İÇ HABERLER
okuma süresi: 34 dak.

Talat, Mungan ve Erçakıca'nın ses bandı tartışmalara yol açtı

Talat, Mungan ve Erçakıca'nın ses bandı tartışmalara yol açtı

2009 yılında o dönemin Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, dönemin KKTC Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Hasan Erçakıca ve dönemin Maliye Müsteşarı, şimdiki Maliye Bakanı Zeren Mungan arasındaki diyalog tartışmalara yol açtı.

Yayın Tarihi: 25/07/13 10:00
okuma süresi: 34 dak.
Talat, Mungan ve Erçakıca'nın ses bandı tartışmalara yol açtı
A- A A+

Dönemin Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, dönemin KKTC Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Hasan Erçakıca ve dönemin Maliye Müsteşarı, şimdiki Maliye Bakanı Zeren Mungan arasında 2009 yılında geçen konuşmalar tartışmalara yol açtı.

İŞTE O ÇOK KONUŞULACAK SES KAYDI:

(Ses bandının birebir çözümüdür)

MUNGAN: "SİZİN GİRİŞİMİNİZ OLMASAYDI, ÇİÇEK KESİNLİKLE BİR LİRA VERMEYECEKTİ"

 

MUNGAN: Sene başında ciddi bir açıkla bütçe alındı. Biz TC ile de toplandığımızda, bütçenin 400 milyonun üzerinde bir açığı vardı. 2009 bütçesinin. Ve bunlar 213 milyonluk verdiler ve 130 milyon civarında bir tasarruf öngördüler kendilerine göre... 100 milyon'un üzerinde bir açık kaldı. Ortada ne olacağı belli olmayan. Tabii o 100 milyonluk tasarrufu öngörürken taşımacılıkta tasarruf öngörüsü vardı.

TALAT: Taşımacılık ne?

MUNGAN: Öğrenci taşımacılığı. Aksine biz artırdık taşımacılığı.

TALAT: Nasıl artırdık Zeren?

MUNGAN: Bakanlar Kurulu'ndan geçirdik. Karar ile taşımadığımız yerleri de ilave ettik.

ERÇAKICA: E bu biline biline yahu? Neden yani?

MUNGAN: Bilmiyorum. Eğitim Bakanı öyle uygun gördü. Biz mali olarak sıkıntı olduğunu söyledik ama bilmiyorum Bakanlar Kurulu'ndan geçti. Burslar ile ilgili siz de uygun görmüştünüz kredinin yaygılanştırılması yönünde bir düşünceniz vardı. Onu da hayata geçirmedik. Tasarruf tedbiri olarak alınabilecekler alınamadı. Neticede bütçe her ay memur maaşı ve benzeri ödeme için 40 milyona ihtiyaç duyuyor. Bunların öngörülerinde ise 20 milyona yakın bir destek öngörüsü var. Haliyle her ay 20 milyon TL'lik bir açık olur. Bunu Ocak ayında teknik heyetle konuştuk, 20 daha aldık 40 daha aldık ve Ocak ayı bir şekilde ödendi ama o da Aralık'tan sarkmıştı biliyorsunuz 9'unda ödeyebildik sizlerin girişimine rağmen verilen rakam gene karşılamamıştı.

TALAT: Hepsini vermediler.

MUNGAN: Evet, hepsini vermediler. Ve Ocak ayı öyle geçti. Şubat'ta benzer sıkıntı devam etti ama Şubat'ta da reel sektör ve yatırımda kullanmak üzere avans şeklinde bir ödeme yaptılar bize ama TC projeleri açılmadığı için o avansların hepsini kullandık biz maaş ödemeleri için...

TALAT: TC projeleri neden açılmadı?

MUNGAN: TC projeleri protokol imzalanmadı. Protokol Mart ayında imzalanır. Her sene öyle oluyor. TC bütçesi geçmesi, açılması Mart ayını buluyor. O amaçla verdikleri kaynakları biz Şubat ayı maaş ödemelerinde kullandık. Şimdi bu aya geldiğimzde, açık daha da büyüdü. Öngörülen gelirlerde krizden dolayı önemli bir gerileme oldu. İş çevreleri de belli bir ölçüde krizi kullanıyor kimsenin günahını almayalım ama Mart ayında önemli bir gelir azalışı var. Son tahminimizin de altında... Gözüken hazine vasıtası ile taakuf edenleri çıkarırsak 105 milyon civarında bir gelirimiz gözüküyor. Hazine ile birlikte 120'ye varıyor. Normalde 130 – 135 arasında bir gelirimiz olması gerekiyordu. 15 milyon civarında bir açık var. Sonuçta bizim bu ay sonu ödeme yapabilmemiz için öngörülen 35 milyon kamu kesimi için daha önce ama bunun 15 milyon'unu sosyal sigorta için kullanmak üzere 20 milyon vermiş oldular şeye. 12 milyon savunma için 10 milyon da yatırım avansı olarak vermeyi öngördüler yani 57 milyonluk bir kaynak öngördüler. Hasan Bey ile beraber gittiğimizde, sizin oradan girişiminiz olmasaydı kesinlikle Sayın Çiçek bir lira vermeyecekti. Ve o baskıyı da hissettirdi yani bize de... Şaban Bey'in de orada olması da işimize yaradı. Sayın Cumhurbaşkanı'nın Erdoğan ile görüşmesi şeklinde bir hatırlatma da yaptı sonrasında ben o sözleri söylemeyim, bir takım sözler ile birlikte...

