Yeni dünya beklentilerinden…

Yayın Tarihi: 20/04/20 07:00
okuma süresi: 6 dak.

Bu günlerde yaşanan gelişmeler ışığında…yeni dünya işi, oldukça tartışılmaya değer bulunuyor. Biz evdeyken… sistemin tabutuna son çivi çakılmış… Hepimizde bir merak yeni dünya nasıl olur diye? Daha da bir müddet de tartışılır… Bu yeni dünya meselesi, yeni bir çift ayakkabı veya elbise kadar bizleri sevindirir mi? Tam olarak emin olamasam da “bu yeni” ile ilgili çeşitli hayallerin ve beklentilerin olduğu aşikardır…

Şimdi tartışma eksenlerine bakıyorum… Bir taraftan ulus devletlerin güçleneceği… hatta güçlenirken de demokratik, liberal, özgür yapının zarar görebileceği tartışılmaktadır. Çok daha otoriter ve güçlü merkezi yapıların bu salgın sonrası oluşması elbette beklenen sonuçlardandır… İstendiğinden de değil ama gidişat o yönde olur algısı yüksek…

Bu yeni bir düzen olacaktır. Özellikle en son noktada biz evlerimize girmeden önce…küresel harekete bakıldığı zaman sınırlarda neymiş… noktasındaydık… Herkeste bir dünya insanı olma modu… sonrasında herkes bir elden memlekete geri dönüş…

Küreselleşme… Her ne kadar bu tüm dünya devletleri için eşit ve geçerli bir yapı olmasa da gelişmiş ülkelerin kurmuş olduğu zincir bu yönde idi…

Şimdilerde yaşanan krizin oluşturacağı yeni düzende…Önceden kestirmeye çalıştığımız… Hani önceden büyük ikramiyenin hangi numaraya çıkacağını bilmek ister gibi bir merak ile… Hani önceden bilsek ona göre hazırlanırdık…

Ulus devlet ile birlikte oluşacak güçlü devlet mekanizması… o zaman küresel ölçekte ele alınan dünya eski mi olacaktı? Şöyle mi diyeceğiz yani küresel ölçekte yaşanan dönemde… Birdenbire küreselleşme hareketlerinin yok olması elbette mümkün değildir… Ama küreselleşme hareketlerini terse dönüp de aynı yolun bu kez tersten gidilmesi… zor bir ihtimal gibi gelir bana…

Devletlerin birer birer özelleştirdiği alanlar… yeni kamu işletmeleri… eski halini alıp da yeniden devlet kontrolüne girer mi? Herkes birden kendi devleti için çalışmaya başlayabilir elbette… ama bu senaryoda bunca gücü ele geçirmiş çok uluslu şirketler… öylece durmaz gibi gelir bana…

Devlet anlayışı bir değişime uğrar da herkes hizmetlerin tamamını devletten beklemeye başlar mı? Kamu politikaları açısında büyük ve radikal kararlar üretilebilir mi? Siyasal liberalizm derinden etkilenir mi? Artık çok uluslu şirketlerin değil de devletlerin patron koltuğunda oturacağı senaryoları gerçekleşebilir mi? 

Kamu yönetiminde devlet müdahalesi… beklenenin üzerinde mi olur?  Olursa da olur devlet benim de diyebiliriz elbette…

Tüm bunlara neden olan yalnızca bir virüs değildir… En büyük sorunu yine bize ekonomi yaratacaktır. Ekonomik sorunların yaratacağı kaos ve dünyanın en büyük felaketi sayılabilecek işsizlik ve ardından açlık…

Son zamanlarda bu çok konuştuğumuz demokratik ve liberal sistemin zedeleneceği veya şekil değiştireceğini düşünürken bile birçok tereddüttü aynı anda yaşıyoruz… Yeni bir modellemeye gidilecek… Bu noktada hemfikiriz… de modellemeyi gelişmekte olan ülkelerin yapmayacağı da kesin gibi görülüyor…

Her zaman olduğu gibi modelleme gelişmiş ülkelerin merkezlerinden dünyaya bir yayılım gösterecek… bence… biz bu yayılımın kaçında halkasında olacağız sorusunun cevabı da yine kendi içimizde saklı…

Bunların hepsi yalnızca bir öngörü… tartışma zemini… bir bakarsınız özgür liberal sistem kaldığı yerden… hatta çok daha güçlü bir yapıda karşımıza çıkar… Açılamaz denen kapılar farklı iş birlikleri ile açılır… Belki yarın değil ama sistem kendini teknolojik bir çip ile yeniler… sıfırlar… Biz de ne olduğunu anlayamadan… yeni bir dünyada buluruz kendimizi… Çok eskileri beklerken…

Çünkü beklenti yeni dünya… oysa olması ihtimal senaryolar hep geçmişe dönüş niteliğinde… 

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Prof. Dr. Deniz İŞÇİOĞLU yazıları