Halüsinasyon değilmiş...

KARINCAPOLİS VE EGALİZASYON SİSTEMİ

Kapitalizm bizde bambaşka bir zihniyet teşkilâtlandırdı;
Bizi kibrimizden yakaladı...
İktisat düzenimizi ganimet, kâr, para hırsı üzerine kurmamızı ilham etti...
Önce sloganlarımız değişti...
"Barış" sloganımız;
"Serbest ticaret, kredi" oldu..!!!
Zamanla, siyasî vasıtaların yerini de "şarlatanlık" aldı...!

Her şeyden önce ustaca bir yöntemle kıt kaynaklarla sonsuz arzuların borçlandırılacağı bir mali sistem ihdas edildi...
Toplum iki zıt kutba ayrıldı:
Borç verenler ve borçlular.
İçtimaî düzen, temelden yıkıldı.
Aile topluluğu çöktü.
Ev diye bir şey kalmadı.

Hegemonya Kıbrıslı Türkleri bir yasaklar ve emirler ağı ile kuşattıktan sonra topluma vesayet eden kendi dışında bir "kafa" örgütledi...
Parolaları "egalizasyon"...

Egale ediyorlar bizi, yaşayış şeklimizi, kültürümüzü, insanımızı baştanbaşa...
Bize âit "değer" ne varsa, egale ediyorlar...

Para kazanmak tek mertebeler dizisi onlar için!
Sermayeye dayalı bir hiyerarşi kurmak istiyorlar...
Adamlığın ölçüsü servet olmalı diyorlar!
Kıbrıslılar da bu makinenin bir parçası olacaklar diyorlar!

KKTC'yi Yap-İşlet-Devret (YİD) modeli bir Devlet kurumuna dönüştürmeniz, kurum ve kurumlarıyla telif haklarını da hegemonyanın işaret ettiklerine devretmeniz lazım!..

Kullanım şartları ise bu hegemonik gücün iki dudağı arasına sıkışmalı!...

"Eşek sudan geldiği halde" bu topluma halâ daha dayak atmak lazım!
O yüzden toplumsal olaylara müdahale edecek araçlar da alacağız, diyorlar..!
Kıbrıslıyı afedersiniz "koyun" yerine koyup kaval sesiyle oyalamalı, memleketin dört bir yanını vatandaşlık vererek, nüfus aktararak "karıncapolis"e çevirmeliyiz diyorlar! Bazen, "toplumumuzun içerisindeki entellektüalizasyon ne yapacak?" diye saatlerce düşünüyorum...
"Toplum ruhunun , inisiyatifinin, kabiliyetinin bir yana itilişine, toplumun "iddiasız" bir şekilde  izlemekle mi yetinecek ?" diye soruyorum kendime...

Belki de gördüğüm bir halüsinasyondur..!

Sözsüz, zamansız bir şakadır belki de yaşadıklarımız..!

Kim bilir belki de tamamen sezgiseldir..!

Gerçekte böyle bir şey yoktur,  her şey bir halüsinasyondur belki de..!

(10 yıl önce yazdığım bir yazıdan... aslında halüsinasyon değilmiş...)