Akıcı İngilizce konuşmak çok önemli

Yayın Tarihi: 15/11/21 05:00
okuma süresi: 4 dak.

Turizmden, eğitimden, siyasetten, bilgisayar programcılığına;
KKTC dışına elini ve aklını uzatmanın ilk şartı,
İngilizce bilmektir.

Geçenlerde birisi şöyle diyordu:
"Yıllarca aldığım İngilizce dersleri, kurslar ve özel öğretmenlere rağmen, halâ doğru dürüst İngilizce konuşamıyorum"

Evet!
KKTC’deki en büyük emek israflarından birisi de İngilizce öğrenim-öğretiminde gerçekleşiyor...

Bakın!
İlkokul, ortaokul ve lisede en az 1500 saat İngilizce dersi verilmesine rağmen, insanlar halâ akıcı İngilizce konuşmakta zorlanıyor!

Aslında çok yaygın olduğuna inandığım bir nedeni var bunun...
Ana dildeki gibi düşünmek.
Türkçe’deki gibi düşünmek yani!

Bir yandan İngilizce konuşmaya çalışırken, diğer yandan ne diyeceğini Türkçe olarak düşünüyorsun.
Türkçe'den İngilizce'ye çevirerek konuşmaya çabalıyorsun.
Örneğin İngilizler "One minute!" demiyorlar;
"Just a minute!" diyorlar.

İşte bu yüzden İngilizcedeki gibi düşünmek önemlidir bence. .
Dikkat edin ama!
Bu sözle anlatmak istediğim şey, İngilizce düşünmek değil!
"İngilizce’deki gibi düşünmek"...
İyi de, İngilizce’deki gibi düşünmeye yetecek kadar İngilizce biliyor muyum?
İngilizce’deki gibi düşünebilmek için ne yapmak gerekir?

Önce şu soruyu sormak lazım:

Türkçe düşünmeyi nasıl öğrendiniz?
Farkında olmadan mı?

Öyle...
Buna "unconscious learning" diyorlar...
Yapılan son bilimsel araştırmalara göre de, öğrenmenin yalnızca yüzde 20'si bilinçli bir şekilde okul, kitap ve öğretmen yoluyla gerçekleşiyormuş...

Yüzde 80'i ise farkında olmadan ...

O zaman ne yapacağız?
O dilin konuşulduğu ülkede ve sosyal hayatın da içinde mi kalacağız?
Evet, bu bir çözüm olabilir ...

Ya da çocuklar İngilizce'yi öğrenmeye başladığı ilk andan itibaren doğru sistemi uygulayacaksın...
Ağır dilbilgisi öğretimi ile bu iş olmaz kardeşim!

Çünkü; erken yaşlardaki çocuklar ağır dilbilgisinden sıkılır, öğrenmezler.
Onlara farkında olmadan şarkılarla, oyunlarla öğreteceksin...
Bir de şu var:
İngilizce’deki veya Türkçe’deki gibi düşünmek, dil hazinelerine bağlı bir sonuçtur.
Kelime hazinesi eksik olan konuşamaz...
Çünkü ihtiyaç, duygu, düşünce ve benzeri durumları bildirirken kullandığımız dil, kelime haznesine bağlıdır.

Bu da sadece İngilizce için değil, her dil için de geçerlidir. 

Anadil için de.

Tabi ki, dil hazinelerini zenginleştirirken de ezberden ziyade pratik yaparak kullanıma odaklanmak  gerekir.

Neticede İngilizce dil sorunu da, diğer yabancı dillerdeki sorun da,
KKTC’de çok fazla emek ve maddi kayba yol açan çok ciddi bir sorun.

Hele de bir turizm ve eğitim ülkesi olma hedef ve iddiasındaki ülkede bu sorun daha da ciddi boyutlarda.
Bu sorunları ise bakış açılarını değiştirerek çözülebilirsiniz ancak.

"Neden diğer ülkelerde böyle değil?!"
"Neden diğer ülkelerde bu kadar fazla emek ve paraya gerek yok?!"
Bu sorulara cevap aramakla da işe başlamadan sorun çözülmez ki değerli kardeşim...

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Prof. Dr. Mehmet ÇAĞLAR yazıları