Toplum yararına siyaset yapmak ne kadar zor?

Yayın Tarihi: 11/04/22 05:00
okuma süresi: 4 dak.

"Siyaset" yapmanın özünde bir döngü var:

Siyasette öncelikle "dışarıdan ve arkadan seyrederek" bilgilenirsin…

Sonrasında da, "dışarıda" tutulan sosyolojiyi merkeze taşıyacak prensipleri,

mevcut zaman ve koşullarda hayata geçirirsin...

 

Diğer bir deyişle, topluma uygun olan sosyolojiyi inşa eder,

önce partine, nihayetinde de başkalarına aktarırsın...

Neticede, ortaya toplumsal menfaatlerinizi gerçekleştirmeye yarayacak nispette

bir "yoldaşlık" çıkar…

Tüm "yoldaşlar" içtenlikle, toplumsal yarar için çabalarsa;

siyaset de kamu menfaatlerinin temin edildigi bir uğraş olur…

 

Gazetelerden okuyor, siyasetin içindeki bazılarını dinliyorsun...

Bakıyorsun ki aslında bir "yol" fikri yok!

Toplum üzerinde tasarrufta bulunacak bir "birikimi" hiç yok!

Yol sandığı sadece bir saplantı!

Ya da kendi şahsi çıkarlarının gizlenmesi!

Bu yüzden de birilerini "övme-yerme" yaklaşımlarıyla,

parti içinde "merkezleşmeye", yer edinmeye çabalıyor...!

 

Siyaset; ne makam kapmak,

ne itibar elde etmek,

ne cebi doldurmak,

ne yandaşları meslek sahibi yapmak,

ne de dilediklerini devlet imkânlarından istifade ettirmek için kullanılan bir yalan,

aldatma, ikiyüzlülük, manipülasyon, propaganda ve popülarite...

 

Siyaset, üç hâkimin hükmünde ileriye taşınır:

Kalbin, aklın, hâkikatin...

 

1990'lardaki bir toplantıda diplomatın biri bana şöyle demişti:

"Gerçekler sizin düşüncelerinizi değiştirmiyor!

Kıbrıs’ın kuzeyindeki insanların tercihleriyle objektif gerçekler arasında,

güçlü bir bağlantı yoktur!

Bu yüzden de maalesef "kendi yağınızla" değil,

"kendi yalanlarınızla" kavruldunuz hep!"

 

Evet! bence siyasetin değeri,

onu kendileriyle en anlamlı bir şekilde kullanabilen toplumlarla ölçülebilir...

İnsanları, bu kurgusal coğrafyada yaşayan hayâli bir cemaat durumuna sokan siyasetlerle,

bizim sorunlarımız çözülemezdi, çözülmedi!

 

Bu kurgusal coğrafyada dün “ak” dedikleri bugün “kara”...!

Bunun neticesinde, siyaset herseyi "sıfır" yapan şey oluvermis!

 

Toplum yanıt gelmeyeceğini bildiği halde;

“Dün söyledikleriniz mi doğruydu, bugun yaptıklarınız mı?”, diye soruyor!

Çünkü topluma göre bu kurgusal coğrafyada siyaset yapma, “yalana” denk geliyor!

Eğer dün söyledikleri doğruysa, milleti bugün kandırıyorlar...

Yok eğer bugün yaptıkları doğruysa, milleti dün kandırıyorlardı…

 

Ve bu yalanların en büyük yeniden üreticileri ise, ne yazık ki bu ülkenin başına musallat olmuşlar!

Bu toplumu, iki tane yalana sarılıp yarattıkları bu kurgusal coğrafyada yaşatmayı açıklayacak,

bir psikolojik kuram var mı, bilemiyorum.

Belki de hep böyleydi! 

 

Peki nereye kadar devam edecek, bu yalanları halka pazarlayan, 

hukuk tanımayan, ahlâki değerleri belli olmayan siyaset anlayışı,

ve toplum mühendisliği?

 

Toplumla empati yapmak zor mu? 

Ahlâki ve hukuki çerçevede siyaset yapmak çok mu zor?

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Prof. Dr. Mehmet ÇAĞLAR yazıları