Paylaşılan sorumluluk…

Yayın Tarihi: 14/05/24 07:00
okuma süresi: 4 dak.

Yıllar değişir, insanlar değişir, sistemler değişir, siyasal, sosyal, ekonomik yapılar değişir… Tüm bu değişimler yaşanırken toplum düzeninin önemi değişmez… Düzen değişir… Ama önemi değişmez her daim önemlidir.  Toplumdaki bireylerin düzene karşı ne kadar itaat ettiği, seyirci kaldığı, topluluk bilinci ile hareket etmesi, gelenek ve göreneklere uygun davranması, ses çıkarması veya ses çıkarmaması… hep düzen ile ilgilidir. Şimdilerde batıcılığın da etkisi ile bireyselliğin ön planda olması…veya olması gerektiği ile ilgili tartışmalar çokça yapılmaktadır…

Bu bireysellik her zaman kişisel menfaatler olarak da algılanmamalı… bireysel tercihlerle…bireyin veya bireylerin farklı siyasal veya sosyal olaylarda toplumdan farklı hareket etmesi… yasaların el verdiği çerçevede kabul de görmektedir… Bu olaylar toplumsal kabullere de ters düşebilir… Bunu ortaya koyuş şekli önemlidir…Devletin bütünlüğüne, kamu menfaatine zarar vermez ise…Özgürlük kapsamında değerlendirilir…

Çok sevdiğim bir cümle vardır. “Bir odada herkes ayni şeyi düşünüyor ve savunuyorsa o odayı hemen boşaltın… Yeni bir şey çıkmaz”. Kitle partileri örneğin… toplumun %30 veya üstünden oy almış bir parti hayal edelim… Bu partiye oy veren herkes tüm konularda ayni şeyi düşünmez… İmkansızdır… Ortak paydada buluşurlar… ve kedi içlerinde bir çok ayırımları vardır… Bu da çok doğaldır… Farklı görüşler ve farklı sesler vardır ayni siyasal parti içerisinde bu da o partinin fikirsel zenginliğidir… Siyasal partinin bütünlüğüne zarar vermediği müddetçe…

Oy kullanmak örneğin… yasal bir hak… seçileni seçebilmek… yönetecek olana karar verebilmek… Çok çok değerli… Hep söylerim… bir daha altını çizeyim… Katılım yalnızca oy kullanmak da değildir… Toplumun veya yönetilenin elinde çok farklı katılım mekanizmaları vardır… Demokrasilerde en genel tanımı ile böyle uzun uzun yöntemleri anlatır dururuz…

Katılım hakkını kullanmamak bireysel bir tercih olabilir… Lakin toplumun geneline bu inanç yayılırsa sonuçları demokrasi bağlamında çok yıpratıcı olur… Her toplumun kendi içerisinde farklı dinamikleri vardır. Sosyal sorunlara ses çıkarma veya tepki gösterme yöntemleri bulunur… Sessiz kalma yöntemi olduğu gibi… Sessiz kalma veya seyirci kalma bir nevi sorumluluğa ortak olmama davranışı olarak yorumlanabilir… Siyasal öğrenilmişlikler…Çoğunluk ne yaparsa onu yapmanın doğru bir tercih olacağına kanaat getirmiş bir kesim de vardır. Bireysel tercihleri yerine çoğunluk ile hareket etmeyi tercih eden… Bu nedenle toplumda algıyı başarılı bir şekilde yönetmeye çalışanlar birçok dönemlerde başarılı olurlar…

Çok farklı değişkenleri farklı örneklerle sayabiliriz… detaylandırabiliriz… Şimdilerde toplumu oluşturan bireylerin… davranışlarını etkileyen farklı faktörlerin varlığını da kabul edersek… ince bir ipte yürüyor olduğumuzu hemen fark ederiz… Bireylerden biri çıkar hiç umulmadık bir fikir ortaya atar… bir bakmışsınız toplum hiç beklenmedik bir zamanda ona onay verir… Ya da toplumsal düzene ayak uydurmak için sessiz kalınır… İki zıt kutup… arasını bulmak mı marifet… Yoksa duruma göre hareket mi? İşte böyle toplumsal hareketleri araştırır dururuz… Bizde durum ne diye bakılır da… bakanın hangi taraftan baktığı da önemlidir… Altını çizmekte fayda görüyorum… Sonuçta sorumluluğu paylaşabilmektir marifet…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Prof. Dr. Deniz İŞÇİOĞLU yazıları