TALAT: Söyle yahu sen bana. Kereviz demiş? Nasıl dedi ama? Bizi keriz yerine koyuyorsunuz mu dedi?

MUNGAN: İki defa söyledi.

TALAT: Ne şekilde söyledi? Koymayın mı dedi, koyuyorsunuz mu dedi?

MUNGAN: Koyuyorsunuz dedi. Ben not ettim de söylediklerini yani, bu rahatsız olarak ama sizden Tayyip Bey'e giden mesaj da netti. Net olduğu için de yapacağı birşey de yoktu. Ama sonra söyledi; "Bir daha dedi olursa görevden alırım" dedi. Yani o noktaya geldi çünkü ısrarla üzerinde durduğu reforma yönelik yani havayollarını gündeme getirdi. Limanı gündeme getirdi. Havayolları her yıl bize 50 milyon TL yük getiriyor.

TALAT: E, onlar daha uçak alıyorlar! Onun için gitmedim ben resepsiyona. Olur mu yahu böyle birşey? Zarar eden şirket nasıl resepsiyon yapar yahu da daha uçak alır? Veya uçak alır da resepsiyon yapar.

ERÇAKICA: Öyle bir mentalite yoktur.

TALAT: Belki, turizmi düşünüyorlar. Yoksa onu da mı düşünmediler?

ERÇAKICA: Onların sorumluluğu mu o?

TALAT: Yahu, devletin sorumluluğu en geneli ile.

ERÇAKICA: O zaman öyle bir görev verecekler kendilerine.

TALAT: Evet, devletin öyle bir görev vermesi gerekir.

ERÇAKICA: Bunlar da tam tersine söyleyecekler. Tamam da bizim zararımız ne olacak? Bu zararımızı devlet bize nasıl karşılayacak?

TALAT: Neysa ne dedi başka sahi?

 

"THY KAPANI"

 

MUNGAN: Sayın Çiçek efendim Havayolları ile ilgili daha önce de söylemişti, bu çalışanlar ile ilgili ne kadar mükellefiyet doğarsa bir kere ödeyelim kurtulalım bundan ama her yıl her yıl önümüze gelemez ve aldığımız da da bunu gündeme getirmiştik. Altın hisse ile devlet tarifeler ile ilgili pozisyon belirleyecekti ve özel sektöre bir şekilde yani hava yollarının çözümü o olmalı...

ERÇAKICA: Havayolları'na ne tepki gösterdi sayın Başkan? THY'ye ye mammaya... Biz gerçek anlamda bir özelleştirmeden kaçıyoruz nedense çünkü tartışmalar da oluyor. Geçen gün Murat Ersoy'un birşeyini yolladın ya tabii onlar kaşılaşıyorlar böyle şeylerle ve tabii ki öfke duyuyorlar ve THY ile birşeyler yaparak. Biliyorlar demek ki bu durumu. Duymuştum sağdan soldan ama detaylı bilmiyordum. Şimdi de uğraşıyorlar THY'ye ye yamasınlar kendilerini.

MUNGAN: Bir lafı da ilginçti. THY kapanı! Kafasının geçemediği yerde teneke bağlanarak geçirilmeye çalışılıyor.

ERÇAKICA: Kuyruğundan. KTHY o delikten geçmeye çalışır, kafasının geçemediği delikten kuyruğuna teneke bağlayarak geçirmeye çalışır.

TALAT: Her boku yer. Demek ki çok öfkelidir adam. Peki ama haklı mu bu öfkesinde? Öyle mi yaptık gerçekten yani?

MUNGAN: Efendim, belli ölçüde haklılık tarafı var ama tabii yani bu dönemde söylenecek şeyler değil. Bir kişi olarak ben baktığımda, seçim ortamına girilmiş...

TALAT: Demek ki hazmedemedi bu yani, Erdoğan'dan da böyle talimat gelmesini hazmedemedi. Öyle tahmin ediyorum

MUNGAN: Ama gergin tavrı efendim daha önceki toplantılarda da benzer şekilde de vardı. Biz yapamıyoruz, biz yaşayamıyoruz, sizi yaşatmaya çalışıyoruz siz gerekli tedbirleri alamıyorsunuz gibi bir yaklşaımı var.

ERÇAKICA: Tavrı çok sertti. Ama özüne baktığında konuşmanın negatif değildi...

MUNGAN: Evet, negatif değildi.

 

GENEL BÜTÇE'NİN %48'İ İLK ÜÇ AYDA VERİLDİ!

 

ERÇAKICA: Bir ara, bu iş böyle bitmez, bu yıl içinde oranları belirtti ya, şu an itibarı ile bize ayırdıkları genel bütçenin yüzde 48'ini verdiklerini söylediler 3 ayda...

MUNGAN: Sonrasında tamamladı çözümü de söyledi...

ERÇAKICA: Çözümü de söyledi belki dedi yeni bir protokol yaparız dedi... Orada da ışığı gösterdi bize. Gidin ne haliniz varsa görün demiyor. Anladın yani, uzlaşmaz görünümün altında aslında çözümü de işaret ediyor. Ben sana ne dedim Başkan'a tekrarlamak isterim. Bence çok zeki bir adamdır. Seçimlerle ilgili şeyi de anlattım kendisine... ÖRP ne yapabilir? 2 yarım cümle ile, istemiyorum da çok konuşurum ya ben, istemiyorum nezaketsizlik yapayım ve anlattım ki barajı geçse bile büyük ilçelerde Lefkoşa gibi durumu iyi değil dolayısı ile 1 – 2 milletvekilinde kalabilir. Biraz sonra aynı şeyi anlattı bize. Benim söylediğimden anladı laf kalabalığı içerisinde Lefkoşa'da küçük partiler Lefkoşa'da bir milletvekili çıkarmalı. Ama o çıkaramayabilir dedim dürüstçe.

