Sevebilmek insanın en büyük gücüdür

Yayın Tarihi: 06/03/23 07:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

...İnsanı insan olarak, dünyayla ilişkilerini de insani ilişkiler olarak kabul ederseniz, sevgiyi yalnız sevgiyle, güveni yalnız güvenle, vb. değiştirebilirsiniz.... 

...Sanatın tadına varmak istiyorsanız, sanat kültürü almış biri olmalısınız; başkalarını etkilemek istiyorsanız, başkalarını gerçekten canlandıran ve yüreklendiren biri olmalısınız...

...İnsanla -ve doğayla- ilişkilerinizin her biri, gerçek bireysel hayatınızın belirli bir şekilde kendini göstermesi olmalı, isteminizin nesnesine uymalıdır... 

...Karşılığında sevgi uyandırmadan seviyorsanız, yani sevgi olarak sevginiz karşılığında sevgi yaratmıyorsa, seven bir kişi olarak dışavurumunuzla kendinizi sevilen bir kişi yapamıyorsanız, sevginiz güçsüzdür, bir talihsizliktir... (Karl Marx: Sevilen Bir İnsan Yapmalısın Kendini. (Derleyen ve Çeviren Yavuz Yayla, 2014). Alakarga Yayıncılık; İstanbul.)

*******************************************************

Umut eden ve dünyayı değiştirmeye dair projeleri, özlemleri olan insanlar,

sevgiyi tüm güzelliklerin temeli olarak görmelidirler bence.
Çünkü bir toplumda sevgi yoksa, orada bir "değersizlik" oluşur…
Ve o değersizliği kolayca değiştiremez,
vasata mahkum edersin koca bir hayatı.
Sevgisizlik bataklığında debelendikçe,

vasatlığı kabullenmek zorunda kalırsın.
Başka çaren kalmaz…

"Bize ait" olanı sevmek,
üretmek,
biriktirmek ve korumak zorundayız...

Yoksa, egemen sistem tarafından her gün bin türlü araçla,

yaşamlarımıza püskürtülen,
çeşitli nefretin biçimlendirdiği bilinç ve davranışlarla,

"birbirini seven insanlar" olmamız mümkün değildir.

Biz bu bize dayatılan kültürün bilinçsiz figüranları olmak istiyor muyuz?
Hayır!..
O halde alternatif kültürü sevgiyle yaratmak ve korumak zorundayız.

Bu alternatif kültürü yaratmaya, güven duygusu ile başlamak zorundayız.
Kısacası, önce birbirine güvenen insanlar olmak durumundayız.
Çünkü insanların birbirine olan güveni hayata karşı azmini arttırır.

Güven duygusunun ne kadar değerli olduğunu anlamak için,
Abraham Maslow’un "İhtiyaçlar Hiyerarşisi" kuramındaki piramidin basamaklarına bir göz atalım:
İlk basamağında "fizyolojik ihtiyaçlar" olarak yemek, içmek, barınmak ve cinsel ihtiyaçlar bulurur.

Demek ki öncelikle insanların fizyolojik ihtiyaçlarının karşılanması şarttır.
İkinci basamak ise "güven"dir...
Üçüncü basamak "sevgi",
Dördüncü basamak da “ait olmak”, "kabul edilmek"tir…
Beşinci basamak ise "kendini gerçekleştirmek"tir...

Yani, güven olmadan sevgi olmaz!
Sevgi olmadan da "ait olmak", “kabul edilmek” gelişmez!

Kabul edilmeden de kendini gerçekleştirmek mümkün olmaz!

Dolayısıyla, yapılan işlere insanların güven duyma ihtiyacı var!

İnsanî hasletlerimizi yerli yerinde kullanmayışımız,
Siyaset yapanların sözlerini yerine getirmemesi,
Verilmiş olan sözlerin unutulması sonucunda toplumda güven bunalımları ortaya çıkıyor.

İnsan olmanın özünde de sevgi yatar.

İlkeleri ve değerleriyle var olur insan.

Adalet ve hakkaniyet vazgeçilmezleridir insan olanın.

Hele de vicdan, harcıdır insanın...

Özüdür...

 

Sevgi yoksa,

dürüstlük yerini üçkağıda kaptırır,

dayanışma bırakılır, gösteriş ve rekabet gelir,

üretim biter, tüketim ve bencillik öne çıkar,

hoşgörü olmaz,

farklılıklara tahammül kalmaz, hatta düşmanlaştırılır,

sevgi yerini şükrana bırakır,

bu da insanı beslemez,

ve tüm bunlar da zamanla tükenişi getirir...

Bu nedenlerle,

var olmak ve tükenmemek için,

rol ile öz arasında sıkışmamalı.

 

Sizden farklı düşünenlere karşı kuşkuculuk kalkmalı,

birbirine güvenmeli,

insan ve ilke merkezli olmalı,

tez-antitez-sentez yaklaşımıyla gelişmeyi öne çıkararak,

hep daha iyiyi bulmaya çalışmalı...

 

Değerlere sahip çıkarak,

sorun çözmeyi hedeflemeli,

ancak çözüm için uygarca tartışabilmeli,

çünkü asıl ortak sorun,

sorunu uygarca çözememe sorunudur,

iletişim ve etkileşim fakirliğidir...

 

Demem o ki,

düşüncenin özgürlüğü ve bağımsızlığı için

sevgi, güven, uyum ve bağlılık olmazsa olmazlardır...

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Prof. Dr. Mehmet ÇAĞLAR yazıları