Yabancı uyruklu vatandaşlarımızın çektiği eziyetleri gören var mı?

Yayın Tarihi: 29/02/24 07:00
okuma süresi: 7 dak.

Siz bu ülkede hemen her alanda yaşanan sıkıntıların bir tek yerel halkı mı etkilediğini sanıyorsunuz?

Tabii ki hayır.

Bu ülkede uzun süredir yaşayan eski bir İngiliz dostum bana son dönemde yaşadıklarını anlatan bir mektup yazdı. Özellikle de muhaceretle ilgili çok büyük sıkıntılar var.

Bu sıkıntılar o kadar büyümüş ki artık toplu göçler başlamış. Yani en eski misafirlerimiz olan İngilizler adaya küsmüş durumdalar. Hatta altta okuyacağınız mektupta “Artık buralarda istenmediğimizi düşünüyoruz” ifadeleri de var.

Dahası, Ersin Tatar’a da mektup yazmışlar, sorunlarının çözümlerini istemişler ama Tatar onlara cevap dahi vermemiş.

Mektubu yazan kişi “Halbuki bizler, direkt uçuşlar ve ambargolar için İngiliz hükümetine baskı yaptık, lobi yaptık” diyor.

Uzun yıllar Cyprus Today gazetesinde çalışan birisi olarak adada yaşayan İngilizleri ve diğer toplulukları yakından tanıyorum diyebilirim. Gerçekten gittikleri her yerde ‘good citizen’ (iyi vatandaş) olmaya çalışan bu insanların sayısı bizim toplumun genelinde ‘good citizen’ olmaya çalışanlardan çok daha fazladır. Çevre bilinçleri, yardımlaşma bilinçleri ve çok daha fazlası tabii ki kadim İngiliz gelenek ve göreneklerinin bir ürünü olarak düşünülebilir ama ben İngilizlerin -ve tabii diğer yabancı toplulukların- bu adaya çok güzel şeyler kattığını düşünüyorum.

Kattıkları diğer önemli bir değer de ekonomik olanı. Bugün özellikle Girne bölgesinin restoranlarının daimi müdavimleri bu insanlardır. Dolayısıyla konu bu kritik noktadan düşünüldüğünde esnafa da büyük etkisi vardır diye değerlendirmek mantıksız olmaz.  

Yetkililerin yaşanan bu büyük sıkıntıları dikkate almasını dileyerek sözü eski dostuma bırakıyorum…

“Şu anda yabancıların ikamet başvurularının korkunç durumunu, yaşadığımız aşırı endişe ve kaygıya neden olan insani olmayan bu süreci anlatmak istiyorum. Bu durumun yerel işletmelere de büyük bir olumsuz etkisi vardır.

Eşim ve ben buraya yerleştikten sonra 20 yıldır ikamet iznimizi her zaman aldık. O zamanlar, yabancılar 60 yaşına ulaştığında hükümet tarafından burada başvuruda bulunmaları gerekmeyeceği konusunda bir "Gentleman’s agreement" anlaşması vardı. Bu anlaşma yaklaşık yedi yıl önce iptal edildi ve o zamandan beri durum tamamen kaotik hale geldi. İki yıl önce çevrimiçi bir sistem tanıtıldı ancak açıkçası hiç amaca uygun değil. Ancak mevcut hükümet şimdi daha da fazla yeni düzenlemeler getirdi ki bunlar tamamen kaotik bir durum ortaya çıkardı.

Mesela buradaki mülklerde kiracı olarak kalanlar artık İngiltere’den gelen emeklilik maaşlarını gelir olarak gösteremiyorlar. Ki biz bu gelirle rahatlıkla geçim sağlıyoruz. Şimdi bizden istenilen şey, KKTC banka hesaplarında gösterilmesi gereken gelirin mevcut asgari ücretin çok çok üstünde olmasıdır. Yani Kıbrıslı bir ailenin, diyelim ki dört veya beş kişilik, asgari ücretle geçinebildiği kabul edilirken, yabancıların bu miktarla geçinemeyeceği öngörülüyor. Eşim ve benim emeklilik maaşlarımız ve birikimlerimizden elde ettiğimiz gelir aylık yaklaşık 95,000TL’dir. Ancak bu gelirin büyük bir kısmı “kabul edilemez” olarak değerlendiriliyor. Mülk sahibi olan yabancıların İngiltere emeklilik maaşları dikkate alınırken, kiracılar için bu kabul edilmiyor. Bu açıkçası tuhaf.

Öte yandan ikamet izni almak ayrı bir eziyet. İkamet için başvuru yaparken çevrimiçi bir form doldurulması gerekiyor, sonra da bunu bölgenizdeki polise götürüyorsunuz. Diyelim ki Girne'de bu randevuya başvurdunuz. Size verilen tarih bu başvurudan tam 9 ay sonrasına! Bu süre zarfında ülkeden ayrılmamıza izin verilmiyor, hatta güneyde alışverişe gitmek bile yasak. Bu arada bu randevu, gerekli belgeleri sağlamak için verilmektedir. Ancak, bu konulara bakan polis memurlarının yasal düzenlemelerini takip etmedikleri ve kendi yorumlarını kullandıkları da bir gerçektir. Maalesef bu da insanları kafa karışıklığına ve aşırı strese sokmaktadır. Ayrıca, maalesef, başvuru yapan insanlara beş gün içinde ülkeyi terk etmeleri gerektiği ve aksi takdirde gözaltına alınacakları, fiziksel olarak sınır dışı edilecekleri söylenmektedir! Bu nasıl mümkün olabilir?

Birçok İngiliz vatandaşı bu uygulamalara artık yeter demeye karar verdi ve adadan topluca ayrılmaya başladı. Tam zamanlı burada yaşamayan bizim göçmen kuş "kırlangıçlara" benzettiğimiz insanlar bile evlerini satıyor. Bu durum elbette ki birçok işletme ve restorana ciddi kayıplar yaşatmaktadır. Aslında, Kıbrıslı işletme sahiplerinin bu durumun farkında olduğu, endişelendiğini biliyoruz. Çünkü geçenlerde bir bakan ve bir belediye başkanıyla bir toplantı düzenlediler. O toplantıda sorunları ve işletmelerinin nasıl kötü etkilendiğini vurguladıklarını da biliyoruz.

Açıklamam gereken birçok başka sorun daha var ama bunları buraya yazsam roman haline gelir…Birkaç hafta önce bununla ilgili olarak Sn. Ersin Tatar'a da yazdım ama ne yazık ki bir cevap almadım! Suprise, suprise!

Artık birçoğumuz basitçe bu hükümetin bizi istemediğini hissediyoruz. Bizler sadece burada yaşamadık, bilakis buradaki mücadeleleri destekledik.  Mesela İngiliz hükümetine ambargolar, doğrudan uçuşlar vb. konularında baskı yaptık, lobi yaptık. Mesela yine pek çok İngiliz göçmen sokak hayvanlarının kurtarılmasında aktif olarak çalışmış, kaynak toplamıştır. Hayır kurumlarına, hastanelere, başka yerlere para ve kendi zamanlarını bağışlayarak faydalı olmuş çok arkadaşımız vardır.

Tek istediğimiz hayatlarımızı huzur ve sessizlik içinde yaşamaktır. Ancak artık bu isteğimizin çok zor olduğunu görüyoruz çünkü şu anda karşılaştığımız stres ve endişelerle uykusuz geceler geçiriyoruz.  

Saygın bir gazeteci olarak bu konulara ilgileneceğinizi içtenlikle umuyorum…”

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Ulaş BARIŞ yazıları