Şerife Gündüz: Her canlı türü yaşama ve neslini sürdürme hakkına sahiptir

Birleşmiş Milletler (BM), 'Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi' hakkında halkın eğitilmesi ve sözleşmenin uygulanması konusunda farkındalık sağlamanın önemine dikkat çekmek amacıyla, 20 Aralık 2000 tarihinde aldığı kararla, 22 Mayıs gününü 'Dünya Biyolojik Çeşitlilik Günü' ilan etti.

Uluslararası Final Üniversitesi (UFÜ) Çevre Araştırmaları Merkezi Müdürü Prof. Dr. Şerife Gündüz, 22 Mayıs Dünya Biyoçeşitlilik Günü dolayısıyla Kıbrıs Postası’na özel açıklamalarda bulundu.

“BİYOÇEŞİTLİLİK, DÜNYA ÜZERİNDEKİ CANLI TÜRLERİNİN ÇEŞİTLİLİĞİNİ İFADE EDİYOR”

Biyoçeşitliliğin, bitkiler, hayvanlar, bakteriler ve mantarlar dahil olmak üzere Dünya üzerindeki canlı türlerinin çeşitliliğini ifade ettiğine dikkat çeken Gündüz, “Dünya'nın biyoçeşitliliği, pek çok türün henüz keşfedilemeyecek kadar zengin olmasına karşın, pek çok türün insan faaliyetleri nedeniyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalması, Dünya'nın muhteşem biyolojik çeşitliliğini riske atıyor” dedi.

Gündüz, tam da bu yüzen Birleşmiş Milletler Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi’nin 22 Mayıs 1992 yılında kabul edildiğini kaydetti.

Biyolojik çeşitliliğinin önemine de vurgu yapan Gündüz, “İklim değişikliği ve biyolojik çeşitlilik ayrılmaz bir şekilde bağlantılıdır” ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. Gündüz, biyoçeşitliliğin önemi ile ilgili şu maddeleri sıraladı:

“-Doğa, iklim değişikliğiyle mücadelede çok önemli bir rol oynuyor. Ormanların, tundraların ve okyanusların yok edilmesi sera gazları salarak küresel ısınmayı hızlandırıyor. Araştırmalar, çeşitlilik içeren bir ormanın daha fazla karbon emdiğini gösteriyor . Ayrıca, biyolojik çeşitlilik, fırtınalar, orman yangınları ve toprak kaymaları gibi aşırı hava koşullarına karşı bir engel oluşturur .

-Yetiştirip tüketebileceğimiz yaklaşık 6000 çeşit varken, Dünya’da tüketilen bitkisel kaynaklı gıdanın % 90’ı, sadece 15 kültür bitkisi türünden sağlanıyor (Buğday, Mısır, pirinç, patates…). Dünya’da tüketilen hayvansal kaynaklı gıdanın % 90’dan fazlası sadece 9 evcil hayvan türünden geliyor (sığır, domuz, koyun, keçi, manda, tavuk, ördek, kaz, hindi..).

-Ağaçlar karbondioksiti oksijene dönüştürür. Bitkiler büyümek için güneş enerjisini kullanır. Kabuklu deniz ürünleri suyu arındırır. Bakteriler organik maddeleri besin maddelerine ayırır. Böcekler, Bakteriler, Mantarlar düşen yaprakları, çöpleri , canlı atık ve artıkları ayrıştırırlar.  Bu toprak canlıları olmasaydı , Yerküre yüzeyi, yüzlerce metre yükseklikte çöplerle kaplı olurdu. Biyolojik çeşitliliğin bize sunduğu hizmetler saymakla bitmez.

-Arılar, çiçekleri ve ekinleri tozlaştırarak üremelerini sağlar. Tüm bu canlı organizmalar olmasaydı, hayatta kalamazdık. Biyoçeşitlilik ne kadar zenginse, gelecekte o kadar güvenli olur.

-İlaçların % 25’i, doğrudan bitkisel ürünlerden elde edilir. Bir çok endüstriyel ürünün hammadesi, bitki ve hayvan türlerinden elde ediliyor (lif, selüloz, boya mad., endüstriyel yağlar, biyopolimerler, bazı enzimler…).  Ekosistemleri ve bitki çeşitlerini korumak ve bilinmeyenleri araştırmak, kanserin tedavisi veya sürdürülebilir enerji çözümlerine ulaşmamızı sağlayacaktır. Doğa eşsiz bir kaynaktır.”

-Doğa ve biyoçeşitlilik sağlığımız, esenliğimiz ve yaşam kalitemiz için faydalıdır. İnsanlar doğada kendilerini daha iyi hissederler, daha olumlu etkileşime girerler ve daha hızlı iyileşirler."

“EKOSİSTEMLER, BİYOÇEŞİTLİLİĞİN TEMELİDİR”

Ekosistemlerin biyoçeşitliliğin temeli olduğunu dile getiren Gündüz, “Onun görevi, canlıların neslini sürdürmektir” dedi.

Şerife gündüz, her ekosistemin kendine özgü canlı türlerini ve genleri barındırdığını kaydederek, “Her canlı türü, yaşadığı sistemin bir parçasıdır ve ekosistemin içinde, sistemin çalışması için belirli bir görevi vardır. Türler, genetik çeşitliliğin anasıdır” ifadelerini kullandı.

“HER CANLI TÜRÜ YAŞAMA VE NESLİNİ SÜRDÜRME HAKKINA SAHİPTİR”

Sistemin parçaları sökülüp çıkarılırsa sistemin çalışamaz hale geleceğini belirten Gündüz, “Her canlı türü yaşama ve neslini sürdürme hakkına sahiptir. Her canlı türü, yalnız insan türü için değil, başka bir canlı türü için de bir doğal kaynaktır” diye konuştu.

Gündüz, “Çeşitlilik; onu taşıyan sisteme güç, güzellik, direnç, esneklik ve istikrar kazandırır. Gerek biyolojik, gerek fiziksel ve gerekse sosyal boyutta korunmalı ve teşvik edilmelidir” açıklamasında bulundu.