar azalmakla birlikte grip nedeniyle gelişebilecek komplikasyon ve ölümleri önlemekte etkindir. Yaşlılarda hastaneye yatışları %50-60, ölümleri %80 oranında azaltmaktadır.
Tripledemi’yi yaşadığımız bu dönemlerde, sayılan tüm bu nedenlerle, Dünya Sağlık Örgütü 6 ayın üzerindeki tüm çocuk ve erişkinlerin ortaya çıkabilecek ağır tabloları önlemek amacıyla mevsimsel Grip aşılarını yaptırmalarını önermektedir!

Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.