TALAT: UBP eğilimlidir bu adam.

MUNGAN: Ama net olarak CTP'ye yönelik net mesajı verdi. Üstelik teknik adamların yanında. Hasan Bey ile birebir görüşürken söyleyebilrdi ama teknik adamların yanında özellikle söylemesi...

ERÇAKICA: Sonra ben kaldım bunlar çıktılar ama

TALAT: Ama nasıl söyledi? CTP

MUNGAN: Kesinlikle hükümette olmasını isterim dedi.

 

ERÇAKICA: "CEMİL ÇİÇEK, DENKTAŞ'A DA ÇATTI"

 

ERÇAKICA: Şey dedi, 18 sene Başbakanlık yaptı dedi, meyve veren bir ağaç mı yahu da 3 - 4 sene de kuruttular mı dedi? Denktaş'a da çattı. Dolaşırdı Türkiye'de üniversiteleri. Denktaş Cemil Çiçek adını söylemedi

MUNGAN: Ve reformla ilgili derdi de, teknik adamlar birşeyler dedi heralde o da yok dedi hakkını yemeyin dedi. Bu hükümet dedi bazı reform şeyleri yaptı. Bir kısmını da meclise gönderdi dedi. Meclis dedi bizdeki gibi uzun soluklu çalışmıyor dedi. O öyle değerlendirdi.

 

MUNGAN: "PARAYI VERMEDİK. SOSYAL SİGORTALARIN BORCU 73 MİLYON TL'DİR"

 

TALAT: Zeren merak ettiğim nokta şu: Bana Ahmet Uzun olayları böyle takdim etmiyordu. Yani şöyle; işte mesela bana söylemedi para verdi avans olarak da biz onu kullandık da bilmem ne... Bana dedi ki, geçen seneden bu kadar açık vardı, bunlar bize bunu vermediler 50 verdiler geriye kalan 50 duruyor ve o kalan 50 yüzünden oldu bütün bunlar diyor. Dediydi bana. Senin anlattığından her ay yani o 50 geçen seneden kalmaydı. Ama her ay, onlar 20 biz 40 istediğimize göre her ay 20 daha açık var demektir. Peki... Ocak, Şubat, Mart üç ay daha 60 daha birikmesi gerekir öyle mi?

MUNGAN: 60 daha dediğiniz ilave olarak?

TALAT: Evet

MUNGAN: biz 40 aldık kamuya, geçen ay 20 aldık kamuya ancak bunula birlikte yaklaşık 60 daha almış olduk.

ERÇAKICA: Bunu nereden aldınız siz?

MUNGAN: Kooperatif'ten Sosyal Sigortalar için Kooperatif'ten kullandık. Yani Sosyal Sigortalar için geçtiğimiz yıldan 42 milyon ödeneği olmasına rağmen 42 milyon ödeme yapmadık biz. Sosyal sigortalar ister istemez...

TALAT: Devletin ödemesini yapmadık yani biz?

MUNGAN: Evet

MUNGAN: Sosyal sigortalar ister istemez 42 milyon bankadan borçlandı ve o borçları faizlendi de 45 – 47 milyona ulaştı ve bu iki ayda da sosyal sigortalara yeterli parayı vermediğimiz için şu anda borcu sosyal sigortaların 73 milyondur.

ERÇAKICA: Kooperatif'e?

MUNGAN: Evet! Kooperatifin büyüklüğü içerisinde 73 milyon büyük bir para değil. Kooperatif'i tek başına bu risk yaratmaz.

 

MUNGAN: "2005 VE 2006'DA ENFLASYONUN ÜSTÜNDE ARTIŞ VERDİK"

 

TALAT: Zeren, şimdi biz nerede yanlış yaptık diye sorarsam sana? 2004'te benim Başbakanlığım döneminde zaten ekonomi ile hiç ilgilenmedik. Bütçe bile geçiremediydik. Sonra galiba, Cumhurbaşkanı olduktan sonra geçti bütçe. Fakat, o günlerde büyüme yüzde 12 -13'lerdeydi. Bu büyümeyi yansıttık maaşlara. Ondan sonra 2005 benim Cumhurbaşkanı olduğum dönem yine büyüme devam etti. Galiba 2006'da da devam etti. Fakat sonra 2007'de durakladı fakat biz nerdeyse duyuru yaptıydık ki yakında yerel gelirlerimiz ile cari bütçeyi karşılayacağız dedik.

MUNGAN: 2004'te sizin dönemde olduğunuz sene bize öngörülen kamu kesimi için verilecek ödenekten kullanmadık.

TALAT: Sonra ne yaptık?

MUNGAN: Belli ölçüde istihdam ve kamuya verdiğimiz artışlar...

TALAT: Nerede verdiğimiz?

MUNGAN: 2005 ve 2006'da ciddi artışlar verdik. 2003 Aralığı ile 2008 Aralığında yüzde 71 tüketim endeksi var.

