İÇ HABERLER
okuma süresi: 14 dak.

Özel hayata dokunan yandı!

Özel hayata dokunan yandı!

Kıbrıs Türk Basını'nda tartışmalara yol açan Özel Hayatın ve Hayatın Gizli Alanının Korunması Yasası, Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi.Yasa'yla kişiler kendilerine ait olmayan hiçbir mektubu, elektronik postayı, telgrafı açamayacak, telefon görüşmelerini dinleyemeyecek, rıza olmaksızın ses ve görüntü alamayacak...

Yayın Tarihi: 13/03/14 12:00
okuma süresi: 14 dak.
Özel hayata dokunan yandı!
A- A A+

Kıbrıs Postası - Meryem Ekinci

Dünyada hızla yayılan ve çılgınlığa dönüşen cep telefonuyla kişilerin özel hayatının kaydedilmesi, kişiler arası konuşmaların ses kaydına alınması hapis cezasını da içeren ağır suç kapsamına giriyor.

Gazeteciler açısından otosansüre yol açacağı ve kamu yararının görmezden gelindiği eleştirileriyle karşılanan Yasa'yla özel hayatın dokunulmazlığı garanti altına alınıyor.

CTP-BG Milletvekili Tufan Erhürman ise basında yer alan eleştiriler karşısında kişisel internet sitesinden yaptığı açıklamada Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne ve AİHM'in aldığı bazı kararlara atıfta bulunarak, böyle bir Yasa'nın çıkarılmasının ve özel hayatın gizliliği ile haberleşmenin gizliliğinin koruma altına alınmasının sadece KKTC Anayasası'nın değil, KKTC iç hukukunun bir parçası olan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin de bir gereği olduğunu kaydetti.

SUÇ İŞLEMİŞ OLACAK

Özel Hayatın ve Hayatın Gizli Alanının Korunması Yasası, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu tarafından Resmi Gazete'de yayımlanarak, yürürlüğe girdi.

"Anayasa'da yer alan özel hayatın gizliliğini ve haberleşme özgürlüğünü koruma ve bu temel hakları ihlal edenlerin işlemiş sayılacakları suçları ve bu suçların işlenmesi halinde verilecek cezaları düzenleyen" Özel Hayatın ve Hayatın Gizli Alanının Korunması Yasası'yla, kişiler arasında mektupla, telgrafla, telefonla, elektronik posta ve benzer yollarla yapılan haberleşmenin gizliliğini ihlal ederek öğrenen, kaydeden, haberleşmenin içeriğini tüm tarafların onayı olmadan ifşa eden, suç işlemiş olacak.Aynı zamanda kendisiyle yapılan haberleşmenin içeriğini diğer tarafın veya tarafların onayı olmaksızın ifşa eden de suç işlemiş olacak.

DİNLEMEK DE GÖRÜNTÜLEMEK DE AĞIR SUÇ

Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları, tarafların tümünün rızası olmaksızın bir cihazla dinleyen, ses alma cihazıyla veya görüntülü olarak kaydeden de katıldığı aleni olmayan bör söyleşiyi konuşanların rızası olmaksızın sesli ve/veya görüntülü olarak kaydeden ve/veya bir alet aracılığıyla anında ifşa eden de suç işlemiş olacak.

ÖZEL HAYATI GÖRÜNTÜLEMENİN BEDELİ AĞIR

Yasa'ya göre kişilerin özel hayatının gizliliğini kasten ihlal eden, görüntü ve/veya sesleri kayda alan ve/veya böyle bir kaydı elde eden, görüntü ve sesleri ifşa eden suç işlemiş olacak. Yani Yasa'yla artık kişiler ister akrabaları ister eşleri ister çocukları ister arkadaşları olsun kimsenin ne mektubunu açabilecek ne cep telefonu kayıtlarına bakabilecek ne de karşı tarafın izni olmaksınız videoya alabilecek.

7 YILA DEK HAPİS CEZASI

İşlenen suçlara bağlı olarak üst limiti bir yıldan 7 yıla uzanan hapis cezaları ile para cezaları öngörülüyor.

