Özkan: "Babama neden yasak koydunuz?"

Vatan Mehmet

Kıbrıs Postası'na konuşan oğul Ahmet Necati Özkan, iptal kararı ile o yıllara ilişkin 'karanlıkta kalan bilgileri' elde etmede önlerinin açıldığını o dönemde babasının neden Türkiye'ye giriş yasağı konduğu sorusunun yakın gelecekte yanıt bulacağını umduğunu ifade etti.

Kıbrıs Türk toplumunun ilk lideri Necati Özkan'ın, 1954 yılında Türkiye'ye girişinin yasaklanmasına ilişkin Ankara'da sürdürülen hukuki mücadelede yeni bir aşamaya gelindi. Ankara 16. İdare Mahkemesi, geçtiğimiz günlerde aldığı bir kararla "Giriş Yasağı"na ilişkin belge ve bilgileri aileye vermeyi reddeden TC İçişleri Bakanlığı'nı haksız buldu ve işlemi iptal etti. Bu karardan sonra, Demokrat Parti iktidarı döneminde konulan 'Giriş Yasağı'nın perde gerisinin gün ışığına çıkmasının yolu açılmış oldu.

Hukuka ve mevzuata aykırı

Necati Özkan Vakfı Başkanı Ahmet Necati Özkan, 2003 yılında Türkiye'de yürürlüğe giren "Bilgi Edinme Hakkı Kanunu" çerçevesinde TC İçişleri Bakanlığı'na başvurarak söz konusu 'Giriş Yasağı'na ilişkin tüm resmi belge ve bilgileri talep etmiş, ancak bakanlık, KKTC vatandaşlarının TC'den bilgi talep etme hakkı bulunmadığını öne sürerek başvuruyu reddetmişti. Ahmet Necati Özkan, bunun üzerine Ankara 16. İdare Mahkemesi'nde dava açmış ve 'red' kararının iptalini talep etmişti. Mahkeme, TC içişleri Bakanlığı'nın 'red' kararını; hukuka ve mevzuata aykırı bularak işlemi iptal etmiş ve dava masraflarını da davalının ödemesine karar vermiştir.

1954'te yasaklanmıştı

1920'li, 1930'lu ve 40 yıllarda Kıbrıs Türk siyasetine damgasını vuran, Kavanin Meclisi (Yasama Meclisi) üyeliği yanında 2 kez Lefkoşa Belediye Meclisi üyeliği yapan, "Milli Cephe" adında gizli, siyasi bir parti kurarak İngiliz Koloni Yönetimine karşı bayrak açan, 1949 yılında 'İstiklal' adında bir gazete çıkaran ve bunu 1954 yılına kadar sürdüren Necati Özkan'ın; 5 Ağustos 1954 tarihinde, Türkiye'ye girişi yasaklanmış ve bu yasak Emin Dirvana'nın Büyükelçi olarak görev yaptığı Kıbrıs Cumhuriyeti döneminde, 22 Ağustos 1961'de kaldırılmıştır.

Soyadını Atatürk koymuştu

Necati Özkan Vakfı Başkanı Ahmet Necati Özkan, konuya ilişkin olarak basına şu açıklamayı yaptı: "Babam, rahmetli Necati Özkan, Atatürk'e, İnönü'ye ve CHP'ye bağlı bir politikacıydı. 'Altı ok' amblemini kullanırdı. Soyadını Atatürk koymuştu. 1950'li yılların başında babam, sahibi bulunduğu İstiklal gazetesinde, buradaki TC Başkonsolosu Burhan Işın'ı, içişlerimize müdahale etmekle suçlayan sert yazılar yayımladı. Demokrat Parti iktidarı bundan hoşlanmadı. Buradaki destekçilerinin de katkısı ile babama karşı bir kampanya başlatıldı. Bazı toplum ileri gelenlerinin Ankara'ya yaptıkları 'jurnal'ler sonucunda babamın Türkiye'ye girişi yasaklandı. Bu yasaklama ve yangın sabotajı sonrası maddi durumu da çökünce siyaset sahnesinden çekildi. Bu yasak tam 7 yıl sürdü. Biz ailesi olarak ve Vakıf olarak, babamın TC'ye girişinin yasaklanması konusunda devlet arşivlerindeki belgeleri TC Devlet ve Hükümet yetkililerinden 2001 yılından itibaren de talep etmiş fakat temin edilememişti. Bunlar açıklanırsa, yakın tarihimize bir pencere açılmış ve birçok gerçek de öğrenilmiş olacak. Mahkeme bize verilen 'red' cevabını haksız buldu. Ancak TC devleti istinafa gitti. Çok önemli bir dava süreci olacak. Biz, işin peşini bırakmayacağız."

"Perde gerisi aralanabilir"

Davanın istinafının sonucunda TC Danıştay'ı, Ankara 16. İdare Mahkemesi'nin kararını onaylarsa, Necati Özkan'ın "TC'ye girişinin yasaklanmasının" perde gerisini aydınlatacak belgeler ortaya çıkabilecek.

Kıbrıs Postası'na konuşan Özkan: "AKP'nin adaletine yine de inanmıyorum"

"Gelişmeyi Kıbrıs Postası'na değerlendiren oğul Ahmet Necati Özkan, yıllardır vârisleri olarak verdiği mücadelede hiç yardım görmediklerini, alınan yeni iptal kararının o günlere ışık tutacak 'karanlık bilgileri' edinmede önemli bir rolü olacağını söyleyerek "ancak yine de AK Parti iktidarının adaletine inanmıyorum" dedi.

Özkan şöyle dedi; "evet önemli bir iptal kararı. Bu bizi umutlandırıyor. Çünkü yıllardır varisler olarak verdiğimiz bu uzun mücadelede önemli bir noktaya geldik. 1954'te merhum hakkında alınan 'Türkiye'ye giriş yasağının' arkasında dönen karanlık oyunları öğrenebilme şansımız var. Ancak yine de Ak Parti iktidarının adaletine güvenmiyorum"