TALAT: Peki ama yani biz enflasyonun üstünde verdik?

 

4 SENEDE YÜZDE 60 CİVARINDA REEL ARTIŞ VERDİK

 

MUNGAN: Evet. Bütün büyüme ve artıyı verdik. 2003 Aralığı ile 2008 Aralığı'nda tüketim fiyatları endeksi yüzde 71 idi. Biz memur maaşlarına çıplak yüzde 127 verdik. Yani bunun içinde barem içi artışlar falan yoktur. Minimum yüzde 130 civarında bir artış vardı. Bu, 4 senede yüzde 60 civarında reel artış verdik biz insanlara anlamına geliyor.

TALAT: Peki, 2005'te seçimler oldu. Şubat'ta... Peki biz 2005'te ne zaman verdik artışı yahu?

MUNGAN: Sanırım Mart ayında...

TALAT: Seçimden hemen sonra? Cumhurbaşkanlığı'ndan hemen önce?

MUNGAN: Öyle olması lazım...

TALAT: Ben hiç hatırlamıyorum yahu... O dönemde hemen seçim kampanyasını başlattıydık. Yoksa acaba seçimden sonra mı olduydu? Hatırlayamadım şimdi... Demek ki o zaman

MUNGAN: Şimdi bizim ay sonu efendim, 130 milyon civarında maaş ve benzeri ödememiz var. Bizim gelirimiz 110 milyon civarında...

 

TALAT: "BUNDAN SONRA CTP HÜKÜMETTE OLURSA BU İŞE DAHA ÇOK KARIŞACAĞIM"

 

TALAT: Peki Zeren, biz o zaman 2006'da da aynı şeyi yaptık. Gelirlerimiz şeydi?

MUNGAN: 2004'te gelirlerimiz oldukça iyiydi ve 2004'ten bir miktar gelir sanırım Ahmet Bey size iletti önceden alacağımız vardı alamadık yıl sonunda tuta verilebilir diye...

TALAT: Haa, evet harcayamadıydık bütün parayı.

MUNGAN: 2004 oldukça olumlu bir yıldır.

TALAT: Demek ki odur esas mesele. Peki onu düşünemedik be Zeren? Yoksa uyardınız bürokratlar olarak da? Ben bilmek istiyorum. Çünkü bundan sonra CTP hükümette kalırsa ben bu işe daha çok karışacağım.

 

MUNGAN: "KEŞKE DOĞRUDAN BAKANLAR KURULU'NA MÜDAHALE ETSENİZ"

 

MUNGAN: Efendim nacizane, Çeşitli şekillerde doğrudan size söylemedik ama keşke doğrudan Bakanlar Kurulu'na gitseniz ve müdahale etseniz. Cumhurbaşkanlığı'na gelmeniz gerekirdi ama keşke 2 sene daha Başbakanlık mümkün olsaydı. Her yönüyle maalesef bir takım sıkıntılar yaşandı. Her çarşamba günü biz önergeler ile ilgili görüş yazıyoruz. Ve her Çarşamba sayın Bakan ile görüşüyoruz. Belli sıkıntılar var. Bir takım önergeler geçiyor. Bütçede ödeneği olmayan...

TALAT: Ha, diğer Bakanlıklar'dan gelenler mesela...

MUNGAN: Evet diğer Bakanlıklar'dan gelen.1963'ü Kamulaştırmaları bile şimdi yapıyoruz. Projeleri, karayolları bir proje yapıyor. Yolun sadece asfalt benzeri işler maliyetini çıkartıyor. Elektrik boruları değişecek. Bunların hiç maliyeti yok. Su boruları değişecek. Bunların hiç maliyeti yok. Kamulaştırma maliyetleri yok. Proje geliyor çıplak. TC'den ödenek alınıyor. 2 milyon. Güzelyurt yolunda bunu yaşıyoruz. Ardından diyorlar ki 1 milyon kamulaştırma. Elektrik direkleri değişecek şu kadar para... TC bunları ödemiyor.

TALAT: İlkten gelse?

MUNGAN: İlkten gelse proje o boyutu ile gidecek birlikte geçecek....

TALAT: Proje yapılmaz yahu! Allah kahretsin olacak iş değil!

MUNGAN: Zaman zaman sorun biz en kötü bürokratız. Talep gelir biz elimizden geldiğince önünde durmaya çalışıyoruz. Şimdi ödeme mesele, Cuma günü ödeme yapılacak. Mecburuz o parayı toplayalım. Yoksa müteahhitler ile yüz göz oluruz. Gelir insanlar, o da hoş değil!

TALAT: Ve yani müteahhitler de haklı. Çünkü sen maaş ödeyeceksin, müteahhiti ödemezsin. Nasıl olur?

ERÇAKICA: O da maaş ödeyecek. O da muhasebesini ödeyecek. Piyasada çarklar dönmüyor.

TALAT: Biz de bir anda taahhüt altına girdik. Bu olayda değil sadece Hasan. Seçimin yapılmasında ben artık taahüt altındayım ve bundan sonra karışacağım kim ne dersi desin. Seçimlerden sonra CTP hükümeti kurulursa daha sık Bakanlar Kurulu'na gideceğim. Başka yolu yoktur. Söz verdik artık. Bu sözden geri dönmek olmaz.

MUNGAN: Yapılacak olan, ne tür bir hükümet kurulursa kurulsun, sizin yönlendirmeniz ile bir format konması gerekir hükümetin önüne çünkü TC ne kadar katkı yaparsa yapsın bizi bir yere götürmez bu yapı.