YASA GEREKÇESİ

Yasa, CTP-BG Milletvekili Tufan Erhürman tarafından bir yasa önerisi olarak Hukuk ve Siyasi İşler Komitesi'nin gündemine götürüldüğünde, gerekçesiyle ilgili olarak, özellikle teknolojinin gelişmesiyle birlikte, kişilerin özel hayatlarına, aile hayatlarına ve haberleşme gizliliğine müdahalenin 15-20 yıl öncesiyle kıyaslanamayacak kadar kolaylaştığı ve bu alandaki müdahalelerin yasaklanmasına, caydırılmasına ve cezalandırılmasına duyulan ihtiyacın daha da yoğun bir biçimde hissedilmeye başlandığı kaydedilmişti.

Ceza Hukuku'nun söz konusu teknolojik gelişmelerden önce düzenlenmiş olması sebebiyle, bu alandaki ihtiyaca cevap veremediği, yasa çalışmasında amacın, özel yaşamın, aile yaşamının ve haberleşmenin gizliliği alanında yaşanan gelişmelerin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti hukukuna yansıtılması ve Anayasa'nın 19'uncu ve 21'inci maddelerinde sözü edilen hak ve özgürlüklerin korunmasının sağlanması olduğu belirtilmişti.

Yasa önerisinin genel gerekçesinde ise, KKTC Anayasası'nın 19'uncu maddesinde özel hayatın gizliliğinin, 21'inci maddesinde de haberleşme özgürlüğünün düzenlendiği belirtilerek yasanın da modern hukukta özel yaşamın, aile yaşamının ve haberleşmenin gizliliği alanında yaşanan gelişmelerin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti hukukuna yansıtılması ve Anayasa'nın 19'uncu ve 21'inci maddelerinde sözü edilen hak ve özgürlüklerin korunmasının sağlanmasını amaçladığı ifade edilmişti.

BASIN KIZGIN

Yasa'da söz konusu suçların basın-yayın yoluyla veya sosyal medya aracılığıyla işlenmesi halinde uygulanacak cezalar ve düzenlemeler de yer alıyor. Basın örgütleri ise Cumhurbaşkanı Eroğlu'nun onayından geçmeden önce müdahale etmekte geciktikleri Yasa'da basının kamu yararına haber yapma hakkını korumanın peşinde

Medya Etik Kurulu, Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği (KTGB) ve Basın-Sen yetkilileri Kıbrıs Postası'na yaptıkları özel açıklamada basın özgürlüğü ve kamu yararına dikkat çekmişti.

KTGB Başkanı Hüseyin Güven, Anayasa ile güvence altına alınan özel hayatın gizliliği ile haberleşme özgürlüğü konularının önemli olduğunu ancak söz konusu hakların hapis cezası ile korunmaya çalışılmasının doğru olmadığını ifade etmişti.

KAMU YARARINA UYGUN YAYIN

Güven, "Üstün kamu yararı diye bir tabir var. Üstün kamu yararı olması durumunda özel hayatın gizliliği ya da kişisel haberleşmenin gizliliği ikinci plana itilebilir" demişti.

Medya Etik Kurulu Başkanı Prof. Dr. Süleyman İrvan da, gazetecileri de bağlayan Yasa'yla araştırmacı gazeteciliğin "yapılamaz" hale getirildiğini kaydetmişti.

Yasa ile kamu yararı taşıyan telefon konuşmalarının "açığa çıkarılmasının" da ceza kapsamına girdiğini ifade ederek, "gazeteciliğin asli işlevi kamu yararına uygun yayın yapmaktır" diyen Prof. Dr. İrvan, "Telefon konuşmalarının açığa çıkarılmasında artık ceza maddeleri söz konusu. Benim temel itiraz noktam kamu yararı meselesi. Gazeteciliğin asli işlevi kamu yararına uygun yayın yapmaktır. Haberleşmenin, iki kişi arasındaki iletişimin içeriği eğer toplumu ilgilendiriyorsa ve bu gazetecinin eline geçerse, bunlar gizli bile olsa gazeteci haber yapmak durumundadır. Araştırmacı gazeteciliğin asli görevi gizli olanı açığa çıkarmaktır. Bu yasa bu haliyle özel hayat alanında araştırmacı gazeteciliği olanaksız hale getiriyor. Bunları suç hale getiriyor"demişti.

