Mesutoğlu: "İşgal beyinlerdedir, Geçici 10. Madde bu yüzden kalıcıdır"
Avukat Serkan Mesutoğlu, sosyal medyada yayımladığı "Beyinlerdeki işgal Geçici 10. Madde kalıcı mı?" başlıklı yazısıyla polisin sivil idareye değil de askere bağlı olmasının kaynağının 85 Anayasası olmadığına vurgu yaparak, "Bu ülkede işgal vardır. İşgal, ezber üzerinden siyaset yapanların ve onları sorgusuz takip edenlerin beynindedir. Geçici 10. madde bu yüzden kalıcıdır." İfadelerini kullandı. Mesutoğlu'nun yazısının tamamı şöyle:
Kıbrıs Postası
Geçici 10. madde'nin 85 Anayasası içerisinde en fazla konuşulan madde olduğunu tahmin ediyorum. Polisin sivil idareye değil de askeri idareye bağlı olması ve bu demokrasi(sivilleşememe) sorununa gerekçe olarak geçici 10. maddenin gösterilmesi düzenlemeyi çok konuşulan bir madde haline getirmiştir. Anayasa değişikliğinin sıkça konuşulmaya başlandığı son zamanlarda Anayasa'da neyin değiştirilmesi gerektiği sorusuna muhtemelen en çok verilecek cevap geçici 10. madde olacaktır. Anayasa değişikliğiyle geçici 10. madde kaldırılacak, polis sivil iradeye bağlanacak, böylece büyük bir demokrasi problemi tarihe karışacaktır.
Polisin sivil idareye bağlanmasının önemine dikkat çeken fakat bunun için farklı bir yol izlenmesi gerektiğini söyleyen bir diğer fikir ise herhangi bir anayasa değişikliğine gerek olmaksızın polisin sivil idareye bağlanabileceğini ileri sürmektedir. Bu fikri savunanlar geçici 10. maddede yer alan "milletlerarası durum gerektirdiği sürece" ibaresine atıfta bulunmakta ve bu "durum" kararını Meclis'in "mümkünse oy birliğiyle değilse oy çokluğuyla" verebileceğini ve böylece polisin sivil idareye bağlanabileceğini ileri sürmektedir[1].
Her iki görüşün ortak noktası geçici 10. maddeyi polisin sivil idareye bağlı olmamasının kaynağı olarak işaret etmesidir. Oysa ne geçici 10. madde, ne atıfta bulunduğu 117. madde, ne de Polis Örgütünün kuruluşunun düzenlendiği 118. madde polisin askere bağlı olması konusunda açıkca bir düzenleme içermemektedir.
O halde nedir bu geçici 10. madde? Geçici 10. madde aynen şöyledir:
"Kıbrıs Türk halkının savunması ve iç güvenliği ile milletlerarası durum gerektirdiği sürece bu Anayasanın 117. maddesinde yer alan kurallar yürürlüğe girmez. Anayasa yürürlüğe girdiği tarihte dış ve iç güvenliğin sağlanmasında kullanılan bütün kuvvetlerle, bunlara ilişkin olarak uygulamada olan usul ve hükümlerin ve bu konularda kabul edilmiş ve edilecek işbirliği esaslarının uygulanmasına devam olunur."
Buradaki kilit kavramlar "iç güvenlik", "milletlerarası durum gerektirdiği sürece" ve atıfta bulunulan 117. maddedir. 117 madde "Yurt Savunması ve Silahlı Kuvvetlerin Kuruluşu"nu düzenlemektedir. Bu maddeye göre yurt savunması K.K.T.C. silahlı kuvvetlerince sağlanacak; yurt güvenliginin sağlanmasından da bakanlar kurulu meclise karşı sorumlu olacaktır. Silahlı kuvvetler ise savunma bakanlığına bağlı olacaktır. İşte geçici 10. madde bu düzenlemeyi dondurmaktadır.
Peki bu bahsettiklerimizin içerisinde polis nerede? Polis Örgütü, Anayasa'nın 118. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre "Polis Örgütünün kuruluşu, görev, yetki ve sorumlulukları yasa ile düzenlenir. Polis demokratik hukuk ilkelerine ve yurttaşların temel hakların saygılı olarak. Anayasa ve yasalar çerçevesinde gorev yapmakla yükümlüdür".
Görüldüğü gibi Anayasa'da polisin askeri idareye bağlı olduğunu anlayabilmemize yarayacak açık bir hüküm yoktur. Bu durumda elimizde polisin sivile bağlı olmamasını düşünmemize neden olacak bir tek geçici 10. maddedeki "iç güvenlik" ibaresi kalmaktadır. Fakat polisin sivile bağlanamamasına bu ibarenin yasal dayanak teşkil ettiği tespiti bir varsayımdan öteye geçemeyecektir.