 

TALAT: "BEN TC'YE SÖYLEDİM. YARDIM EDİN CTP'YE DE KAZANSIN"

 

TALAT: Tabii Zeren, eğer korktuğumuz olur da UBP hükümete gelirse ben karışmam. Hiç hem de... Türkiye'ye karşı da bir sorumluluğum yoktur. Ben zaten onlara söyledim. Yardım edin CTP'ye de kazansın. Çeşitli yollardan mesela, kriz nedeni ile paket yapın. Ben bunu da söyledim Erdoğan'a. Bunların hiçbiri olmadı. Dolayısı ile eğer UBP kazanırsa benim hiçbir hükümlülüğüm yoktur... UBP ile de uğraşamam artık. UBP hazmeder mi beni gireyim da Bakanlar Kurulu'nun Başkanlığı'nı yapayım... CTP hükümeti kurulursa ben artık iyice karışacağım...

MUNGAN: Çiçek'in de mesajını öyle aldım zaten... Kesinlikle hükümette CTP'yi görmek istiyorlar...

TALAT: Eh, istiyorlar da nasıl sağlayacaklar? Nasıl yardımcı olacaklar. Şu ana kadar doğru düzgün bir yardım yapmadılar. 29'undan sonra yapacaklarını umuyoruz. Kendi seçimlerinden sonra...

ERÇAKICA: Bir de şu var sayın Başkan onların seçenekleri arasında. UBP – CTP koalisyonu.

TALAT: Tamam ama UBP'nin büyük parti olması durumunda iş gene zordur.

ERÇAKICA: Eh, olmaz... Biraz ben söylemeye çalıştım ama..

TALAT: UBP büyük parti olursa alır Maliye Bakanlğı'nı yahu... Maliye'yi aldı mı bu iş biter. Maliye UBP'nin elinde olursa istediğini yapar... Biz yaşadık onu. CTP o zaman tek bir şart ile girmesi gerekir hükümete. Sadece Kıbrıs sorunu... Başka hiçbir konuda sorumluluk almasın CTP. Maliye'yi ve Başbakanlığı UBP alırsa zaten biliyorsun o ikisi meşveretleşti mi herşey biter...

MUNGAN: Ama eğer milletvekili sayıları eşit olursa biri Başbakanlığı alır biri da Maliye'yi...

TALAT: Ha o zaman tamam. O zaman olur...

ERÇAKICA: Bakanlar Kurulu kararları hazırlanırken dikkat etmek lazım. Ben bilmiyorum. Maliye Bakanlığı'nın aylık raporları var diye tahmin ederim...

TALAT: Hasan, biz DP ile hükümetlik yaptık. Ruhun bile sezmez. Adam verir yetkileri, istihdamlarda. Sen de ondan sonra koşturun. Hükümetin içinde eleştirecek misin büyük ortağı?

ERÇAKICA: Evet!

TALAT: Olmaz!

ERÇAKICA: Olmaz olur mu Başkan. Kötü olan bu ahlaki yapısıdır siyasetin. Siyaset ahlağı kötüdür. Paylaşırsın, ortaklık yaparsın. Neyin ortaklığı? Herkesin adabı vardır ortaklık mı var? Yapamaz kardeşim! İnsanlar kendi hükümetleri, partileri içerisinde muhalefetlik yaparlar. İlkeler meselesi...

 

TALAT: "EROĞLU BAŞBAKAN OLURSA BU İŞ YÜRÜMEZ"

 

TALAT: Neyse şimdi teorik şeyleri tartışma. Ben sana söylüyorum Eroğlu Başbakan olursa bu iş yürümez CTP'nin hükümet ortaklığı. CTP deklare edecek bana göre. Benim tek fonksiyonum Kıbrıs Sorunu'nun başarı ile sonuçlandırılması... Ben gerisine karışmam demesi lazım.

ERÇAKICA: O zaman CTP dükkanı kapatsın!

TALAT: Eh, öyledir. Kapatacak zaten. İkinci parti olursa ne yapacak?

ERÇAKICA: Çünkü Kıbrıs Sorunu'da Hristofyas'a bağlıdır

TALAT: Eh tamam... Kıbrıs Türk tarafını canlı tutmak için CTP öyle bir rol üstlenecek. Ekonomi'ye dokunamaz Hasan. Bilmem... Eğer ki, Zeren'in de dediği gibi Maliye Bakanlığı'nı alacak. Maliye ve Ekonomi'yi mesela...

MUNGAN: Ama UBP'nin zaten tek başına gelmesi efendim mümkün değildir. UBP olsa bile, mali konularda tedbir almak zorundadır.

TALAT: Hayır, alacak Zeren. Benim ona itirazım yok! Alacak tabii... Ama o zaman ben onun sorumluluğunu almayacağım. Benim söylediğim o... Ben onun sorumluluğunu alamam ne kamuoyu nezdinde... Çünkü bir de bizim sendikalar, onlar bunlar var... Hade kına yakın diyeceğiz kendilerine. Ne yapabilirseniz yapın, geldiklerinde UBP'yi şikayete dinlemeyeceğim kendilerini. Ama CTP olduğunda öyle yapamam. Hele şimdi bu yeni dönemde CTP tekrar hükümeti kurarsa ben mecburum CTP'yi daha sağlam tutmak için elimden geleni yapayım.