KAYNAKTAN YARARLANMA HAKKI

Basın-Sen Genel Sekreteri Canan Onurer de basın özgürlüğünün ve gazetecilerin haber alma ile kaynaktan yararlanma hakkının siyasi iradenin çıkarları uğruna sekteye uğratılmaya çalışıldığını vurgulayarak, yasanın gazetecilerin çalışma alanlarını kısıtlayacak şekilde değil, halkın haber alma hakkını koruyacak şekilde düzenlenmesi için gerekli girişimleri yapacaklarını kaydetmişti.

Basın örgütlerinin bir diğer ortak eleştirisi ise yasanın bir öneri olarak ilgili komiteye gittiği dönemde basın örgütlerinin görüşlerine başvurulmaması yönünde olmuştu.

ERHÜRMAN'DAN AÇIK KAPI

Yasa'yı hazırlayan CTP-BG Milletvekili Tufan Erhürman ise dün kişisel internet sitesinden yaptığı açıklamada, basının eleştirilerine de yanıt verdi.

"Yasa'nın görüşülmesi sırasında ilgili taraflardan yeterince görüş alındı mı?" sorusuna cevaben, Yasa'nın Komite'de görüşüldüğü safhada, Savcılık, Barolar Birliği ve ilçe barolarının temsilcilerinin davetli olarak dinlenildiğini vurgulayan Erhürman, Yasa'nın 28 Kasım 2013 tarihinde Cumhuriyet Meclisi'nin internet sitesine yüklendiğini, 3 Aralık 2013 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlandığını, Komitenin ilk görüşmesini 22 Ocak 2014'te yaptığını ancak 28 Kasım 2013 tarihinden 22 Ocak 2014 tarihine kadar Komite'ye herhangi bir sivil toplum kuruluşundan herhangi bir yazılı görüş ve Komite'ye katılma talebi iletilmediğini kaydetti.

Basın örgütlerinin komiteye davet edilmemesi nedeniyle basın mensuplarından özür dileyen Erhürman, 4 Mart 2014'te Medya Etik Kurulu'nun davetlisi olarak katıldığı toplantıya da atıfta bulunarak, şöyle yazdı:

"Kurul üyelerinin Yasa ile ilgili endişelerini konuştuk. Kurul üyelerinin Yasa'yı daha ayrıntılı biçimde inceleme talepleri doğrultusunda, onların davet edeceği bir başka toplantıda bir görüşme daha yapmayı ve Yasa'da korunmaya çalışılan değerlere halel gelmemek kaydıyla gerekli olduğu kanaatine ulaşırsak, Yasa için değişiklik önerisi yapmayı kararlaştırdık. O tarihten bu yana bana bu konuda herhangi bir çağrı gelmedi.

Tüm bunlara ek olarak, benim basın örgütlerimizi komiteye davet etmek konusundaki yanlışımı asla düzeltmemek kaydıyla, Meclis çalışmalarını izlemekle görevli temsilcileri de olan basınımızın, 28 Kasım 2013'ten itibaren Cumhuriyet Meclisi'nin web sitesinde yer alan, Resmi Gazete'de 3.12.2013 tarihinde yayımlanan ve Komite'de veya Meclis'te olduğuna dair müteaddit defalar basında haberleştirilen Yasa'dan ancak 2014'ün Şubat ayı başında haberdar olabilmelerinin de özellikle bu Yasa'nın olumsuz etkilediği düşünülen araştırmacı gazetecilik açısından kafamda soru işaretleri yarattığını paylaşmak durumundayım."

ERHÜRMAN: "8'İNCİ MADDESİNDE DE YER ALMAKTADIR"

Erhürman Yasa'nın korumaya çalıştığı iki temel insan hakkı olan özel hayatın gizliliği ve haberleşmenin gizliliğinin, KKTC Anayasası'nın 19'uncu ve 21'inci maddelerinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 8'inci maddesinde yer aldığını vurgulayarak, şu açıklamayı yaptı:

"Bu iki hak, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 8'inci maddesinde de yer almaktadır. Bu maddeye göre, 'Herkes özel ve aile hayatına, konutuna ve haberleşmesine saygı gösterilmesi hakkına sahiptir'.