Görüleceği üzere polisin askere bağlı olduğu iddiasına dayanak teşkil edecek bir anayasal düzenleme konusunda Anayasa'da çok belirgin bir belirsizlik vardır. Garip olan, böyle açık bir belirsizlik olmasına rağmen bir çok kişinin polisin sivile bağlanamamasına gerekçe olarak "geçici 10. madde"yi son derece emin bir şekilde kaynak göstermesi ve bu net tavrı yansıtır şekilde "ivedilikle" bir anayasa değişikliği talep ediyor olmasıdır.
Kanımca, Anayasa'daki bu belirsizliği ortadan kaldırıp Anayasa'nın neyi murad ettiğini anlayabilmek için geçici 10. madde ve 118. maddeyle ilgili dönemin komisyon ve meclis genel kurul tutanaklarını incelemek gereklidir. Böyle bir yöntem, kuşkusuz, bizi farazi kabullerden uzaklaştıracağı gibi gerçeği daha iyi anlamamıza yardımcı olacaktır.
KOMİSYON VE GENEL KURUL TUTANAKLARINDA 118. MADDE İLE GEÇİCİ 10. MADDE
Polis örgütünün işleyişine dair madde dönemin Anayasa komisyonu tarafından 16 Mart 1984 tarihinde görüşüldü. Görüşmeler neticesinde, genel kurulda oylanmak üzere, "İç Güvenliğin Sağlanması" başlıklı 118. madde ortaya çıktı. Bu taslak madde iç güvenliğin, İçişleri Bakanlığına bağlı polis örgütünce sağlandığını düzenlemekteydi[2].
Anayasa komisyonu geçici 10. maddeyi ise 28 Mayıs 1984 tarihinde görüştü. Geçici 10. madde "iç güvenliğe" atıfta bulunmaktaydı. Bu nedenle polisi örgütünü İçişleri Bakanlığına bağlayan 118. madde ile kolaylıkla ilişkilendirilebileceği ve hatta onunla bağdaştırılmak istendiği endişeleriyle başlangıçtan itibaren rahatsızlık nedeni olmuştur.
Tutanaklardan anlaşıldığı kadarıyla "İç Güvenliğin Sağlanması" başlıklı 118. madde değiştirilmeksizin ve başka bir alternatifi olmaksızın; geçici 10. Madde ise değiştirilmeksizin fakat birkaç alternatifle oylanmak üzere Kurucu Meclis Genel Kurulu önüne gitti.
4 Mart 1985 tarihinde "İç Güvenliğin Sağlanması" başlığı altında polis örgütüne dair 118. madde ele alındı. Söz konusu madde oylanmadan önce anayasa komisyonu başkanı Mustafa Çağatay komisyon adına ara talebinde bulundu. Aradan sonra Çağatay söz alarak komisyonun oy çokluğuyla maddeyi değiştirdiğini ve değişmiş halinin genel kurula sunulmasına karar verdiğini açıkladı.
118. maddenin önceki halinde başlığı "İç Güvenliğin Sağlanması" olup birinci paragrafı "Ülkenin iç güvenliği, İçişleri Bakanlığına sağlanması bağlı polis örgütünce sağlanır. Polis örgütünün en yüksek hiyerarşik amiri, Emniyet Genel Müdürüdür." şeklindeydi.
Komisyonun değişikliğiyle madde başlığı "Polis Örgütü" olurken, birinci paragrafı olduğu gibi kaldırıldı. Madde hemen hemen şimdiki haline getirilerek örgütün kuruluş, görev, yetki ve sorumlulukları yasada düzenlenmek üzere bırakıldı.
Bu değişikliğe neyin neden olduğu ayrı bir tartışma konusu olmakla birlikte ilk bakışta sivilleşme yönünde geri bir adım olarak algılanması son derece doğaldır. Fakat Alpay Durduran'ın komisyonun bu değişikliğine yaklaşımı olayın başka bir şekilde değerlendirilebilmesine yardımcı olmaktadır.
Durduran, özetle, Polis örgütünü İç İşleri Bakanlığına bağlayan 118. maddenin geçici 10. Maddenin iç güvenliğe atıfta bulunması nedeniyle K.T.B.K ülkede olduğu sürece çalışmayacağını, dolayısıyla böyle bir düzenlemenin Anayasa seviyesinde değil yasa seviyesinde yapılmasının önemine dikkat çekmiştir. Böylece polis-sivil/asker ilişkisi anayasal bir değişikliğe gerek kalmaksızın yasalar tahtında düzenlenebilecektir aksi takdirde "anayasayı değiştirmeden herhangi birşey yapma olanağı" olmayacaktır[3].