ERÇAKICA: Şimdi UBP bir hükümet kurarsa da bir reform hareketi sürdürmeye çalışır sadakatla. Eli kolu makul ve akılcıl bir reform programı...

TALAT: Öyle birşey yapmaz yahu. UBP sadece Türkiye'nin istediklerini para alabilmek için mecburen yapacak. Hatırlamaz mısın Hasan 2001'de ne yaptı? Yapabildikleri kadarını yapacak. Allah bilir ne kadar da yapamayacak...

ERÇAKICA: Eh, siz destek olacak mısınız hükümete? Yoksa muhalefet edeceksiniz

TALAT: Ben hiçbirşey yapmayacağım. Ne muhalefet edeyim. Muhalefet etmek mi benim görevim?

ERÇAKICA: Eh, destek mi olacaksınız?

TALAT: Eh bilmem...

ERÇAKICA: Yani diyeceksiniz ki bu tedbirler zorunludur?

TALAT: Eh, CTP'de bile diyemedik doğru dürüst...

ERÇAKICA: Artık bir dönüm noktasındadır Kıbrıslı Türkler...

TALAT: Öyledir.

 

MUNGAN: "BİZ BİR ŞEKİLDE GELECEK HÜKÜMETİ TAKİP EDECEĞİZ"

 

MUNGAN: UBP artık gizli birşey de yapamaz efendim. Bir tek istihdamları yeterince takip edemeyebiliriz. Artık belirli bir şeyimiz de var mutlaka onları da takip ederiz. Aylık zaten ertesi gün hesaplar kapandığında bütün aylık raporlar çıkar. Yayınlamıyoruz bunu internette. Bunu da açık yüreklilikle söyleyebilirim. Bir takım şeyler ortaya çıkmasın diye. Yoksa ertesi gün 31'inde ay sonu hesapları hazırdır. Yazılı taakük meseledir. Analitik bütçenin altındadır. Hiçbir sorunumuz yoktur. Toplama çıkarmaya ihtiyacımız yok. Ve yani 2005'ten sonra Zeren'in adını girdiğinizde, Zeren ile ilgili bütün ödemeleri alt alta görebilirsiniz. Kimse saklayamaz bundan sonra. Bir tek işte yetkiler...

TALAT: Eh, yayınlamayınca saklamış olmaz mı Zeren?

MUNGAN: Şimdi açıkcası yayınlayamıyoruz. Biz bir şekilde onları takip eder durumda olacağız.

ERÇAKICA: Tek yapılması gereken şey Sayın Başkan, açıklıktır, şeffaflıktır. Toplum nereye gideceğine kendi karar verecektir. Yeni bir dönem başlayacaksa

TALAT: Yeni bir dönem başlamaz Hasan UBP'nin gelmesiyle. Eski döneme dönüş olur. Ne yeni dönemi? Geriye gidiş olur yahu...

ERÇAKICA: Eh yapamaz....

TALAT: Yapar yahu, CTP yaptı da kaç zamandır. Bak göresin neler yapacak...

ERÇAKICA: Yaptı da ne oldu?

TALAT: Yaptı işte, halen daha devam ettirir...

 

MUNGAN: "31 ARALIK'TA KTHY'YE 50 MİLYON ÖDEME YAPTIK, AYNI GÜN GERİ ALDIK"

 

MUNGAN: "HALİL İBRAHİM BEY, ZEREN SEN DE BİZDEN BİRŞEYLERİ SAKLIYORSUN."

MUNGAN:Şimdi orada şu oldu. TC takip edemedi. Belki benim kişisel hatam da var. Açık yüreklilikle söyleyim. Teknik heyetlerde yeterince durumu idare etmeye çalıştık. Geriye baktığımda ne kadar doğru yaptığımı da düşündüm. Ama ben bir Bakan tarafından atanmış bir kişiyim. Sizin yanınızdan çıktıktan sonra söyledi. Halil İbrahim Bey, Zeren sen de bizden bir şeyleri saklıyorsun. Eh şimdi havayollarını söyleyemezdim. 31 Aralık'ta Yönetim Kurulu geldi ve o saat 1 milyonluk işlemi yaptı. Zor duruma düşecekler bilançolardan, uçak alım şirketlerinden zor durumda olacaklar diye... Ben bunu şimdi söyleyemem. Ben luzüm çantamı alıp çıkayım Maliye Bakanlığı'ndan...

TALAT: Ne yaptınız ben anlamadım?

MUNGAN: 31 Aralık'ta biz Kıbrıs Havayolları'na zararı için 50 milyonluk ödeme talimatlarını yaptık. O saat o işlemleri yaptık çünkü bilançolarında

TALAT: Yaptın ama ertesi gün geri mi aldın?

MUNGAN: Aynı gün aldım! Ama 50 milyonu efendim depozito hesabını yaptık. Ve vergi vermiyor. Bizim adımıza tahsilat yapıyor bineklerden ay sonu geliyor ve diyor ki benim hesabımda para var oradan kullanayım. Biz vergiyi bir defa peşin öder gibi alıyoruz elinden ama bizim adımıza tahsilat yapıyor onu ödemiyor bize...

ERÇAKICA: 50 milyonu verdiler sermayeye katkı. Onun işlemini yaptılar. Şirketi güçlendirdiler. Sonra bunların nakite ihtiyacı olduğu için o 50 milyon'u bilmem kaç senelik vergilerini ödemiş gibi o 50 milyonu geri aldılar. Fon o andan itibaren KTHY vergiden muaf oldu. Taa ki 50 milyonluk vergi işlesin...

