“Hırsdaşların” rol paylaşımı

Yayın Tarihi: 03/04/23 07:00
okuma süresi: 3 dak.

"Hırs" bir düşünce tarzı mı?

Belki, öyle!

Belki de değil!

Ama ne olursa olsun anti-sempatinin ortaya çıkmasına yol açan bir şey!

"Hırsdaşlar" ise hem kendilerine göre “mağdurlar”,

hem de insanların yaşamlarını tüketen düzenin uygulayıcısı olanlar.

Ne kavramsal referansları var,

ne de tarihsel arka plânları...


Sadece "-mış..." gibi yapıp,

kimisi siyasetçi,

kimisi memur,

kimisi bürokrat,

kimisi amir olup,

hem kuzeyde hem güneyde kendi statükolarını yaratmışlar...

 

Kısacası bizim "hırsdaşlar" Rum "hırsdaşlarıyla" birlikte,

hep karşıt kutup oluşturarak,

Kıbrıs'taki “cehennemi” kurmuşlar!

"Taktik müttefikliği" mi?

Evet...

 

Bunlar muhaliflerinin fikirlerini "teslimiyetçi" gibi yaftalarla karalayarak,

çocuksu bir duygusallıkla yaklaşıyorlar Kıbrıs sorununa...

Onlara göre Kıbrıs zaten "özgürleşti"!

"Oldu bitti"...

Kendilerine göre adada bağımsız iki devlet yaşamaya devam edecek!

Dolayısıyla “hırslılar” Kıbrıs'ı "güvenli" hale getirmek istiyorlar, özgür değil!

 

Nasıl çözülebilir peki Kıbrıs sorunu?

Üç yöntemle:

Tazminat,

Takas,

İade...

Bunun başka yolu var mı?

Yok!

 

Ne yapacaksınız? 

Rumlarla, yani AB üyesi bir ülkeyle yeniden savaşacak mısınız?

Bunu çok kolay yapamazsınız...

Dolayısıyla Federal Barışın garantisi savaş değil, hukuktur.

HUKUK...

 

Lâkin “hırsdaşların” bugün Sayın Tatar'dan bekledikleri,

"güvensizlik" temelinde devletin bekasını göz önünde bulundurarak,

görüşür"müş" gibi yapmasıdır.

Statükonun değişmesi yönünde irade göstermesi değil!

 

Çünkü onlara göre,

ancak ve ancak,

"Güvenlik" ve "Garantiler" sulandırılırsa,

böyle bir tarihi hata yapılırsa,

anlaşma (!) kapısı açılabilir...

Aslında “hırsdaşlara” göre,

tüm Kıbrıs görüşmeleri süreçlerinde yaşanan gerçek budur:

"Sulandırmak"...

Dolayısıyla güvenlik ikilemine mesnet teşkil eden tarihi düşmanlık algılarını güçlendirmek,

gelen-giden görüşmecilerin güvenlik anlayışı ile hareket etmesine zemin hazırlamak,

önemli bir strateji olur!

 

Güney ya da Kuzey… 

“Hırsdaşların” birbirinden pek bir farkı yok!

Güneydekiler de,

Türkiye'nin Müslüman nüfus ile kurduğu temaslarla,

"İslam ekseni" kurarak,

Kıbrıs ve Yunanistan’ı çevrelemeye çalıştığını iddia ediyorlar!

 

Yani? 

Yanisi:

Kıbrıs sorununun 50 yıl harcanan çabalara ragmen,

çözüm menziline girememesine,

“hırsdaşların” katkısı çok büyük!

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Prof. Dr. Mehmet ÇAĞLAR yazıları