İÇ HABERLER
okuma süresi: 5 dak.

Mamalı: "Kanun yapmanın ciddiyetini idrak edemeyen bir meclisimiz var"

Mamalı: "Kanun yapmanın ciddiyetini idrak edemeyen bir meclisimiz var"

Hukuk kısaca insanın insanla veya toplumla ilişkilerini düzenleyen kurallar bütünüdür. Hukukun yazılı biçime dönüşmesi kanun yapma dediğimiz bir dönemden geçer. Kanunlar devletin üç kuvvetinden biri olan yasama organında(meclis) yapılır.

Yayın Tarihi: 17/07/13 15:16
okuma süresi: 5 dak.
Mamalı: "Kanun yapmanın ciddiyetini idrak edemeyen bir meclisimiz var"
A- A A+

Kanunların hazırlanıp yürürlüğe girmesi belirli bir süreçten geçmektedir. Bu süreçte, meclis toplumdaki eğilimleri, görüşleri, sosyal ihtiyaçları gözönünde tutarak bir kanun taslağı hazırlamaktadır. Hazırlanan kanun taslakları mecliste görüşülerek kabul edildikten sonra hayatımıza girmektedir. Kanun yapmak, basit bir hukuk işi olmayıp geniş araştırma isteyen teknik bir işlemdir. Kanun yapma tekniği, birçok çalışmayı ve uğraşı içinde bulundurmaktadır. Bakanlıklarda yapılan hazırlıklar, milletvekillerinin şahsi çalışmaları, hukukçuların ve bilim adamlarının görüşleri, hükümetin siyasi düşüncesi ve toplumun tercihleri bir kanunun yapılışında etkin bir şekilde yer almaktadır.

Bir kanunun yürürlüğe girmesinden önceki hazırlık aşaması ne kadar ayrıntılı, intizamlı ve geniş bir çalışmaya dayanırsa, kanun da o kadar kusursuz, kalıcı, kabul edilebilir ve toplum tarafından da anlaşılabilir bir metin olarak ortaya çıkar. Kanun yapma tekniği önemli bir olaydır. Bir ülkede hukuka saygıyı sağlayabilmek için öncelikle hukukun temellerinden biri olan kanunların iyi, disiplinli ve geniş perspektifli bir çalışma sonunda gerçekleştirilmesi gereklidir.

Yasama organımız esasen kanun yapmakla görevlendirilmiş anayasal bir kuruluştur. Meclis yüklendiği bu görevi gereği gibi yerine getirebildiği ölçüde toplumsal saygınlığı da kazanmış olacaktır.

Peki bizim ülkemizde kanunlar nasıl yapılmaktadır? Bu bahsetmiş olduğum kanun yapma tekniğine bizim meclisimiz uymakta mıdır? Yoksa kanunlarımız gelişigüzel bir anlayışla mı ortaya çıkmaktadır?

Özellilkle son yıllara bakacak olursak kanunların neredeyse hiç tartışılmadan yada komitelerde kısır ve yetersiz tartışmalar sonrasında yürürlüğe girdiklerini görmekteyiz. Kanun tasarıları sadece iktidarın hazırlayarak yada bir başka ülkeden kopya ederek meclise sunup yasallaştırdıkları metinlerden öteye geçmemektedir. Kanun tasarıları hiçbir hukuksal veya bilimsel çerçevede tartışılmamakta, üzerlerinde gerekli zaman ve emek harcanmamakta, toplumsal ihtiyaçlarla yüzleştirilmemektedir. Hele hele muhalif görüşlere hiç değer verilmemekte ve aksine onlara inat tasarılar çar çabucak hazırlanarak yürürlüğe girmektedir.

Bildiğiniz üzere uzun yıllardır meclise giremediği için komitelerde hukukçu üyeler yer almamakta, bu sebeple hazırlanan kanunlarda birçok edebi ve hukuki yanlışlığa sebebiyet verilmektedir. Kanun yaparken bu işin teknik yanının hiç uygulanmadığını, "ben yaparım olur" zihniyetiyle hukuken özürlü yasaların hayatımıza girdiğini görmekteyiz.

Henüz altyapısı hazırlanmamış yasanın yürürlüğe girmesi halinde uygulamasının olamayacağını bile bile kötü yasalar yapmaktayız. Bazı yasaları da fotokopi çeker gibi Türkiye'den kopya etmekteyiz (Bilgi Edinme Hakkı Yasası, Mal Bildirim Yasası, v.b). Kötü kanun insan hayatını ızdıraba dönüştürür. Göreceğiniz üzere biz hala kanunların nasıl yapılacağını, kanun yapma tekniğinin gereklerini bile öğrenmemiş bir meclise sahip bulunmaktayız.

Ülkemizde her iktidar kanun yapmayı çocuk oyuncağı gibi basit görmektedir. Toplumu ilgilendiren kanunların en az 1-2 yıllık çalışmayla yürürlüğe girmesi gerekirken, bizde bu süre bazen 1-2 ayla noktalanmaktadır. İyi kanun yürürlüğe girdikten sonra en az değişikliğe uğrayan kanundur. Ancak bizim ülkemizdeki kanunların bazısı yapılan hatalar veya gelecek planlanmadığı için daha sonra birçok değişikliğe uğramakta yada yürürlüğe giren kanunlar yanlışlıkları nedeniyle eleştirilmektedir.

20. yy'nin başında yapılan ve halen uyguladığımız İngiliz kanunları ancak 70-80 yıl geçtikten sonra değiştirilme ihtiyacı duymuştur. Çünkü İngiliz bizim için kanunları hazırlarken olaya basitçe bakmamış, toplumsal yapıyı düşünerek uzunca bir araştırma döneminden sonra bu kanunları yürürlüğe koymuştur. Ne üzücüdür ki, İngilizin bir asır önce kanun yapmada bulunduğu noktaya biz halen gelememiş bulunmaktayız.

Barış Mamalı

Lefkoşa Bağımsız Milletvekili Adayı

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.