TALAT: Haa, e sen zaten bunu vermiş oldun!

ERÇAKICA: Eh, verdin tabii... Nakidi geri almak için de peşin olarak ödemiş gibi KTHY borcunu ödemiş gibi anladın mı?

TALAT: Haaaa, vay üç kağıtçılar vay...

MUNGAN: O saat yapmamız gerekir. Aman battı şirket, rezil olacağız diye... Ben bunu söylersem çantamı da alıp gideyim.

ERÇAKICA: Bazı kurumların vergiler tahsil etmiyorlar. Böylece gelir kaybına uğruyorlar. Büyük kamu kuruluşlarının dediler, vergilerini tahsil etmiyorlar...

TALAT: Yani Zeren sen demek istiyorsun ki, UBP de gelse bunları yapmak zorundadır?

MUNGAN: Başka çaresi yoktur.

TALAT: Ama bir çaresi var. Eğer krediyi Türkiye genişletirse

MUNGAN: Yok, genişletemez...

TALAT: Neden?

 

"BİR AY GREV, DEVLET KASASINA 80 MİLYON TL KAR"

 

MUNGAN: Bu boyutta genişletemez. Türkiye'nin öbür mükellefiyetini yapması gerekir artı 300 milyon daha vermesi lazım. 250 milyon ya da. 250 milyon da veremez. İki ayda yıllık açık öngörüsünü kullandı şimdiden Türkiye. Onlar da seçime giriyoR ayrıca kriz de üstüne geldi... Kendileri de çok sıkıdadır.

ERÇAKICA: Nasıl ki sana yüzde 48'ini verdi sana ve kendi da kullandı tüm harcamalarını şimdi öyle bir fren yapacak, herkesin kafası gidip cama vuracak. Tabii o bizi da etkileyecek...

TALAT: Beyaz eşyalar ödeyecek geri. Neyse anladık ne olduğunu. Biz demek ki, görünen odur ki Türkiye ile beraber ciddi tedbir alacağız. Bizim ciddi sıkıntımız burada sendikalar olacak.

ERÇAKICA: Ne yapacaklar? En güzelini ben sana söyleyim. En güzel bir ay grev yapmalarıdır

TALAT: Bilmem ne yapacaklar Hasan. En büyük sorunumuz tabii bizim arkadaşların istikrarlı ve katı duramamaları oldu. İstikrarlı dursalardı bu sorunlar buralara kadar gelmezdi. Karar aldılar, ertesi gün vazgeçtiler. Şimdi umarım ki öyle olmaz.

ERÇAKICA: Bir ay grev yaparlarsa, bir aylık maaş ne kadardır Zeren?

MUNGAN: Bir aylık maaş 80 milyon

ERÇAKICA: 80 milyon'u bir kere kurtardın. Onların kasalarındaki grev fonları ödesinler bakayım!

MUNGAN: Adnan geldi o kadar yalvardı, hazine bonosunu yatırdı falan filan. Grev ödemesi yapacak diye, biz kesinti yapınca ortalığı ayağa kaldırdı. Ondan sonra yumuşaklıkla yalvardı kesinti işini şimdi yapmayalım diye. Sendikaları düzene koymak istersek, aidatlarını biz toplamazsak sendikalar biter!

TALAT: Doğrudur, aidatlarını sen toplamazsan doğrudur onu da değiştirmek lazım.

ERÇAKICA: Hiçbir sendikacıyı, iki yıldan fazla, bir dönem yani, kabul edimeyecek mesleğinden uzaklaşsın sendikacılık yapsın. Şener Elcil öğretmen mi? Yarın kaybettiğinde ben mecbur muyum onu öğretmen diye istihdam edeyim? O senelerdir sınıfa girmedi. Ben ona bir tölerans tanıyorum tüm sendikal hak, iki yıl kardeşim, iki yıldan sonra kabul etmiyorum.

MUNGAN: Zamanlama da uygun. Nisandadır seçim. Mayıs'ta hükümet kurulacak... Özellikle öğretmen sendikaları agresiF davranıyor. Haziran'ın içinde bunları ardı ardına eğer düzenleme yapılacaksa yaz döneminde yapılır. Okullardaki grevler kalkar açıldığında da yapacaksa grev yapar...

ERÇAKICA: Nisan'da en güçlü olasılık maaşlar ödenemediğinde, Cemil Çiçek gibilerin elinde bir manavella olacak. Siyasette kullanılacak bir araç haline gelecek bu ve UBP – CTP koalisyonu bu şekilde dayatılacak. UBP ararsa, ben öyle yapacam falan diyecekler ki boşver sen. CTP ararsa toplayacağım küçükleri de hükümet kuracağım. Tabii burada çok parçalı.

 

ERÇAKICA: "ANKARA'NIN FERDİ'Yİ BİRAZ DAHA DESTEKLEMESİ LAZIM"

 

TALAT:Yok yahu, CTP mutlaka tabii ki UBP'yi tercih etmelidir. Ama buradaki kritik nokta, CTP'nin UBP'den fazla milletvekili çıkarmasıdır.

ERÇAKICA: Bunu 29'undan sonra Şaban ile biz konuştuk. Ankara'ya tekrar giderek bu operasyonu biraz daha sürdürmek lazım. Yani Ferdi'nin biraz daha desteklenmesi gibi.

