NATO’nun 2030 Konsepti ve Putin-Biden Görüşmesi...

Geçtiğimiz hafta gerçekleşen NATO zirvesinde pek fazla bir sürpriz yaşanmadı... Ancak geçmiş zirvelere göre bazı konularda daha net mesajların verildiği göze çarptı...

Yenilik derseniz? Evet biraz var...

NATO’nun 2030  stratejisinde Rusya ve Çin’in tehdit olarak algılanmaları daha net bir şekilde ifade ediliyor...

NATO’nun 2030 strateji belgesinde Çin’e ilişkin özel olarak yer veriliyor...

Çin’in NATO’nun güneyinde artık önemli bir tehdit haline geldiğinin altı çiziliyor...

Bu tehdit algılaması çok boyutlu...

Askeri, ekonomik ve siyasi...

Sosyal boyutu ise daha uzun vadeli

Çin’in nüfusu–insan gücü ve küresel anlamda hareketliliği...

Kısacası Çin’in 2013 yılında yürürlüğe koyduğu ‘’Yeni İpek Yolu’’ projesi esas adıyla Kuşak-Yol Projesi NATO tarafından bir tehdit olarak algılanıyor...

NATO tarafından ilgili proje tehdit olarak algılansa da şu ana kadar atı alan üsküdarı geçti misali bir durum da var...

Daha önceki yazılarımızda da bahsettiğimiz üzere Çin Avrupa’dan Orta Afrika’ya ve Pasifik Okyanusuna kadar ekonomik ve askeri konularda atağa geçmiş durumda...

Bu çerçevede Kızıldenizve Akdeniz odak noktaları...

Diğer bir deyişle bizleri de etkileyecek yeni bir güç savaşı var ! (Sarayönünden romantik bakışları bırakalım derim)

Bununla birlikte, 2030 belgesinde tehdit olarak algılanıp, güvenlikleştirilen devletlerle diplomatik temasların ve müzakerelerin yapılması öngörülmekte...

ABD Başkanı Biden ve Rusya Devlet Başkanı Putin arasında gerçekleştirilen Cenevra görüşmesi de bu minvalde aslında...

Diplomasi devreden çıkarılmıyor!

Görüşme sonrası iki liderin ortak açıklamasında karşılıklı işbirliğinden bahsediliyor...

Bu işin diplomatik bir gereği aslında...

Biden görüşmede Rusya’nın Ukrayna’daki rolü, siber ataklar ve Rusya’daki ‘’İnsan Hakları’’ konularını masaya koydu... Navalny konusunun Biden tarafından gündeme getirilmesi ise bence ilginç ötesi !

Biden görüşmeyi pozitif olarak nitelerken, ABD’deki demokrasiye müdahaleleri tolere edemeyeceğini de vurguladı...

Putin daha önce dört ABD eski Başkanıyla görüşen birisi olarak da dikkat çeken bir lider...

Clinton’dan, George W Bush, Obama ve Trump’a kadar uzanan bir süreç...

Şimdi de Biden...

Görüşme sonrasında Putin yapıcı bir görüşme olduğunu söylerken, büyükelçilerin her iki ülkede de görevlerine dönmeleri konusunda mutabakata varıldığını ifade etti...

Buna ek olarak taraflar nükleer silahların kontrolü için de diyaloğun başlatılmasından yana olduklarını vurguladılar...

Diplomatik kulislerde konuşulan ve yorumlanan bir diğer konu da Çin’in sadece ABD’yi değil aynı zamanda Rusya’yı da sıkıştırdığıdır...

Başka bir deyişle Çin tarafından sıkıştırılan iki güç! İşbirliğinin zorunlu hale gelmesi...

Bu iddia çok soru işareti kaldırır, başka bir yazının konusu da bu olsun...

Netice itibariyle NATO zirvesi ve sonrasındaki Biden-Putin görüşmesi son bir haftaya küresel düzeyde damga vuran konular...

Diyalog başlıyor ancak güç mücadelesi de devam ediyor...

Not: Esas dertleri şu şekilde sıralayabiliriz;  Enerji kaynakları-rotaları, ticaret savaşı ve yeniden doğan jeopolitik yarış.