Soyer: "Anavatan çok yaşa türküleriyle ülke düze çıkmaz!"

Kıbrıs Postası

Partilerin kişiye endeksli politika yapmasını eleştiren Soyer, siyasetin bir felsefe temelinde oluşmaması halinde Ejder Aslanbaba gibi kişileri daha çok siyaset sahnesinde göreceğimizi kaydetti.

Soyer, bazı sivil toplum örgütlerinin de halkı, 28 Temmuz seçiminde partilere değil kişilere oy vermeye çağırdığını hatırlatarak siyasi arenanın kişilere endeksli bir mantıkla şekillendirilmeye çalışılmasının yanlış bir tutum olduğunu vurguladı.

"Elbette kişiler önemlidir ama partilerin programlarına ve felsefelerine önem verilmelidir. Siyasette en büyük eksiklik programların tartışılmamasıdır" diyen Soyer, seçime yönelik partilerin sunacağı seçim bildirgelerinin sorgulanması gerektiğini, ancak sorgulayarak ve tartışarak kendi sorunlarımıza dair çıkış noktalarına ulaşabileceğimiz anlattı.

"KENDİ MESELELERİNİZİ TARTIŞMAZSANIZ, PROGRAMLAR DIŞARIDAN GELİR"

Ferdi Sabit Soyer şu şekilde konuştu:

"Şimdi sunulacak olan seçim bildirgeleri sorgulanmalı tartışılmalıdır. Eğer bu programlar sizin için önemli değilse o zaman size bir tek program kalır. 2013-2015 TC – KKTC Mali Protokolu veya Dünya Bankası'nın bizim için sunduğu rapor. Yani siz eğer kendi meselelerinizi sorgulamaz tartışmazsanız, size yaşamınızı belirleyecek programlar dışardan gelir. Siz sadece vızıkldayan, şikayet eden, iradem kalmadı diye ağlayan durumuna gelirsiniz.

Esas Aslanbaba meselesi, partilerdeki sıra kavgaları, istifalar ülke gündemini oluşturdu, esası tartışamıyoruz. Esas tartışmamız gereken, nasıl kendi gelirimizle kendi giderimizi karşılar duruma gelebileceğimizdir."

Devletteki tüm personel giderlerinin 2 milyon 78 bin TL olduğunu ifade eden Soyer, bu rakamın devletin tüm yerel gelirlerinin %106'sı olduğunu söyledi. Soyer, devletin diğer harcamaları da eklenince, toplam bütçe açığının 250 milyona ulaştığını belirtti.

"DÜN LAİKLİK SÖYLEMLERİ ATANLAR BUGÜN CAMİDEN ÇIKMAZLAR. AYIPTIR ARTIK!"

Esas sorunumuzun bu olduğunu belirten Soyer, bunun yapısal bir sorun olduğunu anlattı.

Devletin yerel gelirlerinin toplamının giderleri karşılamaya yetmediğini yineleyen Soyer şunları kaydetti:

"Eğer bağımlılığı azaltma niyetimiz varsa, kendi kendimiz yönetme, kendi kendimize yetme, ayaklarımız üzerinde durma niyetimiz varsa, bunun nasıl yapılacağını ciddi ciddi tartışmalıyız.

TC ile imzalanan protokolda istihdamlarla ilgili kısıtlayıcı maddeler olmasına rağmen, UBP Kurultayı döneminde TC Hükümeti gözünü yummuştur.

Ama esas tartışılması gereken, bizim sorunlarımızın TC'den gelen paketin maddesi olmasıdır.

Bu memleketin sahibi biz olduğumuza göre, bu meseleler bizim meselemizdir.

Türkiye bize, 'istihdamı kısıtla' diyememelidir. Bunu biz yaratmalıyız, bu kuralları biz koymalıyız, siyaseti biz üretmeliyiz.

Esas tartışmamız gereken, kendi gelirimizle kendi giderlerimizi nasıl karşılar duruma gelebileceğimizdir artık. Temel yapısal sorunlarımızı ortaya koymamız gerekir.

TC ile imzalanan programda yapısal sorunlarımıza dair doğru tespitler vardır ama çıkış yolları ve sorunları aşmak için gösterilen yollar bize uygun değildir. Yanlışlık burdadır çünkü bunun tarafı biz değiliz. Kendi paketimizi kendimiz hazırlamalıyız."

UBP'nin "TC bize para verir o yüzden bizi seçin" zihniyetiyle hareket ettiğini söyleyen Soyer, "Ya ya ya şa şa şa Anavatan çok yaşa türküleriyle, Türkiye'de hangi parti iktidardaysa ondan görünmeyim gibi kalpak siyasi duruşlarla yuvarlanıp gidenler, yalnız maaş ödeme üzerine şekillenmiş bir mantıkla ülkeyi düze çıkaramazlar.

Dün laiklik söylemleri atanlar, yeri göğü bayrakla donatanlar bugün Cumaları camiden çıkmazlar. Ayıptır artık! Bu mantığın esiri olduğunuz sürece kimliğinizi, kişiliğinizi, onurunuzu kaybedersiniz.

Meselenin esası budur, bunu ciddi şekilde tartışmak gerekir."