Kuşkusuz böyle bir yaklaşım geçici 10. maddedeki "iç güvenlik" ibaresinin etkisini kaybettirmeyecektir diye düşünülebilir; ancak 8 Mart 1985 tarihli Genel Kurul tutanakları bu ibarenin polis-asker ilişkisinde herhangi bir anlam taşımayacağına açık bir delildir. Anayasa Komisyonu başkanı Mustafa Çağatay, İsmail Bozkurt'un uyarısıyla, geçici 10. madde Genel Kurulda oylanmadan önce söz alarak geçici 10. maddeyle ilgili şu açıklamayı yapmıştır:
"Efendim, TKP'nin özellikle bu metinde 117. maddenin dışında, özellikle 118. maddenin yer almayışı, yalnız 117. maddeyi dikkate aldığı ifade etmesini olduğu gibi kabul etmiş durumdayız. Nedeni gayet açıktır. Madde yalnız 117'den bahsolunmaktadır. Herhangi başka bir maddeye atıfta bulunulmamaktadır." Geçici 10. madde bu izahat üzerine oylamaya sunulmuş ve oy çokluğu ile kabul edilmiştir.
SONUÇ
Hukukta bir düzenlemenin ne anlama geldiğini kavrayabilmek için çeşitli yorum yöntemleri geliştirilmiştir. Lafzi yorum yani düzenlemenin kelimelerine, kelimelerin yerine, noktalama işaretlerine dayanılarak yapılan yorum kaçınılmaz olarak kullanılan bir yöntemdir[4]. Lafzi yorum yönteminden anlaşılması gereken düzenlemenin sözünden yola çıkarak yorum yapılması değil, "kanunun sözleri ile bağlı kalınması ve onun dışına çıkılmamasıdır". Gözler'inde ifade ettiği gibi "Lafzi yorum yöntemi, kanun metninin kanun koyucunun iradesinin tam olarak yansıttığı ve kanun koyucunun niyetini ifade etmek için tamamen uygun ifadeler kullandığı varsayımına dayanır."[5]
Geçici 10. maddenin yazılış itibariyle kolaylıkla anlaşılmaya müsait bir düzenleme olduğunu söylemek pek gerçekci değildir. Söz konusu maddenin polisin sivile bağlanmasına açıkca engel teşkil edecek bir şekilde kaleme alındığını söylemek ise mümkün görünmüyor. Buna ilaveten ne geçici 10. madde içerisinde atıfta bulunulan 117. maddede ne de Polis Örgütüyle direk ilgili olan 118. maddede polisin sivile bağlanamamasına veyahut polisin askere bağlanmasına ilişkin bir anlam yoktur. Bu şartlar altında salt lafzi yoruma dayanılarak geçici 10. maddeden herhangi bir anlam çıkarmaya çalışmak kişiyi yanlış bir sonuca götürmekten başka bir işe yaramayacaktır.
Geçici 10. madde anlam belirsizliği olan bir hükümdür. Bu nedenle yetersiz kalacak olan lafzi yorumun yerine tarihi yorum yöntemiyle hüküm anlaşılmaya çalışılmalıdır. Bu yorum yöntemine göre kanun koyucunun kanunu koyduğu zamanki iradesi araştırılarak amacı saptanmaya çalışılır.
Genel kurul tutanakları göstermektedir ki, Kurucu Meclis polisi içişlerine bağlayan "iç güvenliğin sağlanması" başlıklı maddeyi Geçici 10. maddenin kapsamının dışına çıkarmak için yapılan değişikliği kabul etmiştir. Böylece ileride yasama organı gerekli çoğunluğu elde ederek polis örgütünün nereye bağlanabileceğine karar verebilecektir.
Buna ilaveten Kurucu Meclis Anayasa komisyonu başkanının Geçici 10. maddeden ne anlaşılması gerektiğine dair yapmış olduğu izahatın ardından oy çokluğuyla düzenlemeyi kabul ederek iradesini göstermiştir. Anayasa komisyonu başkanı komisyon tarafından Geçici 10. maddenin 118. maddenin düzenlediği polis örgütü ile bağlantısı olmadığı görüşünü oy birliğiyle benimsendiğini söylemiştir.
Netice itibariyle polisin sivil idareye değil de askere bağlı olmasının kaynağı 29 yıldır gösterildiği gibi 85 Anayasası değildir. Gerçekten de mevzuatımızda polisin askere bağlı olmasına dair bir düzenleme vardır. Fakat bu düzenleme anayasal seviyede değil yasal seviyede olan Polis Örgütü Yasasıdır[6]. Bu durum geçici 10. maddeye dair Anayasa Komisyonu başkanının yapmış olduğu izahat ve Alpay Durduran'ın 118. maddenin son şekline dair yapmış olduğu izahatlarla birebir örtüşmektedir.
29 yıldır bir ezber üzerinden siyaset yapılmaktadır. Bu ülkede işgal vardır. İşgal, ezber üzerinden siyaset yapanların ve onları sorgusuz takip edenlerin beynindedir. Geçici 10. madde bu yüzden kalıcıdır."
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.