Sennaroğlu: "Gıda güvenliğinde tek otorite olması şart"

Ülkemizde gerek meyve sebze, gerekse un mamullerinin gıda güvenliğine ilişkin soruları yanıtlayan Bakan Sennaroğlu, gıda güvenliği konusunda var olan sıkıntıların, meclise gönderilen Gıda ve Yem Yasası'nın yürürlüğe girmesi ve Gıda Dairesi'nin kurulmasıyla giderileceğinin altını çizerek, hala hazırda tarlalarda yapılan sıkı denetimlerle gıda güvenliğini en üst noktada tutmaya çalıştıklarını anlattı.

Hal yasasının da meclise gönderildiğini hatırlatan Sennaroğlu, bu iki yasanın birlikte işleyeceğini ve gıda güvenliğinde sorunların aşılacağını vurguladı. Sennaroğlu, gıda güvenliğinde yetkilerin tek otoritede toplanması gerekliliğinin de altını çizdi.

"GIDA GÜVENLİĞİ BİZİM DENETİMLERİMİZ SAYESİNDE KONUŞULMAYA BAŞLANDI"

Hükümet olarak gıda güvenliğine verdikleri değeri, Tarım Bakanlığı'nı aynı zamanda Gıda Bakanlığı olarak da düzenlemelerinden anlaşılabileceğini belirten Sennaroğlu, bu düzenlemeyle ilk adımın atıldığını, şu anda ise gıda dairesi oluşturulması için çalışmaların sürdüğünü söyledi. Son günlerde meyve ve sebzelerde limit üstü tarımsal ilaç kalıntılarının tespit edilmesiyle ilgili haberlerin sorulması üzerine ise Bakan Sennaroğlu, gıda güvenliğinin Tarım Dairesi'nin analizleri çoğaltıp sonuçları halkla paylaşmaya başlaması nedeniyle bu kadar çok konuşulmaya başlandığını, bunun da gıda güvenliği konusunda farkındalık yaratılması açısından önemli olduğunu vurguladı. Yapılan analizler ile ilgili bilgiler de veren Sennaroğlu, Tarım Dairesi'nin gerekli analizlerin yapılması için yoğun bir mesai harcadığını, her üreticiden mutlaka örnekler alınıp analizlerin yapıldığını belirtti. Limit üstü kalıntıya rastlanan ürünlerin kesinlikle piyasaya sürülmeden imha edildiğinin de altını çizen Sennaroğlu, bazı örnekler de verdi. Göreve geldikleri günden bu yana maydanozdan alınan 50 örnekten 7 tanesinin limit üstü kalıntıya rastlandığını söyleyen Sennaroğlu, 44 örnek alınan domates ile 49 örnek alınan enginar örneğinin ise tamamen temiz bulunduğunu anlattı.

"GIDA GÜVENLİĞİNDE YETKİ TEK OTORİTEDE OLMALI"

Ülkemizde üretilen ekmeklerdeki gıda güvenliğine yönelik soruya karşılık ise Sennaroğlu, Gıda, Tarım ve Enerji Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Belediyeler ve Ticaret Dairesi olmak üzere birçok kurumun ekmekteki gıda güvenliğinden sorumlu olduğunu anlatarak, gıda güvenliğinde tek otoritenin olmasının önemini vurguladı. Sennaroğlu, gıdadan da sorumlu bakanlık olarak gıda güvenliği konusunda yetkilerin bu bakanlıkta ve kurulacak gıda dairesinde toplanması gerekliliğinin altını çizdi.

"TÜRKİYE'DEN GELECEK SU İLE UN İHTİYACIIMIZ İÇİN GEREKEN BUĞDAY BURADA ÜRETİLEBİLİR"

Gıda, Tarım ve Enerji Bakanı Önder Sennaroğlu, ekmek için ülkeye yılda 35 bin ton buğday ithal edildiğini de anlattığı programda un için 35 milyon TL'ye tekabül eden bir kaynağın harcandığını, Türkiye'den gelen suyun tarımda kullanılacak kısmıyla un için ihtiyaç duyulan buğdayın ülkemizde yetiştirilmeye başlanabileceğini kaydetti. Şu anda Türkiye'den gelecek suyun nerelerde kullanılacağına yönelik yapılan çalışmalarda bunun da üzerinde durduklarını belirten Sennaroğlu, böylelikle 35 milyon TL'nın da ülkeye katma değer yaratacağını ifade etti.

"EN KALİTELİ UN BİZİM FABRİKALARIMIZDA ÜRETİLİYOR"

Son günlerde un üreticileri ve ekmekçiler arasında yaşanan tartışmalarla ilgili soru yöneltilen Bakan Sennaroğlu, un üreticilerinin Türkiye'deki un fiyatları ile rekabet edemeyecekleri, ekmekçilerin ise Türkiye'den un ithalinin yasaklanmasıyla adada tekel oluşacağı yönünde endişelerin bulunduğunu ifade etti. Sennaroğlu, bu sorunu Toprak Ürünleri Kurumu'nu aylık 2000 ton olan un ihtiyacının %25'ini ithal etmekle görevlendirerek aştıklarını, iki kesim arasında orta yolu bulduklarını belirtti. TÜK'ün Türkiye'den ithal ettiği un ve ülkemizde üretilen un değirmenlerinden alınan unun Türkiye'de akredite edilmiş bir laboratuvarda tahlil ettirdiklerini de anlatan Sennaroğlu, en kaliteli unun bizim ülkemizde üretilen üç değirmenden birinde çıktığını da söyledi.