Bilindiği gibi Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi KKTC iç hukukunun bir parçasıdır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin 4.12.2003 tarihli, app. no. 3927/98 sayılı 'Case of M.C. v. Bulgaria' kararının 150'nci paragrafına göre, 'Positive obligations on the state are inherent in the right to effective respect for private life under article 8; these obligations may involve the adoption of measures even in the sphere of the relations of individuals between themselves'".

Görüldüğü gibi, Mahkeme'ye göre, Sözleşme'nin 8'inci maddesi Devlete, yalnızca 'özel hayatın gizliliği'ni ve 'haberleşmenin gizliliği'ni ihlal etmeme şeklinde bir negatif yükümlülük değil, aynı zamanda, özel kişilerin birbirinin 'özel hayatının gizliliği'ni ve 'haberleşmesinin gizliliği'ni önlemek için önlemler almak gibi bir pozitif yükümlülük de yüklemektedir.

Dolayısıyla, böyle bir Yasa'nın çıkarılması ve 'özel hayatın gizliliği'nin ve 'haberleşmenin gizliliği'nin koruma altına alınması yalnızca KKTC Anayasası'nın değil, KKTC iç hukukunun bir parçası olan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin de bir gereğidir.

KKTC'de yürürlükte olan 1929 tarihli Fasıl 154 Ceza Yasası doğal olarak bu konuları düzenlemediğinden, KKTC Cumhuriyet Meclisi, Anayasa'nın ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin gereklerini yerine getirme zorunluluğundan hareketle bu Yasa'yı çıkarmıştır.

Yukarıda söylenenler, bu konuların medyanın kendisi tarafından etik kurallar çerçevesinde düzenlenmesi gerektiği, Devletin yasa çıkararak bu alana müdahale etmesinin doğru olmadığı yönündeki iddialara da yanıt teşkil etmektedir."

AİHM KARARLARI

Erhürman, Yasa'da "özel hayatın gizliliği"nin tanımının yapılmamış olmasının, gazetecileri tehdit eden bir eksiklik olup olmadığı noktasında ise, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, 16.12.1992 tarihli, app. no. 13710/88 sayılı "Niemitz v. Germany kararının 29'uncu paragrafına atıfta bulunarak, Mahkeme'ye göre, "özel hayat"ın kapsayıcı bir tanımını yapmanın ne mümkün ne de gerekli olduğunu belirtti.

"Böyle bir yaklaşım, neyin 'özel hayat' kapsamında olup neyin olmadığını tespit edecek basın mensupları için ilk bakışta bir tehdit gibi algılansa da, aslında konuyla ilgili diğer kararlara bakıldığında, tam tersine, bir tehdit değil, bir tür korumadır" diyen Erhürman, Mahkeme'nin 7.2.2012 tarihli, app. no. 40660/08 and 6064/08 sayılı "Case of Von Hannover v. Germany" kararının 110. Paragrafında ise, kamuya mal olmuş bir politikacının veya kamusal figürün özel hayatıyla, sıradan bir yurttaşın özel hayatı arasında ayrım yapıldığını ve böyle bir ayrımın yapılması gerektiğini söylediğini vurguladı.

Erhürman Mahkeme'ye göre, bir politikacı veya kamusal bir figürle ilgili bir fotoğraf, bir cd, bir banka hesabı vb. söz konusuysa, bunun demokratik bir toplumda yapılan tartışmalara katkıda bulunacak nitelikte olması halinde, "özel hayat" kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmadığını da vurguladı.

Erhürman kişisel verilerin kaydedilmesinin suç sayılması konusundaki uluslararası sözleşmeye de dikkat çekerek, "Convention for the Protection of Individuals with Regard to Auromatic Processing of Data" Sözleşmesi'nin 5'inci ve 6'ncı maddelerinin Yasa'nın 8-11'inci maddelerinin kaynağı olduğunu kaydetti.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.