TALAT: UBP çoğunluğunu alırsa CTP'de Dışişleri'ni alır.

ERÇAKICA: Niye Dışişleri'ni alır CTP?

TALAT: Yok, Dışişleri'ni alması lazım...

ERÇAKICA: Niye? Dışişleri mi belirler Kıbrıs politikasını?

TALAT: Dışişleri önemlidir. Dışişleri engel olabilir.

ERÇAKICA: Hiçbirşeye engel olamaz Dışişleri siz burada olduktan sonra... Bu sadece sizin rahat etmenizi sağlar. Ama kimsenin rahat oturmaya hakkı yoktur.

TALAT: Ama yok, zaten CTP hükümette olunca ben gene rahatım. Ama zaten genelde Dışişleri'ni alır.

 

ERÇAKICA: "MANAVELLA TÜRKİYE'NİN ELİNE GEÇİNCE, O İSTEDİĞİNİ DAYATACAK"

 

ERÇAKICA: Tamam da sayın Başkan işte değişecek. Ezberler değişmezse bu toplum değişmeyecek. CTP kabul etmesin, ben sadece Kıbrıs sorunu için

TALAT: Hayır ekonomiye müdahale edemezse diyorum. Yani eğer şimdiki gibi hükümet kurulacaksa hem Maliye hem Başbakanlık şeyde olacak, kesinlikle almaması lazım.

ERÇAKICA: İki parti de yeterince büyük olacak. Birisi 20 – 22 birisi 5 milletvekili marjinal bir parti değildir. Esaslı bir şekilde yetkiler paylaşılacak. Program paylaşılacak.

TALAT: Evet yahu, memleketi kurtarmak için o iyi olur.

ERÇAKICA: Manavella Türkiye'nin eline geçince, ki maaşlar ödenemeyecek Nisan'da, o istediğini dayatacak. Yani ben geleyim da idare ederim Türkiye'yi sözünü kimse söyleyemeyecek. Dolayısı ile bence Zeren, şimdiden bir hazırlık yapmaya başlasın bu program için. Adam bize bunun işaretini verdi.

TALAT: Evet Zeren bu doğrudur. Yani eğer CTP hükümete gelecek olursa, bunun için hazır olmamız gerekir. Bunu hükümetten bekleme. Hükümetin siyasi kanadından bekleme. Öyle bir siyasi iradelerinin olabileceğini düşünmüyorum. Yani bunları bilmemiz lazım. Ve yani yapmamız lazım. Her halükarda. Ben KTHY'nin özelleştirilmesini konuşurken, THY'ye veririz bu görevi ki sen bu ihtiyacı gidereceksin görev olarak... Ve ben THY'nin bunu kabul edeceğini düşünüyorum. KTHY ile kavga ederken, personeli grev yürütürken, Kıbrıs'tan uçuşları aksatmamaktan bahsediyorum.

ERÇAKICA: Çiçek'in bize önerisi vardı. Bu öneriler vardı Pegasus'un da Atlas'ın da... Bayrak taşıyıcılığı meselesi.. Bunu biliyorsa dedim ya adam boşuna adamı olmadı Salih Coşar gibi Özal'dan beri...

TALAT: Kim ama?

ERÇAKICA: Cemil Çiçek! Özal'ın bakanı idi Cemil Çiçek. Dedi ki, bu bayrak tşaıyıcılık sorunsa ben size şartnameyi hazırlayım dedi. Adamın söylemesi önemli. Ben hazırlayım dedi, bayrak taşıyıcılık devam etsin dedi. Ne kadar dahil oluyorlar anlıyor musun?

MUNGAN: Yapılacak şeyler bellidir. Ankara'dan son aldığım intiba ise CTP'nin içinde olduğu bir hükümettir öngöürleri... Onun dışında bir öngörüleri yok ve Eroğlu'na da ikazlarda bulunduğunu söyledi. Hasan Bey söyledi mi bilmiyorum. Bütün partilerin de programlarını toparlamış.

TALAT: Ve ekonomi bölümlerine bakmış ha...

 

ERÇAKICA: "YATIRIMLARA BİR KURUŞ HARCANMAYACAK ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMDE"

 

ERÇAKICA: Şimdi dolayısı ile sayın Başkan, 22'sinde siz bütün seçeneklere göre Cumhurbaşkanı olarak senaryolarınızı hazırlayın. Mecbur değilsiniz hükümeti birine veresiniz. Çağırıp ne yapacaklarını da sorabilirsiniz. Yani niye hükümet olacaksınız? Aldın bir oy ama bana söyle niye Başbakan tayin edeceğim...

TALAT: Zeren bu şeyi sakın ihmal etme ha. Benim de anlayacağım bir şekilde de bana belki daha sofistike olabilir ama...

MUNGAN: TC ile imzaladığımız ve gözden geçirdiğimiz protokol var. O protokol da öz olarak havayolları ile var, limanla ilgili

TALAT: Sonra liman konusundaki gecikmeyi de anlamıyorum.

ERÇAKICA: Yatırımlara bir kuruş harcanmayacak önümüzdeki dönemde. Gerekirse 2010'da da. Aynı yolda gidip geleceğiz ama sistem iyileşecek. Yani KDV düşecek. Burası rekabetçi bir yapıya bürünecek.

TALAT: Doğrudur yahu, beytambal kalsın zaten belki de o zaman sorunu da çözeriz. İnşallah...

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.